
Bugün öğrendim ki: Emma Hauck'un (1878–1920), akıl hastanesindeyken kocasına yazdığı mektuplarla tanınan bir Alman dışlanmış sanatçı olduğu ortaya çıktı. Mektuplar asla teslim edilmedi, ancak soyut ve tekrarlı yapıları nedeniyle artık sanat eseri olarak kabul ediliyorlar; genellikle sadece "Gel canım" veya "Gel" şeklinde tekrar tekrar yazılmışlar.
Alman dışavurumcu sanatçı
Emma Hauck (14 Ağustos 1878 – 1 Nisan 1920), bir akıl hastanesinde yatarken kocasına yazdığı sanatsal, el yazısı mektuplarıyla tanınan Alman dışavurumcu bir sanatçıydı. Bu mektuplar hiç teslim edilmemesine rağmen, soyutlama ve tekrarlayıcı içerikleri nedeniyle sanat eseri olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Birçok durumda mektuplar yalnızca "Gel canım" veya "Gel" kelimelerinden oluşur ve bunlar akıcı bir yazı ile tekrar tekrar yazılmıştır.
Biyografi
[düzenle]
Emma Hauck, 14 Ağustos 1878'de Almanya'nın Ellwangen şehrinde doğdu.[1] 7 Şubat 1909'da, şiddetli psikoz nedeniyle erken bunama[2][3] teşhisi konularak 30 yaşında Heidelberg Üniversitesi'ndeki psikiyatri hastanesine yatırıldı. Dört yıl önce bir öğretmenle evlenmişti ve iki kızının annesiydi; kocası ve ailesi psikozunun konusu olmuştur.[4] Hauck, hastaneye yatarken kocasına bir dizi mektup yazdı; bunlar daha sonra sanat eseri olarak kabul edilse de, kendisi muhtemelen onları sanat eseri olarak görmemiştir.[2][5] Hauck, kısa bir süreliğine Heidelberg'den taburcu edildi, ancak daha sonra Wiesloch akıl hastanesine kalıcı olarak yatırıldı. Hauck, 1 Nisan 1920'de Anstalt Wiesloch'ta öldü.[1] Mektupları, ölüm zamanında keşfedildikleri Heidelberg'deki Prinzhorn Koleksiyonu'nda saklanmaktadır.[6][7][8]
Mektuplar
[düzenle]
Sanat olarak kabul edilen mektupların kendileri, bir kaligrafi biçimi olarak düşünülebilir. Ayrıca, öncelikle yazılmış kelimenin estetik değerine, dilsel anlamına değil, öncelik verilen asemic yazıyla da benzerlikler gösterirler. Hauck'ın yazıları mektuplarının tüm sayfalarını doldurur, çoğu durumda tekrarlanan "Sevgilim gel" (Almanca Herzensschatzi komm) ifadesinden ve bazı durumlarda sadece "gel" (Almanca "komm") kelimesinden oluşur. Bu kelimeler, gölgelendirme ve değerde değişen inanılmaz derecede yoğun ve zaman zaman okunamayan yapılarda yazılmıştır. Hauck'ın bu mektupları yazma motivasyonu bilinmiyor; hastaneye yatarken ailesi hakkında sürekli konuşması nedeniyle yalnızlığının bir ifadesi olduğu düşünülüyor.[alıntı gerekli]
Miras
[düzenle]
Hauck'ın mektupları, 2000 yılında New York'taki Çizim Merkezi'nde düzenlenen Prinzhorn Koleksiyonu: Wunderblock Üzerine İzler sergisine dahil edildi.[9]
2000 yılında, Quay Kardeşler, Hauck'ın mektuplarını belgeleyen In Absentia filmini yönetti.[10][11][12] Bu film, 2013 yılında New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde düzenlenen Quay Kardeşler: Eczacı'nın Dudak Okuma Kuklaları İçin Reçeteyi Çözme Üzerine sergisine dahil edildi.[13]
Nick Cave'in 2001 tarihli No More Shall We Part albümü, Cave ve Barry Adamson tarafından birlikte yazılan "Sweetheart Come" adlı parçayı içeriyor. Nakaratı, Hauck'ın mektuplarındaki büyüleyici tekrarı yansıtan, ardışık olarak on dört kez söylenen başlık ifadesinden oluşmaktadır.
2019 yılında, Utah merkezli Pygmalion Tiyatro topluluğu, Hauck'ın mektuplarına ve hayat hikayesine dayanan Sweetheart Come oyununu sahneledi.[14][15]
2021 yılında, Amsterdam merkezli fotoğrafçı Nanouk Prins, Emma Hauck'ın mektuplarına dayanan Empty Forest adlı bir fotoğraf kitabı yayınladı.
Kaynakça
[düzenle]
Écrits d’Art Brut. Graphomanes extravagants, Lucienne Peiry, Paris, Le Seuil, 2020. ISBN 978-2-02-144768-2