Kobani davasında, aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları **Selahattin
Demirtaş** ve **Figen Yüksekdağ** 'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılanmasına
devam edildi.
Sanıklar Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse ve Can Memiş'in savunmalarının alınmış
olması, sanık Cihan Erdal'ın savunmasının alınmış olması ve suç vasfının
değişme ihtimalinin bulunması gerekçesiyle adli kontrol şartıyla tahliyelerine
hükmetti.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki
salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan bazıları bulundukları
cezaevlerinden **Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS)** aracılığıyla
katıldı, diğer sanıklar ve taraf
[avukatları](https://tr.sputniknews.com/turkiye/202104261044358507-kobani-
davasi-avukatlar-salonu-terk-etti/) salonda hazır bulundu.
Sanıklardan Ali Ürküt, salgın nedeniyle avukatlarıyla görüşemediğini
belirterek, savunma için ek süre istedi. Alp Altınörs de hakkındaki dava
dosyasının eklerini henüz inceleyemediğini, savunmasını ek klasörleri
inceledikten sonra yapacağını bildirdi ve savunma için süre
[talebinde](https://tr.sputniknews.com/turkiye/202104261044358507-kobani-
davasi-avukatlar-salonu-terk-etti/) bulundu.
Sanıklardan Can Memiş, tutuklu yargılandığını, fakat iddianamede aleyhinde
herhangi bir delil bulunmadığını öne sürdü. Sanık lehine değerlendirilmesi
gereken bir iddianameyle karşı karşıya bulunduğu ifade eden Memiş, " _Ben
terör örgütü yöneticileriyle aynı suçlardan yargılanıyorum. Hakkımdaki tanık
beyanlarından aylar sonra gözaltına alınıyorum. Bu kadar ağır suçlamaları olan
bir insan 9,5 ay dışarıda bırakılmaz, anında gözaltına alınır. Bu 9.5 ayda ne
oldu ki ben bir sabah evimden göz altına alındım? Bu süre bile iddianamenin
dayanaksız olduğunu gösteriyor_ " dedi.
Bir siyasi partinin çalışmalarında yer almanın, böyle ağır bir suçlamanın
gerekçesi olamayacağını dile getiren Memiş, sağlık sorunlarının da bulunduğunu
belirterek, tahliye ve beraat istedi.
Memiş, iddianamede, 6 Ekim 2014'teki **Merkez Yürütme Kurulu (MYK)**
toplantısının ardından HDP'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlardan
sonra farklı illerde olayların başladığının anlatıldığını, fakat kendisinin
söz konusu toplantıya
[katılmadığını](https://tr.sputniknews.com/turkiye/202104191044304251-ocalanin-1979da-
kobanide-kaldigi-ev-bombalandi/) söyledi.
Sanıklardan Berfin Özgü Köse, üzerine atılı suçları kabul etmedi, iddianamede
hakkında bir delil bulunmadığını savundu.
Geçmişte MYK üyesi olduğunu, şu anda HDP içinde aktif bir görevinin
bulunmadığını, fakat üyeliğinin devam ettiğini belirten Köse, HDP'de siyaset
yapma nedenlerini anlattı.
HDP'nin toplumsal barış için mücadele yürüten bir parti olduğunu söyleyen
Köse, partisinin MYK toplantılarına üyeler dışında başka kişilerin de
katılarak talimatlar verdiği, 6 Ekim 2014'teki toplantının ardından HDP'nin
sosyal medya hesabındaki paylaşımların da bu talimatlar doğrultusunda
yapıldığı suçlamasını kabul etmedi.
Köse, katıldığı MYK
[toplantılarında](https://tr.sputniknews.com/turkiye/202102191043851460-hdpli-9-milletvekili-
hakkinda-kobani-fezlekesi/) üyeler dışında kimseyi görmediğini, toplantılarda
şiddet içerikli bir konuşma olmadığı gibi bu yönde bir karar da alınmadığını
savundu.
HDP'nin 6 Ekim 2014'teki MYK toplantısına katılmadığını öne süren Köse,
iddianamede kimlik bilgileri dışında hakkında başka bir bilgi bulunmadığını
belirterek beraat istedi.
## 'Bu toplantıya katıldığımı da hatırlamıyorum'
Sanıklardan Cihan Erdal da akademisyen olduğunu, neden burada bulunduğunu
bilmediğini söyledi. İddianamede hakkında somut bir delil olmadığını savunan
Erdal, " _Yaşanan elem verici olaylara hangi eylemim ve açıklamamla tesir
ettiğime dair tek bir kelime iddianamede yok. Kuşkuya yer bırakmayan tek
husus, dönemin MYK üyesi olduğum. İddianamenin odağında 6 Ekim'deki MYK
toplantının ardından atılan tweetler var. Ben bu toplantıya katıldığımı da
hatırlamıyorum_ " diye konuştu.
Hem HDP hem de öncesinde Yeşiller ve Sol Gelecek Partisinde hiyerarşi ve
şiddet karşıtı tutum takındığını ifade eden Erdal, MYK toplantısına dışarıdan
katılan kişilerin kendilerine talimatlar verdiği suçlamasını kabul etmedi,
talimat kelimesinin imasını dahi kendine hakaret olarak gördüğünü söyledi.
Erdal'ın çapraz sorgusu sırasında Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak, heyete
"Yargılanacaksınız." diyen sanık avukatlarına "Yargılayabilirsiniz. FETÖ'cüler
sırada, önce onlar yargılasın, sonra siz yargılarsınız." karşılığını verdi.
Beyanların ardından ara karar açıklayan mahkeme, sanıklar Ayhan Bilgen, Berfin
Özgü Köse ve Can Memiş'in savunmalarının alınmış olması, sanık Cihan Erdal'ın
savunmasının alınmış olması ve suç vasfının değişme ihtimalinin bulunması
gerekçesiyle adli kontrol şartıyla tahliyelerine hükmetti.
Davaya yarın devam edilecek.
### Ne olmuştu?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosunca hazırlanan
iddianameye göre, Suriye'deki iç savaş nedeniyle IŞİD'in Kobani'ye saldırması
üzerine, Ekim 2014'te HDP yönetimi ile PKK, sokağa çıkma çağrısında bulundu.
Yapılan çağrılarla aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır'ın da
olduğu 35 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başlatıldı, kolluk güçlerinin
yanı sıra siviller de hedef alındı.
Olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti, 761 kişi yaralandı, 197 okul yakıldı, 269
kamu binası tahrip edildi, 1731 ev ve iş yeri yağmalandı, 1230 araç
kullanılamaz hale getirildi.
Aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ
ile PKK'nın üst düzey yöneticilerinin de olduğu 75'i firari 108 sanığın ülke
genelindeki bütün eylemlerden sorumlu tutulduğu iddianamede, sanıkların
tamamının 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve süreli hapis cezasına
çarptırılması isteniyor.