[Çevre](/cevre/)
22:23 15.06.2021(Güncellendi 04:13 16.06.2021) URL'yi kısaltın
__1 __3
Bilim insanları, istilacı türlerin okyanuslardaki plastik atıklarla yolculuk
ettiğini ifade ederek, geldikleri yeni kıyılardaki ekosistemleri tehdit
ettiğini açıkladı. Araştırmacılar Süveyş Kanalı aracılığıyla yaklaşık 455
yabancı türün Akdeniz’e geldiğine dikkat çekerek, Kanalın genişletilmesinin
çevre yıkımına neden olabileceği konusunda uyardı.
NTV'nin [haberine](https://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/bilim-insanlarindan-
suveys-kanali-uyarisi-istilaci-turlerin-akdenizdeki-yikici-etkisi-
buyuyecek,hIkPT6kXF0iCC2f1s2p1Tw/JGySmACjvUmjvOJN-ihz0w) göre, Japonya'da 2011
yılında meydana gelen tsunami felaketi, yaklaşık 16 bin kişiyi öldürdü, evleri
ve alt yapıyı tahrip etti ve tahmini olarak 5 milyon ton enkazı okyanusa
süpürdü. Ancak bu enkaz ortadan kaybolmadı. Bir kısmı Pasifik boyunca
sürüklenerek Hawaii, Alaska ve Kaliforniya kıyılarına ulaştı ve onunla
istilacı türleri de beraberinde götürdü.
Yaklaşık 300 farklı ve yerli olmayan tür, bir
_**"kitlesel rafting"** _
etkinliği olarak düşünülebilecek olayda, okyanustaki atıklara tutunarak
yolculuk etti. 2017 yılında ABD merkezli Smithsonian Çevre Araştırma Merkezi,
deniz salyangozları, deniz anemonları ve izopodlar da dahil olmak üzere
tsunamiden sonra uzak kıyılara taşınan 289 Japon deniz türünü belirledi.
Bununla birlikte uzmanlar, plastik atıklarla yolculuk eden istilacı türlerin
çok büyük ve az bilinen büyük bir tehlike oluşturduğu konusunda uyardı.
Plastik çöpleri yeni kıyılara taşıyan istilacı türler, yerli türlerin yaşam
alanlarını azaltıyor. Ayrıca, hastalık taşıma potansiyeli (mikro algler özel
bir tehdittir) nu türler, hali hazırda aşırı avlanma ve kirlilik nedeniyle
baskı altında olan yerel ekosistemler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor.
Cambridge Üniversitesi'nden deniz ekoloğu David Barnes'a göre, istilacı
türlerin okyanuslardaki yolculuğu, yerel ekosistemlerdeki biyoçeşitliliği ve
işlevselliği bozarak yerli türlerin yok olma riskini artırıyor. Konuya ilişkin
değerlendirmelerde bulunan Barnes, şu ifadeleri kullandı:
> “Tsunami ayrıca yeni bir şey de gösterdi: Hayvanların çoğu, daha önce mümkün
> olduğu düşünülenden daha uzun süre, altı yıldan fazla bir süre sürüklenerek
> hayatta kaldı. Rafting veya okyanusta dağılma, doğal bir olaydır. Deniz
> organizmaları kendilerini deniz çöpüne bağlar ve yüzlerce kilometre yol
> alır. Sargassum gibi bazen 3 metre kalınlığında serbest yüzen deniz yosunu
> kümeleri, her ikisi de zayıf yüzücü olan resif balıkları veya boru balıkları
> ve denizatı gibi Atlantik'teki belirli ‘rafting türleri’ için bir yuva
> sağlar."
Tel Aviv Üniversitesi Steinhardt Doğa Tarihi Müzesi küratörü Profesör Bella
Galil ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, _“Transokyanus raftingi, deniz
evrimsel biyocoğrafyası ve ekolojisinin temel bir özelliğidir ve genellikle
tür dağılımlarının küresel modellerinin kökenlerini açıklamak için
başvurulur”_ ifadelerini kullandı.
Yerli olmayan bir türün yeni bir ortamda başarılı bir şekilde hayatta
kalmasının önceden nadir olduğunu belirterek, günümüzde bu durumun yükseliş
gösterdiğini ifade eden Galil, denize atılan atıklardaki büyük artışın yanı
sıra terk edilmiş av araç gereçlerinin biyolojik kirlenmeye neden olduğunu
belirtti.
Galil, ** _“Bu durum nadir ve düzensiz bir evrim sürecini gündelik bir evrime
dönüştürüyor. İstilacı türler biyolojik çeşitliliği, gıda güvenliğini ve insan
refahını tehdit edebilir. Örneğin, 1990 yılında Akdeniz'e ulaşan
Avustralya'dan deniz üzümleri, diğer deniz yosunlarının yerini aldı ve sonuçta
yerli karından bacaklılarda ve kabuklularda azalmaya yol açan bir domino
etkisi yarattı”_ **değerlendirmesinde bulundu.
Diğer taraftan, okyanus istilacıları Hint Okyanus’undan Akdeniz’e kadar
dünyanın kıyılarını tehdit ediyor. Galil, istilacı türler için en güçlü
koridorlardan birinin Kızıldeniz'i Akdeniz’e bağlayan Süveyş Kanalı olduğunu
söyledi. Şu anda Doğu Akdeniz'de listelenen 455 deniz yabancı türün çoğunun,
kuzeye doğru olan akıntı sayesinde kanaldan plastik atıklar üzerinde
geldiğinin düşünüldüğünü aktardı.
Galil, birçoğu orta ve batı Akdeniz'e yayılan yabancı işgalcilerin, yerli
türleri kolonileştirdiğine dikkat çekti ve bazılarının zehirli olduğunu
belirterek insan sağlığına açık bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. **Hint
Okyanusu'na özgü uzun dikenli deniz kestaneleri ve göçebe denizanaları, şu
anda Akdeniz'de hasara neden olan iki örnek.**
Öte yandan, Mısır'ın bu yılın başlarında Even Given adlı konteyner gemisinin
karaya oturmasının ardından kanalın genişletileceğini açıklamıştı. Ancak,
Galil’e göre bu Akdeniz’deki çevre felaketini kötüleştirecek.
Galil, _**"Daha büyük kanal, daha büyük gemiler demek. Bu da daha fazla
istilacı Kızıldeniz türlerinin Akdeniz'e ulaşması anlamına geliyor"**_ dedi.