Özet: 📌İslam kanununa göre İslamiyetin hukuki ve dini üstünlük ilkesinden üç sınıf insan faydalanamazdı: Kafirler, köleler ve kadınlar. Kadınlar kesin şekilde bu üç grup arasındaki en kötü yere sahiptir. Çünkü bir kafir Müslüman olabilir, köle azat edilebilir ve eşitliğe erişebilirdi. Ancak kadın ölene kadar kadın olarak kalacaktı… Bugünkü yazım biraz düşündürecektir… Konumuz İslam Dünyasında kadın hakları ve kadına bakış.

Osmanlı Devleti’nin gerileme döneminden itibaren Batı devletlerinin askeri üstünlüğünün farkına varabilmiş Ortadoğulu gözlemciler dikkatlerini ilk olarak düz mantıkla askeri güç, ekonomi ve devlet idaresi üzerine yöneltti. Bu noktaları incelerden kendilerinde neyin eksik olduklarını düşünmeye ve çareyi aramaya başladılar. Ancak sınırlı bir gelişim ve genel olarak başarısız sonuç elde ettiler. İslam toplumu ve Batı arasında tarihsel ve sosyolojik açıdan asırlardır süregelen büyük ve önemli çok daha başka farklar vardı. Asırlar boyunca bu farklar ya görmezden gelindi ya da önemsenmedi. Türkler büyük bir dönem boyunca Avrupa gitmiş tek Müslüman topluluktu. 1665 yılında Viyana’da bulunan Evliya Çelebi’ye acayip gelen bazı şeyler vardı aynen bu şekilde şaşkınlığını dile getirdi:

“Bu ülkede acayip bir manzarayla karşılaştım. Eğer kral seyahati sırasında yolda bir kadınla karşılaşırsa, at bindiği takdirde atını durdurur ve kadının geçmesine müsaade eder. Eğer kral yaya halde bir kadınla karşılaşırsa nezaketen durur, kadın krala selam verir ve kral da şapkasını çıkararak kadına hürmetlerini takdim eder. Kral da böylece yoluna devam eder. Bu çok garip bir manzaradır. Bu ülkede ve külliyen kafiristanda kadınlar söz sahibidir. Onlara Meryem Ana’nın yüzü suyu hürmetine saygı gösterirler.” DEVAMI YORUMLARDA…