Çevre ve Şehircilik Bakanı **Murat Kurum,** Marmara Denizi Koruma Eylem Planı
Koordinasyon Kurulu'nun Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde
gerçekleştirilen ilk toplantısının ardından yaptığı konuşmada, iklim
değişikliğinin olumsuz etkileri, çevre kirliliği ve deniz kirliliğinin
**İstanbul'un kıyı** ve **denizlerini** tehdit ettiğini söyledi.
Marmara Bölgesi'nin mevsim normallerine göre aşırı yağış aldığını, sel ve su
baskınları sonucu yaşamın durma noktasına geldiğini ifade eden Bakan Kurum, "
_Son yüzyılın en yüksek sıcaklıklarına ulaşan, maalesef her yaz yeni sıcaklık
rekorları kıran ve önümüzdeki süreçte bu sıcaklıkların daha da artması
beklenen bir Marmara gerçeğiyle karşı karşıyayız. Üstelik bu sorunlar sadece
İstanbul'da ve Marmara'da değil, ülkemizin hemen hemen her noktasında
yaşanıyor. Bakanlık olarak, bakanlıklarımızla birlikte bu eylem planlarını
hayata geçirmeye gayret gösteriyor, şehirlerimizin iklim değişikliğinin
etkilerinden en az şekilde etkilenmesi amacıyla yatırımlarımızı yapmaya devam
ediyoruz. Her gün daha önce hiç tecrübe etmediğimiz sorunlarla karşılaşıyoruz.
**Aşırı hava olaylarıyla** , sel, heyelan, hortum, kuraklık ve son olarak da
müsilaj gibi sorunlarla birlikte yaşıyoruz_" dedi.
Bir çırpıda sayılan bu olayların çevre sorunu olmasının yanında [çok daha
büyük bir anlam
taşıdığını](https://tr.sputniknews.com/turkiye/202106151044740811-bakan-kurum-
marmara-denizi-icin-baslattigimiz-bilimsel-calismalari-insallah-temmuz-sonuna-
kadar/), birer sağlık, ekonomi ve kalkınma sorunu olarak ortaya çıktığını
belirten Bakan Kurum, sözlerine şöyle devam etti:
> "İşte bugün Marmara'da yaşadığımız müsilaj probleminin, çıkış sebeplerine ve
> sonuçlarına baktığımızda da aynı gerçekle bir kez daha yüzleşiyoruz. Fakat
> mutlulukla ifade etmek gerekirse birlik ve beraberlik içerisinde yürütülen
> çok büyük bir gayret var. Marmara'da düne göre bugün iyiye gidiş var.
> Ülkemizde, yaklaşık 30 yıldır, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum
> noktasında, yaşanan afetlere müdahale noktasında çok büyük bir müktesebat
> var. Dahası, çok güçlü bir devlet iradesi var, millet desteği var, ülke
> çapında bir seferberlik şuuru var. Ortak duygu, ortak şuur, ortak mücadele
> burada en büyük şiarımız. **Van, Elazığ, Malatya ve İzmir'de** nasıl
> seferber olduysak, Giresun'da Trabzon'da, Rize'de, Düzce'de sellerde,
> heyelanlarda nasıl bir ve beraber olduysak, burada da Marmara Denizi'mizi
> kurtarma noktasında aynı birlik ve beraberlik şuuru içerisinde çalışıyoruz.
> Bu mücadeleyi insani bir ödev ve doğaya saygı olarak görüyoruz. Hemen
> harekete geçen çevreye sevdalı bir Cumhurbaşkanımız var, liderimiz var. Ben
> bu vesileyle talimatları ve tecrübeleriyle bu seferberliğe liderlik eden
> Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum."
Koordinasyon kurulunun ilk toplantısında Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında
yürüttükleri çalışmaları, kat ettikleri aşamaları ve geldikleri noktayı
müzakere ettiklerini aktaran Bakan Kurum, kurul üyelerinin fikirlerini,
önerilerini aldıklarını, yeni kararlara bunları yansıttıklarını söyledi.
## 'Ortaya koyduğumuz çalışmalarla sonuç almaya başladık'
Bakan Kurum, 6 Haziran'da **eylem planını** açıkladıktan sonra başlattıkları
çalışmalarla yoğun bir haftayı geride bıraktıklarını anlatarak, " _Hem ulusal
hem de **uluslararası** alanda istişarelerimizi yapıyoruz, dünyanın her
yerinden bilimsel çalışmaları yakından takip ediyoruz. Yaptığımız çevrimiçi
toplantılarla, karşılaştırmalı analizler yapıyoruz. **Mikrobiyolojik**
müdahale ve mekanik yöntemlerle kalıcı çözümler üzerinde çalıştık,
çalışıyoruz. Geçmişe baktığımız zaman müsilaj sorunu, Avustralya, Yeni
Zelanda'da, Baltık, Adriyatik, Tiren ve Sicilya Adası'nda da yaşanmış. Biz de
aynı sorunla mücadele eden diğer ülkeler gibi ortak bir irade ortaya koyarak
hep birlikte hareket ediyoruz. Hamdolsun aldığımız hızlı aksiyonla, ortaya
koyduğumuz çalışmalarla sonuç almaya başladık_" dedi.
Şu anda Marmara Denizi'ni ve kıyıları denizden, havadan, karadan **7/24**
yürüttükleri çalışmalarla anlık takip ettiklerini, temizlediklerini belirten
Bakan Kurum, şu bilgileri verdi:
> "Uydudaki görüntülerle müsilajın termal kameralarla tespitini yaparak,
> yoğunluğun nerelerde olduğunu, hangi bölgelerde temizlik çalışmalarının
> yönlendirilmesi gerektiğini yaptığımız günlük uçuşlarla İHA'larla uydu takip
> sistemleriyle havadan tespit ettiğimiz değişimlere karadan ekiplerimizi
> anında bölgeye sevk etmek suretiyle müdahalelerimizi yapıyoruz. 8 Haziran'da
> başlattığımız Türkiye'nin en büyük deniz temizliği seferberliğimiz ilk günkü
> hızla ve azimle devam ediyor. Gerek bakanlığımızın, gerek valiliklerimizin,
> gerek belediyelerimizin, gerekse ilgili bakanlıklarımızın desteğiyle 1550
> personel, 46 tekne ve çok sayıda karadan temizleme ekipmanıyla
> çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Bugün itibarıyla İstanbul, Balıkesir,
> Kocaeli, Yalova, Bursa, Çanakkale, Tekirdağ'da 169 bölgede temizlik
> faaliyetlerini yürütüyoruz. 7 gün boyunca yaptığımız çalışmalarla toplam 2
> bin 684 metreküp müsilajı topladık. Toplanan müsilajı, Bakanlığımız
> tarafından izin verilmiş, özel geçirimsizliğe sahip düzenli depolama
> alanlarına göndererek, bertarafını sağlıyoruz."
Bir yandan [denetimlerin aralıksız devam
ettiğini](https://tr.sputniknews.com/cevre/202106151044739856-caddebostanda-
musilaj-yogunlugu-artti/) belirten Bakan Kurum, şunları kaydetti:
> "Uzun vadede yapacağımız yatırımlardan önce bu denetimler sayesinde
> Marmara'daki kirliliği en az seviyeye getirecek adımlarımı atıyoruz. Bu
> çerçevede mevzuata uymayan tüm işletmelere kapatma dahil her türlü cezai
> işlemi uyguluyoruz. Bugün itibarıyla 7 ilimizde toplamda 2 bin 942 denetim
> gerçekleştirdik. Gerek İçişleri Bakanlığımız, gerek Sahil Güvenlik
> Komutanlığımız, gerekse belediyelerimizle birlikte farklı noktalardan 550
> numune aldık. Denetimlerimiz neticesinde Balıkesir'de bir gübre fabrikası,
> bir termal tesisi, yine Yalova'da 3 tersane işletmesini kapattık. 55 tesis,
> 9 gemiye, 10 milyon lira idari para cezası uyguladık, denetimlerimize gece
> gündüz aralıksız olarak devam ettireceğiz."
Marmara Denizi'nde belirledikleri bölgelerde, hem su altından hem de su
üstünden aldıkları örneklerle sürekli ölçümler yaptıklarını anlatan Kurum,
şunları söyledi:
> "Bu noktaların her birinde denizdeki oksijen, azot ve fosfor seviyelerindeki
> değişimleri de an be an takip ediyoruz. Bu bize neyi sağlayacak? Azot,
> fosfor seviyesindeki düşüşü hedefliyoruz. Hocalarımızın verdiği görüşe göre
> denizlerimizdeki azot seviyesinin yüzde 40 azalması halinde Marmara
> Denizi'miz eski haline gelecektir. Deniz üstünde ve altındaki oksijen
> seviyesini arttırmak hedeflerimizin başında geliyor. Bu noktada şu iyi
> haberi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Müsilajın tehlikeli atık olup
> olmadığını gösteren 5 metal elementi var. Müsilaj örneklerini,
> arkadaşlarımız incelediler ve her birinin üzerinden ayrı ayrı testlerini
> gerek TÜBİTAK, gerek ODTÜ, gerekse İstanbul Üniversitemiz ile birlikte
> araştırmalarını yaptık. Yaptığımız ilk çalışmalar çerçevesinde bugün
> itibarıyla müsilajın tehlikeli atık olmadığı veya toksik özellik
> göstermediği tespitini yaptık. Bu çalışmalar ilk test gruplarımız.
> Oluşturduğumuz alt gruplarla birlikte denizlerdeki canlılara etkisi,
> kirliliğin insan sağlığına olan etkisi, balık türlerine olan etkisi, denizde
> yüzülüp yüzülmeyeceği gibi araştırmaları da kurullarımız bu çerçevede
> yapıyorlar. Sonuçlarını almaya müteakip kamuoyu ile paylaşacağız. Sağlık
> Bakanlığımız, ODTÜ, TÜBİTAK ve bilim insanlarımızla yürüttüğümüz ileri
> analiz ve test çalışmalarımız devam ediyor."
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. **Gülşen
Altuğ'un** “ _Marmara Denizi'nden izole edilen bakterilerle_ " yaptığı
çalışmayı takip ettiklerini aktaran Bakan Kurum, bu tür çalışmaların TÜBİTAK
MAM bünyesinde oluşturdukları alt kurulda değerlendirileceğini söyledi.
Bakan Kurum, çeşitli kuruluşlar tarafından " _deniz ortamı dışında üretilen
mikroorganizmalar_ " vasıtasıyla müsilajın giderilmesine dair çalışmaları
izlediklerini ifade etti.
## 'Marmara Denizi için başlattığımız bilimsel çalışmaları Temmuz sonuna kadar
tamamlayacağız'
Bakan Kurum, yürütülen çalışmalarla Marmara Denizi'nin bugün bir hafta
öncesinden çok daha **temiz** olduğunu söyledi.
Marmara Denizi'nin su kalitesini artırmak, denizdeki canlı yaşamını korumak
için 22 maddeden oluşan bir eylem planı ortaya koyduklarını anlatan Kurum,
kısa ve uzun vadeli eylem planını hep birlikte hayata geçireceklerini
bildirdi.
Bu bölgenin Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edileceğini hatırlatan Bakan Kurum,
şöyle konuştu:
> "Marmara Denizi için başlattığımız bilimsel çalışmaları inşallah temmuz ayı
> sonuna kadar tamamlayacağız. Koruma bölge ilanı çalışmalarımızı temmuz ayı
> itibarıyla tamamlamak istiyoruz. Tabii bu çalışmalar, buradaki
> biyoçeşitliliği korumak ve geleceğe aktarmak için de Akdeniz ve Karadeniz'in
> korunmasına katkı sağlamak için de çok önemli bir adımdı bu. Marmara Denizi
> Koruma Alanımız, bu çerçevede Türkiye'nin en büyük denizel koruma alanı.
> Yine dünyada sayılı büyüklükte ve etrafında 7 şehrin olduğu ilk koruma alanı
> olarak inşallah literatüre geçecektir. Koordinasyon Kurulu için de 14 alt
> çalışma grubu kurduk. Bunlar noktasal kaynaklı kirliliğin tespitiyle
> ilişkili ki bu kirlilikleri tespit edeceğiz. İş programını bu kirlilikleri
> tespit ettiğimiz noktalarda yoğunlaşmak suretiyle hayata geçireceğiz. Yine
> yeni yapılacak kentsel atık su arıtma tesisleri var."
## Kurulacak alt çalışma grupları
Kurulacak diğer alt çalışma gruplarının " _Endüstriyel Atıksu Arıtma
Tesisleri_ ", " _Yayılı Kaynaklı Kirliliğin Tespiti_ ", " _Teknolojik ve
Biyolojik Mücadele_ ", " _Balıkçılık Faaliyetlerinin Kontrollü Hale
Getirilmesi_ " olduğunu anlatan Kurum, " _Balıkçılıkla alakalı burada zarar
gören esnafımıza, vatandaşımıza destek olunma sürecini Tarım Bakanımız da
açıkladılar, bu süreci takip edeceğiz_." dedi.
Müsilajın çevre ve insan sağlığına etkilerinin belirlenmesi amacıyla da bir
alt çalışma grubu kurulduğuna değinen Bakan Kurum, bu grubun da müsilajın tüm
etkilerini araştırarak vatandaşları bilgilendireceğini söyledi.
" _Müsilaj Temizleme Çalışmalarının Düzenlenmesi_ ", " _Gemi Kaynaklı
Kirliliğin Önlenmesi_ ", " _Deniz İzleme, Denetim_ ", " _Özel Çevre Koruma_ ",
" _Bilgilendirme ve Farkındalık_ " ve " _İletişim_ " başlıklarında da alt
çalışma grupları olacağını belirten Kurum, şöyle konuştu:
> "İletişimi doğru yapmak durumundayız. Tek elden yürütmek zorundayız.
> Vatandaşımızı doğru bilgilendirmek adına da iletişim sürecini de
> koordinasyon kurulunda kuracağımız bir yapı ve illerde de valilik nezdinde
> yürütüyor olacağız. Eylemlerimizin çok daha etkin, verimli ve hızlı bir
> şekilde hayata geçmesi amaçlanmakta. Valiliklerimiz de belediyelerimiz de
> hocalarımız da buradaki tüm kurul üyelerimiz, kurul üyelerimizin dışındaki
> yine hizmet aldığımız hocalarımız var, üniversitelerimiz var. Tüm ekibimizle
> birlikte bu çalışma gruplarına desteklerimizi sürdüreceğiz ve 3 hafta
> içerisinde, Marmara Denizi Havzası'nda yer alan tüm evsel, kentsel ve
> endüstriyel atık su arıtma tesislerini yerinde izlemeye devam edeceğiz. Bu
> süreç 7 gün 24 saat de fiilen devam edecek. Sanayi ve Teknoloji
> Bakanlığı'mızla birlikte özellikle OSB'lerdeki arıtma tesislerinin mevcut
> durumu ve iyileştirme kapsamında yapılması gerekenleri konuştuk, belirledik.
> Bu çerçevede Marmara Denizi'ne yapılan deşarjlara ilişkin de kirlilik
> yüklerini tespit edecek ve iş planımızı da buna göre oluşturacağız."
## Atık su arıtma tesislerine ilişkin çalışmalar
Çevre ve Şehircilik Bakanı **Murat Kurum,** bakanlık olarak 15 gün içerisinde
yayımlayacakları mevzuatla Marmara Denizi Havzası'nda yer alan atık su arıtma
tesislerinin kimyasal oksijen ihtiyacı ve deşarj standartlarına yeni
kısıtlamalar getirdiklerini bildirdi.
" _Marmara Denizi'ne kirlilik taşıyan kaynakların tamamını kontrol altına
almak için de tüm atık su arıtma tesislerine Sürekli Atıksu İzleme Sistemi
getiriyoruz._ " diyen Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
> "Tesisleri online olarak izleyeceğiz ve bu sistemi kurmak için yaptığımız
> mevzuat düzenlemesi de bir ay içinde hayata geçecek. Su kalitesine ilişkin
> izleme noktalarımızı 90'dan 150'ye çıkaracağımızı ifade etmiştik. Bu noktada
> ODTÜ ve TÜBİTAK MAM ile birlikte çalışmamızı başlattık. İnşallah en kısa
> sürede atık suları takip edeceğimiz sistemi, yine izleme noktalarının
> sayısını da artırmış olacağız. Arıtılan atık suyun yeniden kullanımı çok
> önemliydi. Bu kullanım için gereken ilave yatırım ihtiyaçlarına Çevre ve
> Şehircilik Bakanlık olarak biz de destek vereceğiz. Türkiye geneli için
> hedefler belirledik. Şu anda arıtılan atık suların yüzde 3,2'si arıtılarak
> yeniden kullanılıyor. 2030'larda su kıtlığı yaşayacağımız öngörüsüyle
> 2023'te yüzde 5'e, 2030 yılında ise yüzde 15'e çıkarma hedefimiz vardı.
> Ancak Marmara kapalı bir deniz olduğu için, hem de daha hızlı hareket
> etmemiz öngörüsüyle bu noktada miktarını artırmamız gerekiyor. Bu kapsamda
> hedeflerimizi 2023 yılında yüzde 10'a, 2030 yılında ise yüzde 20'ye
> çıkardık, büyüttük. Bu çerçevede yatırımlarımızı, projelerimizi yapıyor
> olacağız."
## Hayalet ağlar sorunu
Bakan Kurum, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Marmara Denizi'ndeki hayalet ağların
toplanma sürecinin Kocaeli'nden başlatıldığını, bir yıl içerisinde
Marmara'daki bütün hayalet ağların toplanma sürecinin devam edeceğini söyledi.
Kurum, toplanan hayalet ağların, geri kazanım tesislerine gönderilerek yeni
ürünlere dönüştürülmesinin de sağlanacağının altını çizdi.
Gemilerdeki atık suların da kirlilik sebebi olduğunu, buna yönelik
denetimlerin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Liman Başkanlığı tarafından
yürütüleceğini anlatan Kurum, " _Üç ay içerisinde yayımlayacağımız mevzuat
çerçevesinde de gerek tersanelerde temiz üretim teknikleri gerekse Marmara'ya
giren teknelere bu noktadaki atık suların yönetimi noktasında süreci başlatmış
olacağız_ " dedi.
Bakan Kurum, Tarım ve Orman Bakanlığının yapacağı çalışmaları da şöyle
sıraladı:
> "Tarım ve Orman Bakanlığımız da küçük balık avı, buradaki ekolojik yaşama
> ilişkin kısıtlamaları gerektiği yerde denize balık bırakılması, gerekse
> deniz altındaki biyoçeşitliliğin, oradaki canlı yaşamın, döngüsel yaşamın
> tekrar hareketlendirilmesi adına balıkçılık faaliyetlerindeki kısıtlamadan
> tutun da burada midye yetiştiriciliği veya küçük balıkların bu alana
> bırakılması konusunda çalışmalar yapacak, bilim insanlarımızla birlikte.
> Deniz çiftçiliği, deniz tarımı gibi hususların yer alacağı uygulamaları
> hayata geçireceğiz ve buna ilişkin de bir ay içerisinde bu eylemlerimizi de
> sahada inşallah görüyor olacaksınız."
### Deniz çöpleriyle mücadele
"Marmara hepimizin" sloganı kapsamında deniz çöpleri ile mücadelede kararlı
adımlar attıklarını da belirten Bakan Kurum, şunları söyledi:
> "Marmara Denizi'ni esas alan ve karasal kaynaklı kirliliği engelleyecek bu
> bütüncül çalışma çerçevesinde Bölgesel Atık Yönetimi ve Deniz Çöpleri Eylem
> Planı oluşturulmasına yönelik çalışmalara başladık. Gerek dere ve nehirlerde
> gerekse deniz yüzeyinde ve kıyıda deniz çöplerinin denize ulaşmasını
> önleyici tedbirlerimizi hayata geçireceğiz. Burada belediyelerimizle
> birlikte deniz kirliliği ile mücadelede ihtiyaç duydukları tüm araç ve
> gereçleri bir hafta içerisinde bakanlığımıza iletecekler. Gerek bölgemizden
> gerek Türkiye'nin başka illerinden araç teminini artırmak ve bu bölgedeki
> mücadeleyi daha etkin hale getirmek için bakanlığımız, valiliklerimiz
> koordinasyonunda süreci yürütüyor olacak. Bu süreçte belediyelerimiz
> inşallah bir ay içerisinde Sıfır Atık Daire Başkanlıkları bünyesinde
> süreçlerini takip edecekler. Bütün Marmara Bölgesi'nde kamu kurum ve
> kuruluşları, belediyelerimizin, vatandaşlarımızın, hiçbir ayrım
> gözetmeksizin tüm binalarda sıfır atık sistemini kuracağız. 7 ilimizin
> tamamında, mahalle mahalle, sokak sokak, sıfır atık uygulamasına ayırma
> sistemleri kurmak suretiyle buradaki hammaddeleri geri dönüşüm tesislerine
> gönderecek ve ülkemizin sanayisine katkı sağlayacak adımları atacağız. Bu
> konuda da Bakanlığımız gerek kompost tesisleri noktasında gerek atık getirme
> merkezleri doğrultusunda desteklerine yine devam edecek. Bu noktada yüzde 50
> hibe desteklerimiz belediyelerimize var. Bu desteklerimizi yapmak suretiyle
> bu alandaki etkin mücadeleyi daha da etkin kılacak adımlarımızı atmış
> olacağız."
## Kamu kurum ve kuruluşlarında temizlik ürünlerine düzenleme
Eko-etiket sistemi ile fosfat ve petrol türevi içermeyen temizlik ürünlerinin
satışına yönelik destekleri artıracaklarını kaydeden Kurum, ayrıca kamu kurum
ve kuruluşlarında fosfat ve petrol türevi içermeyen temizlik ürünleri
kullanımını da zorunlu hale getireceklerini bildirdi.
Bakan Kurum, havzada yer alan zeytinyağı işletmeleri, zeytinaltı kara suyu ve
peynir altı suyuna ilişkin üretim teknolojilerinin dönüştürülmesini
sağlayacaklarını belirterek, " _Bu kapsamda 15 gün içerisinde valiliklerimiz
tespitlerini yapacaklar ve değişime yönelik bu noktada biz de valiliklerimizle
birlikte süreci yürüteceğiz. Bakanlık olarak işletmelere maddi destekler
sağlayacağız_ " dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın **3 fazlı zeytinyağı işletme sistemlerine**
destek ve hibe verilmesini durduracağını belirten Kurum, soğutma sistemleri,
termal tesisler ve termik santrallerin Marmara Denizi'ne etkilerine yönelik
araştırma başlattıklarını söyledi.
Soğutma tesislerinin denize derin deşarjına ilişkin yönetmeliği
değiştireceklerini ifade eden Kurum, mevzuat değişikliğini bir ay içinde
yapacaklarını bildirdi.
Marmara Denizi ve deniz temizliğine dair farkındalık eğitimi vereceklerini
anlatan Kurum, " _Süreci tamamen şeffaf yönetecek bir anlayışla yürütüyoruz.
Milletimiz bu noktada müsterih olsun. Çanakkale ve İstanbul Boğazı'nı
beslemiş, Mavi Vatan'ın kolyesi, Karadeniz, Akdeniz ve Ege'nin küçük kardeşi
Marmara'mızı inşallah hep birlikte kurtaracağız, Marmara'mızı kaderine terk
etmeyeceğiz_ " ifadelerini kullandı.