Bugün öğrendim ki: Stubbins Ffirth'den. Okuldayken sarı hummanın bulaşıcı olmadığını ve ısı ve stresle yayıldığını teorileştirdi. Enfekte olanların kanını, kusmuğunu ve idrarını göz bebeklerine ve kesiklerine döktü ve teorisinin doğru olduğuna inanarak hastalanmadı. Daha sonra sivrisinekler tarafından yayıldığı gösterildi

Amerikalı doktor Stubbins Ffirth (1784 – 1820)[1], sarı hummanın nedeni üzerine yaptığı sıra dışı araştırmalarla tanınan bir tıp öğrencisiydi. Hastalığın bulaşıcı olmadığını, kış aylarında vaka sayılarındaki düşüşün, yaz aylarının sıcağı ve stresinin bir sonucu olduğunu öne sürdü. Sarı hummanın yaz aylarında önemli ölçüde daha yaygın olduğunu belirtmesi doğru olsa da, Ffirth'in açıklaması yanlıştı. Ölümünden tam altı on yıl sonra, Kübalı bilim insanı Carlos Finlay'ın hastalığın sivrisinekler tarafından taşındığına dair bağlantıyı keşfetmesiyle bir atılım yapılacaktı.[2]

Çalışmaları

[düzenle]

Amerikan tarihindeki en büyük salgın olan 1793 sarı humma salgını, Pensilvanya, Philadelphia'da yaklaşık 5.000 kişiyi (nüfusun yaklaşık %10'unu) öldürdü.[3] Ffirth, 1801 yılında tıp eğitimi almak üzere Pennsylvania Üniversitesi'ne katıldı ve üçüncü yılında bölgeyi bu kadar etkileyen hastalık üzerine araştırma yapmaya başladı.[4] O zamanlar sarı hummanın nedenleri bilinmiyordu ve Ffirth, bulaşıcı olmadığını kanıtlamak için yola koyuldu. Teorisinden o kadar emindi ki, kendisi üzerinde deneyler yapmaya başladı.

Ffirth, kendini sarı hummaya yakalanmış kişilerin vücut sıvılarıyla doğrudan temas ettirmeyi seçti. Kollarına kesikler açarak ve enfekte kusmuğu kesiklere sürerek başladı; daha sonra göz kürelerine döktü.[5] Kendini enfekte etme girişimlerine kusmuğu kızartıp buharını soluyarak devam etti[6] ve sonunda hastalanmayınca, kusmuğu sulandırmadan içmeyi denedi. Diğer vücut sıvılarının da aynı sonuçları verdiğini kanıtlamaya çalışarak, Ffirth kusmuktan sonra vücuduna kan, tükürük ve idrar da sürdü.[5] Yine de hastalığı kapmayı başaramadı ve bunu sarı hummanın bulaşıcı olmadığı hipotezine dair bir kanıt olarak gördü. Ancak daha sonra, Ffirth'in deneyleri için kullandığı örneklerin, artık virüs bulaşmayan ileri evre hastalardan geldiği ortaya çıktı.[1]

Ffirth bulgularını 1804 tezi olan "Kötü huylu Ateş Üzerine Bir İnceleme; Bulaşıcı Olmayan Kötücül Olmayan Doğasını Kanıtlama Girişimi"nde yayınladı.