
2002'de Belçikalı 18 yaşındaki Vincent, kimseye söylemeden New York'a tek yönlü bir uçak bileti satın aldı. Bir hafta sonra sırt çantası Niagara Şelalesi'ndeki Prospect Park'ta bulundu. Dava hala çözülemedi.
25 Ocak 2002'de, 18 yaşındaki Belçikalı Ghent'li Vincent Lamouris, tek başına bir trene binerek havaalanına gitti ve tek bir sırt çantası ile New York City'e tek yönlü bir uçuşa bindi. Önceki gün annesine o gece Pizza Hut'ta çalışacağını söylemişti, ancak işyerini aradığında o gün çalışacak bir programı olmadığını keşfetti. Anne, Vincent'ı kayıp olarak bildirdi.
Vincent New York'a vardığında, göçmenlik görevlileri, göçmenlik yasalarına uymak için dönüş bileti alması gerektiğini söylediler, bu bilet 9 Şubat içindi. Bu uçağa asla binmedi. Vincent'ın pasaport kayıtları, 25 Ocak'ta Niagara Şelaleleri'nden Kanada'ya giriş yaptığını, ardından 31 Ocak'ta Amerika Birleşik Devletleri'ne yeniden giriş yaptığını gösteriyor.
2 Şubat'ta Vincent'ın sırt çantası, New York, Niagara Şelaleleri'ndeki Prospect Park'ta bulundu. Sırt çantasında pasaportu, dönüş uçak bileti, 25 Kanada Doları, 10 Amerikan Doları ve klasik roman "Holden'in Tutkusu" vardı. Kitabın kahramanı Holden Caulfield, liseden başarısızlıkla atıldıktan sonra New York'a kaçan bir genç uyumsuz.
İki yıl önce, 16 yaşında, Vincent bir binadan atlayarak intihar girişiminde bulunmuştu. 6 ay hastanede kaldıktan sonra tamamen fiziksel olarak iyileşti ve okula döndü. Niagara Şelaleleri, intihar girişimleri için popüler bir yer, ancak hiçbir göz tanığı öne çıkmadı ve Vincent'ın cesedi asla bulunamadı.
Cevaplar aramak için polis, Vincent'ın bilgisayarını araştırdı, ancak sabit diski silmişti. Annesi, American Airlines'dan New York uçuşunda yanındaki kişinin kim olduğunu bilmesini defalarca istedi, ancak AA gizlilik endişeleri gerekçesiyle ismi vermeyi reddetti. Vincent'ın annesi, bir zamanlar birlikte televizyon izlerken, Osama bin Laden'in peşindeki adamların kovalamasına dair bir haber segmentinin geldiğini hatırlıyor. Vincent, "Anne, eğer kaybolursam, beni asla bulamazlar" demişti.
Vincent'ın Amerika Birleşik Devletleri'ne yeniden giriş yaptığı 31 Ocak günü, Vincent'ın annesini arayan birisi vardı: "Telefon uzaktan geliyor gibiydi. Ama kimse bir şey söylemedi. Sanırım Vincent'dı, şelalelerin kenarında duruyorken." Oğlunun kendine zarar vermediğini ve bunun yerine Amerika Birleşik Devletleri veya Kanada'da yeni bir hayata başladığını umuyor. Yine de kızlarına, küllerinin Niagara Şelaleleri'nde serpilmesini son dileği olarak anlattı.