12:31 25.06.2021(Güncellendi 12:48 25.06.2021) URL'yi kısaltın
__20 __4
Brüksel'de dün düzenlenen AB zirvesinde 'Türkiye' başlığı altında kabul edilen
kararların 'beklenilen ve gereken adımları içermekten uzak' olduğunu
vurgulayan Dışişleri Bakanlığı "Göç işbirliğinin sadece mali boyuta
indirgenmesi, büyük bir yanılgıdır" açıklaması yaptı.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
"24 Haziran 2021 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilen Avrupa Birliği (AB)
Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde 'Türkiye' başlığı altında kabul
edilen kararlar,
beklenilen ve gereken adımları içermekten uzaktır.
© REUTERS / MICHELE TANTUSSI
Türkiye, gerginliğin düşürülmesi, diyalog ve işbirliğinin başlatılması
bakımından üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmiştir. AB’nin, gerginliğin
düştüğünü teslim edip,
Gümrük Birliği’nin
güncellenmesi dahil olumlu gündemi hayata geçirmeye yönelik somut kararlar
almayı ertelemesi, bir oyalama taktiği, irade eksikliği ve bir iki üye ülkenin
AB üyeliklerini kötüye kullanması olarak görülmektedir. Metinde adaylık
statümüze atıfta bulunulmasından kaçınılması da bu görüşümüzü teyit eder
niteliktedir.
AB, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanlarında diyalog önermek yerine,
katılım müzakerelerinin önünü açarak, 23. ve 24. fasıllarda ülkemizde
daha hızlı gelişme kaydedilmesinin zeminini oluşturabilecektir.
© REUTERS / JOHANNA GERON
Zirve kararlarının Kıbrıs’a ilişkin bölümleri ise her zamanki gibi Rum/Yunan
ikilisinin görüşlerinin tekrarıdır. Bu tutumuyla AB bir kez daha Kıbrıs
Türklerini yok saymış ve eşit haklarını görmezden gelmiştir. AB’nin bu tutumu
devam ettiği sürece, Kıbrıs meselesine yapıcı bir katkıda bulunması mümkün
değildir. Bu vesileyle AB’yi bir kez daha Ada’daki gerçekleri artık görmeye,
Kıbrıs Türklerini ve müktesep eşit haklarını tanımaya ve
2004’te verdiği sözleri
yerine getirmeye davet ediyoruz.
Yakalanan olumlu ivmenin sürdürülebilmesi ve Türkiye-AB ilişkilerinin katılım
perspektifiyle 'olumlu gündem' üzerinden ilerletilmesi için gereken, 18 Mart
Mutabakatı’nın tüm yönleriyle ve bütüncül bir anlayışla gözden geçirilerek
günün ihtiyaçlarına ve ortak çıkarlara cevap verecek şekilde işler hale
getirilmesidir."