**◊ “[Bridgerton](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/bridgerton)” dizisi
büyük ses getirdi, siz ve partneriniz Regé-Jean Page şöhret oldunuz. İkinci
sezonda dük yok. Çekimlere Regé-Jean olmadan başlamak nasıldı?**
\- Tabii ki aynı değil, farklı ama dizinin güzel yanı her sezon farklı bir aşk
hikayesini anlatması. Her kitap farklı bir Bridgerton kardeşi etrafında
dönüyor. Dizi de, kitapları takip edecek şekilde çekiliyor.
**◊ İkinci sezonla ilgili neler söyleyebilirsiniz?**
\- Hiçbir şey. Dudaklarım mühürlü...
**◊ Anneniz Sally Dynevor İngiltere’de çok ünlü bir oyuncu. Dizinin başarısı
ve sizin başarınız hakkında neler düşünüyor?**
\- Çok gurur duyuyor. Yaratıcı yönden aileden birine yakın olmanın harika
olduğunu düşünüyorum. Sahne arkasında annemin çok sıkı çalıştığını görerek
büyüdüm. Birbirimizi anlıyoruz.
**◊ Bazı oyuncular tutkulu aşk sahnelerini ailelerinin izlemesini istemez.
Sizin evde durum nasıl?**
\- Neyse ki aynı sektörde çalışan bir ailem var. Bu yüzden çoğu ebeveynden
daha fazlasını anlıyorlar. Onların hepsi çok karmaşık bir şekilde bloke
edilmiş, çekilmiş ve koreografiye tabii tutulmuş sahneler. Ailem bu işin içini
ve dışını iyi biliyor. Bu sektörü bilmelerinin işi kolaylaştırdığını
düşünüyorum.
**SONUNDA TÜM ZORLUKLARA DEĞDİ
**
**◊ En başa gidelim, bu işi seçme hikayenizi anlatır mısınız? Oyuncu
olmanızda annenizin etkisi var mı?**
\- Küçüklüğümden bu yana sadece aktris olmak istedim. Büyükannem ve büyükbabam
da dahil olmak üzere tüm ailem bu sektörde çalışıyor. O yüzden evde her zaman
sektörle ilgili konuşmalar vardı. Oyuncuları her zaman çok ilginç bulmuşumdur.
Kendimi bildim bileli sektöre ve oyunculara hayrandım. Beni etkileyen ilk şey
buydu. Açıkçası [sinema](https://www.hurriyet.com.tr/film-izle/) sanatına,
filmlere ve sinemayla ilgili her şeye daha sonra âşık oldum. Ailem süper
destekleyiciydi. Başka bir şey yapmak istediğimi hatırlamak zor. Hep bu işi
yapmak istediğimi biliyorlardı, o yüzden sadece desteklediler.
**◊ Verdikleri ilk tavsiye neydi?**
\- Ne olursa olsun devam et. Kolay bir sektör değil, çok fazla
reddedileceksin. Bunu çok erken yaşta biliyordum. Bilmek harikaydı, çünkü
birçok insan sektöre kör bir şekilde giriyor. Ben zor olacağını biliyordum.
Kolay olmayacağını bilmenin faydalarını yaşadım. Ve sonunda tüm zorluklara
değdi.
**DAPHNE’NİN CESARETİ BULDUĞU AN HARİKAYDI**
**◊ Geçen sene karantinanın en zevkle izlenen yapımlarından biriydi
“Bridgerton”. Oyuncular açısından ise zor bir iş olduğunu biliyorum. Aşk
sahnelerindeki fiziksellik, duygular, kostümler... Sizin için en zorlu yönü
neydi ve hepsini bir araya getirmek için nasıl bir yol izlediniz?**
\- Senin de bahsettiğin gibi her şeyi bir araya getirip oluşturduğum bir
karakter var. Dışarıdan bakınca iyi bir at binicisi ve temelde her şey
mükemmel görünüyor. Ama içeride bir sürü duygu var. Dansları doğru yapmak,
koreografiyi doğru yapmak, duygusallığı doğru yansıtmak... Bütün bunların
yanında insani ve yaşadığı tüm duygularla bağlantı kurabilen bir karakter
yaratmak gerekiyordu. Çünkü yaşadığı tüm o duygular gerçekten oldukça uzun bir
yolculuktu. İlk sezon esas olarak çok genç bir kadından sekiz bölümde gerçek
bir kadına giden yolculuktu ve evet her şeyin bir karışımıydı.
**◊ Başkaları sizin kiminle randevuya çıkacağınıza veya evleneceğinize
karışsaydı ne yapardınız?**
\- Asla kabul etmezdim. Daphne’nin kendinde cesareti ve sesini bulup kardeşine
“Kesinlikle hayır” dediği an, benim için harika bir andı.
**YA EVLİSİN YA DA EVDE KALMIŞ KIZ KURUSU**
**◊ Karakteriniz o dönemde sosyal hayatın tam içinde. Sizin bugünlerde sosyal
hayatınız ne durumda?**
\- Şu an sosyal hayatım yok. Ama normalde oldukça sosyal biri olduğumu
söyleyebilirim.
**◊ Dizide 200 yıl öncesinde yaşıyorsunuz. Sizin gözünüzde o günlerde genç
bir kadın olmakla şimdi genç bir kadın olmak arasında nasıl farklar var?**
\- 1813’te yaşamaktan nefret ederdim bence. Benim tarzım bir dönem değil.
Bence ilk sezonun ilginç yönü, seks hakkında çok az şey biliyor olmalarıydı.
Bu yüzden Daphne’nin cinsel devrimi hikâye için çok önemliydi, çünkü
kesinlikle hiçbir şey bilmiyordu. Bu konuda hiçbir şey söylenmiyordu ve
öğretilmiyordu. Artık başta Google olmak üzere bu konuda bize yardımcı
olabilecek birçok kaynağa sahibiz. Diğer sorun ise Daphne için başka bir seçim
olmaması, yapabileceği tek şey evlenmek ve bir aile sahibi olmaktı. O dönemde
başka şansa sahip olmak imkansızdı, başka bir hayat düşünmek imkansızdı. Ya
evliydin ya da evde kalmış kız kurusuydun. Bunu çalışan bir kadın olarak
oldukça yürek parçalayıcı buluyorum.
**BENİ GÜLDÜREN İNSANLARA ÇEKİLİYORUM**
**◊ Peki romantizm? 200 yıl önce romantizm şimdi olduğundan daha
farklıydı...**
\- Şimdi Tinder duyguları bir sola, bir sağa kaydırıyor, değil mi? (Gülüyor)
Aslında flörtleşmede paralellik olduğunu düşünüyorum. Eğer uyuşmuyorsanız,
şimdi de o zaman da “Sıradaki gelsin” gibi... Tabii genel olarak bakarsak şu
anda yaşadığımızdan çok farklı bir dünya var. Muhtemelen daha karmaşıktı.
Sanırım o günlerde bir erkeğin sizi sevdiğini anlardınız, çünkü evinize büyük
bir buket çiçekle gelirdi. Yani güzel olurdu.
**◊ Siz romantizm kavramını nasıl tanımlıyorsunuz? Ya da başka bir deyişle
size ne romantik gelir?**
\- Bence gülmek en iyi ilaç. Sanırım beni güldüren insanlara çekiliyorum.
Sette de çok gülüyoruz. Muhtemelen hepimizin bu kadar iyi geçinmesinin nedeni
de bu. Kahkaha, gülmek en iyi ilaç. Şu anda yaşamak zorunda olduğumuz şeyde
bile bir parça mizah bulabilirsek o zaman, evet iyi oluruz. Benim anahtarım
mizah.
**◊ “Tinder” dediniz. Sosyal medyayla ilgili neler düşünüyorsunuz?**
\- Sosyal medyanın sundukları ve gerçekte bundan tamamen farklı olanlar...
Aslında geçen sezon Daphne’nin tek taraflı filtrelenmiş Instagram fotoğrafını
sunduğunu düşünüyorum.
O filtreli fotoğrafın altında gerçek bir insan var. Dizinin bu yönünü de
gerçekten ilginç buluyorum.
**REGÉ İLE SIKI BİR BAĞ KURDUK**
**◊ Regé-Jean Page ile arkadaşlığınız en merak ettiğimiz konuların başında
geliyor. Nasıl bir ilişkiniz vardı sette?**
\- Dizinin en güzel yönü, sette herkesin yakın bağlar kurmasıydı. Regé ile de
sıkı bir bağ kurduk ve birbirimize gerçekten güvenebildik. “Bridgerton”
gerçekten birçok yönden cennet gibi bir işti. Regé ile birlikte çok zaman
geçirdik. Ayrıca ikimiz de diziyi çekmek için Los Angeles’tan taşındık, aynı
otelde kaldık. Sürekli prova yapıyorduk ve birbirimizi çok fazla görüyorduk.
Aslına bakarsan sürekli çalışıyorduk, kahvaltıda sahnelerin üzerinden geçiyor,
sonra gidip dans provaları yapıyorduk.
**◊ Regé ile hâlâ görüşüyor musunuz?**
\- Tüm “Bridgerton” oyuncularıyla harika bir WhatsApp grubumuz var, oradan
sürekli kontak halindeyiz. “Bridgerton” ile ilgili bulduğumuz şeyleri ve komik
videoları da o grupta paylaşıyoruz.
**◊ Dizinin oyuncu kadrosunda en yakın arkadaşınız kim?**
\- Herkese yakınım. Ama Anthony rolünü oynayan Johnny Bailey ile çok yakınız.
**BEN HÂLÂ BULAŞIK YIKIYORUM**
**◊ Diziyle birlikte gelen şöhretle aranız nasıl?**
\- Biraz garip. Gerçek gibi gelmiyor ama aynı zamanda oldukça cool.
**◊ Neler değişti hayatınızda?**
\- Ben hâlâ bulaşık yıkıyorum, erkek kardeşim hâlâ sürekli bana bağırıyor.
Hayatımda hiçbir şey değişmedi. Sadece şöhret hissi oldukça garip ve
gerçeküstü.
**BENİM STİL İKONUM ZENDAYA**
**◊ “Bridgerton” kostümlerin ön planda olduğu bir dizi. O nedenle moda ile
ilgili soru sormadan edemeyeceğim. Bir stil ikonunuz var mı?**
\- Evet, var. Audrey Hepburn’ün tarzını seviyorum. Çok klasik ve zamansız. Ve
zarif görünümüyle Zendaya’yı çok seviyorum. O benim stil ikonum.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/bitcoin-fiyati/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/ethereum-fiyati/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/bitcoin-fiyati/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/ethereum-fiyati/) ne
kadar?**