Sizi kolluk kuvvetlerine/adli bilimlere girmeye yönelten dava nedir?
Adli antropoloji/kriminoloji öğrencisiyim. Son zamanlarda, akademik stres ve büyük laboratuvar projeleriyle boğuşurken kendi kendime, "Neden bunu yapıyorum?" diye düşünüyorum.
Bu yüzden, beni bu alana girmeye iten davayı (davaları) kendime hatırlatıyorum. Hayatımı araştırma/okumaya yönlendiren ve bu alanda ilerlemeye kararlı olmamı sağlayan davalar.
Benim için, bu alanda olmam gerektiğini kesin olarak anlamamı sağlayan iki dava Dozier Okulu ve Sherry Leighty davasıydı.
Dozier Okulu, şimdiye kadar araştırdığım en dehşet verici ve ruh kırıcı davalardan biridir. Florida'daki bu "sorunlu çocuklar için okul", sayısız istismar iddiasıyla karşı karşıya kaldı, malikanenin beyaz bir kulübesi ise çocukların en vahşi ve mide bulandırıcı dayak ve işkencelerinin yapıldığı yerdi. Mülkte tahmini olarak 81 çocuk öldü, ancak bazı raporlar, daha fazlasının kayıtlara geçmeden ölmüş olabileceğini iddia ediyor. Adli antropologlar, (şimdi kapalı olan) mülkte birden fazla belgesiz mezar yeri buldu. Bu çocukların çoğu bugün bile tanımlanamadı. Bu dava, öncelikle hayatta kalanların cesareti ve hala tanımlanamayan çocukların iskelet kalıntılarının olması nedeniyle beni etkiledi.
Sherry Leighty'nin kaybolması, kayıp bir genç kız olarak on beş yıldan fazla bir süre görmezden gelindi, ta ki kayınpederi aniden, Leighty'nin cesedinin kendi mülkündeki bir mezarda olduğunu itiraf edene kadar. Adli antropologlar, bu davaya kapatma getirilmesinde ve katilinin adalete teslim edilmesinde çok önemli rol oynadı. Antropologlar sayesinde Sherry'nin çocukları artık annelerinin bir adamla kaçıp gitmediğini, acımasızca öldürüldüğünü biliyorlar.
Sizi ceza adaletini incelemeye yönelten dava (veya davalar) hangileridir?