[Türkiye](/turkiye/)
09:14 11.06.2021(Güncellendi 09:18 11.06.2021) URL'yi kısaltın
__5 __12
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye'nin ayrıldığı
İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin olarak "Usulen ve esasen tekrardan gözden
geçirilip, Sayın Cumhurbaşkanımız ve yüce Meclis tarafından konu
değerlendirilmeli, yeniden imzalanması yoluna gidilmelidir" açıklamasında
bulundu.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı **Metin Feyzioğlu** , TBMM Kadına
Şiddetin Sebeplerinin Araştırılması Komisyonu'na katıldı.
Feyzioğlu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin olarak şu
ifadeleri kullandı:
"Sözleşmeden Türkiye’nin imzasını çekmesinin usulen ve esasen yeniden
değerlendirilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Usulen ve esasen tekrardan gözden
geçirilip, Sayın Cumhurbaşkanımız ve yüce Meclis tarafından konu
değerlendirilmeli, yeniden imzalanması yoluna gidilmelidir. Rahatsızlık
duyulan maddeler varsa yorum şerhi koyup Türkiye'nin duyduğu sıkıntı, o
maddeleri nasıl anlaması gerektiği [beyanı
yapılabilir](https://tr.sputniknews.com/turkiye/20210511/1044477202.html).
Böylece hem iç hem de dış kamuoyuna şiddetle mücadelede çok kararlı bir mesaj
vermiş oluruz kanaatindeyim."
Televizyonlardaki dizilerde yer alan ayrımcı dilden kurtulmak gerektiğini de
söyleyen Feyzioğlu, kadın-erkek eşitliğinin temel alınması gerektiğini ifade
etti.
Feyzioğlu, ilk şiddet fiilinden itibaren sistemin müdahale etmesi gerektiğine
işaret ederek, _“Bakanlıklar ve uygulamacılar arasında şiddeti küçümseyen
sistem yerine gereğini yapan, karşılığı veren, şiddetin bir daha olmaması için
tedbirler alan bir sistem kurmalıyız. O anda kol kanat gerecek bir yapıya
ihtiyaç var”_ diye konuştu.
Eğitimin sadece okullarda verilmediğine işaret eden Feyzioğlu, toplumsal
eğitim ile kadın erkek eşitliğini içselleştiren, iliklerine kadar hisseden
bireyler yetiştirmek durumunda olunduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Büyük sözler ilham verir ama hedefe götürmez. Hedefe ulaştıran, küçük ama
kararlı adımlardır. Dolayısıyla, hedefe yönelik hiçbir adımı, büyük sözleri
kendimize rehber edinip de küçümseme hakkımız yok. O kararlı adımlar bizi
hedefe ulaştıracak. Bu da doğru tespitler ve teşhisler yapılmasını zorunlu
kılıyor. Bazen çözüm inanılmayacak kadar basittir, yeter ki birisi görsün,
söylesin. Çözüm istiyorsak akılcı olacak yoksa teorik pek çok çözüm
üretebiliriz ama hayata geçirilebilir, sahada karşılığı olan çözümleri üretmek
için [bunların akılcı olması
gerekir](https://tr.sputniknews.com/turkiye/20210511/1044475437.html).
## 'İlk şiddet fiilinden itibaren sistemin müdahale etmesi lazım'
İlk şiddet fiilinden itibaren sistemin müdahale etmesi lazım. Bir tokattan ne
olurun cevabını daha sonra gazetelerin orta sayfalarında görüyoruz. Bir
tokatla başlayan şiddet geri dönülmez vahşete dönüşebiliyor. O tokadı, o
şiddeti küçümseyen, görmezden gelen bir sistemin yerine o tokadın gereğini
yapan, karşılığını veren ve bir daha olmaması için de tedbir alan bir sisteme
ihtiyacımız var. Bunun için bütün aktörlerin birbiriyle iletişim içinde olması
lazım ve sisteme bunun düşmesi gerekiyor, [sistemin bilgi sahibi olması
gerekiyor.](https://tr.sputniknews.com/turkiye/20210511/1044477202.html)"
## 'Huzurevlerinde, parklarda rehabilite' önerisi
Metin Feyzioğlu, ilk şiddet belirtisinden itibaren Türk Ceza Kanunu'nun kötü
muamele suçunu içeren 232 sayılı maddesine işlerlik kazandırılması gerektiğini
söyledi.
Söz konusu suçlarda erteleme ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasının
kaldırılması gerektiğinin altını çizen Feyzioğlu, şiddet uygulayan kişinin
rehabilitesini ceza infaz kurumlarında değil, huzurevlerinde, parklarda,
bahçelerde çalıştırarak sağlamanın daha doğru bir yaklaşım olacağına
inandığını ifade etti.
Feyzioğlu, cezaevine gönderilen failin çıktıktan sonra daha hiddetli bir
şekilde evine döndüğüne ve bu defa şiddetin daha ağır sonuçlar doğurduğuna da
dikkati çekerek, _"Cezaları artırmak tek başına iş olsaydı sorun bir günde
çözülürdü. Unsurları hapse atalım demiyorum, rehabilite edelim diyorum. Ayrıca
çekişmeli boşanma davalarında eşlerin çocuk üzerinden intikam almaması hususu
da eşlere öğretilmelidir. Bugün velayet kimde kalırsa kalsın çocuğun bir
intikam aracı yapılmaması noktasında eğitim verilmelidir.[Bu iş gönülden
gelirse olur](https://tr.sputniknews.com/turkiye/20210526/1044593089.html)"_
diye konuştu.