İstanbul’a geldiği 2016 yılında ilk röportajını yapmak için buluşmuştuk. O
zamanı dün gibi hatırladığını söylüyor, “Yaprak gibi titriyordum”. Gerçekten
öyleydi. Soruları heyecandan düşüne düşüne cevaplıyordu. Bu sefer
buluştuğumuzdaysa karşımda çok daha özgüvenli ve rahat bir [Kubilay
Aka](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/kubilay-aka) vardı. Yoğun çalıştığı
bir set gününün ertesinde, sabah filtre kahvelerimizi alarak sohbete başladık.
**İstanbul’a ilk geldiğinden bugüne bu beş sene nasıl geçti?**
İlk iki sene bir şeyleri öğrenmekle, oyunculukta kendimi geliştirmekle ve
müzik gibi farklı alanları da deneyimlemekle geçti. Tecrübeler edindim.
**Havalimanında çalışırken bir anda keşfedildin ve hayatın değişti. Seninki
nasıl bir hikâyeydi?**
Beklenmedik. Havalimanı yönetimi okudum. Bodrum’da havalimanında yer
görevlisiydim. Aslında masa başı bir iş yapamayacağımı biliyordum. Hayalim
oyunculuktu ama ‘Üniversiteyi bitireyim, denerim’ diye düşünüyordum. Bir anda
teklif geldi. Hiç beklemediğim için kararsız kaldım. Evde bir-iki gün oturup
‘Denesem mi, denemesem mi’ diye düşündüm. Baktım kaybedecek bir şeyim yok.
Denemek istedim.
**İstanbul’a geldiğin ve ilk deneme çekimine girdiğin günü hatırlıyor musun?
Ne hissetmiştin?**
Çok net. ‘Vatanım Sensin’ dizisi için Halit Ergenç’le deneme çekimine
girecektim. Hayatımda o kadar titrememiştim, ne üşüyerek ne heyecandan...
‘Muhteşem Yüzyıl’daki Süleyman karakteri olarak aklımdaydı, tabii çok
çekiniyordum o yüzden. Geldi, “Merhaba, ben Halit” dedi, tokalaştık, benimle
konuşmaya başladı. Çok şaşkındım. Gerçek hayattaki karakterine yavaş yavaş
alıştım.
**ÇOK KORKUTUCUYDU AMA...**
**Ve role seçildin... Bundan sonrası nasıl gelişti?**
Düşün, hiçbir şey bilmiyordum! Önce tekniği öğrenmem gerekti, kamera önü
eğitimi aldım. Ardından ilk çekim günü geldi. Sahnede “Günaydın babaanne”
demem gerekiyordu ama öyle heyecanlıydım ki 17 tekrar çektik. Yönetmenlerimiz
çok sabırlıydı. Beni önemsediklerini ve çaba harcadıklarını gördüm. Kendimi ne
kadar geliştirirsem o kadar farklı şeyler gösterebileceğimi fark ettirdiler.
Onlarla tanıştıktan sonra
[oyuncu](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/oyuncu) olmanın aslında ne
kadar değerli bir şey olduğunu da daha iyi kavradım.
**Muğla’da sakin bir hayat yaşarken aileni geride bırakıp İstanbul’a gelmek
korkutucu muydu?**
‘Acaba başarabilecek miyim? Yapabilecek miyim’ diye düşünüyordum. Size güvenen
insanlar oluyor, onların yüzünü kara çıkarmak istemiyorsunuz. Bu açılardan çok
korkutucuydu ama aynı zamanda eğlenceliydi.
**Bu kısa sürede ekranda başrole terfi ettin... Ne hissettiriyor sana bu
durum?**
Hiçbir işe ‘başrol’ veya ‘yan rol’ diye bakmadım. Benim için rolün büyüklüğü,
küçüklüğü değil, derinliği önem taşıyor. Şimdi yeni dizimde canlandırdığım Cem
karakteri de benim için özel ve nitelikli. Burada sadece başrol olmanın
sorumluluğuyla daha çok çalışıyormuşum gibi hissediyorum.
**Bu beş sene sana ne öğretti?**
Dışarıdan bakıldığında ünlü olmak birçok emeğin önündeymiş gibi görünüyor. Ama
bunlar o kadar gelip geçici ki... Bu yüzden ‘ünlü olma’ düşüncesini bir kenara
bırakıp hep oyunculuk konusunda daha iyi olmaya çalışmak gerektiğini anladım.
**Yeni dizin ‘Cam Tavanlar’ Show TV’de başlıyor. ‘Cam Tavan’ın aslında kadın
dünyasına dair bir anlamı var, değil mi?**
Evet. Kadınların iş dünyasında karşılaştıkları mobbing, ayrımcılık gibi
zorlukları ele alan bir proje. Her kadının özgür bir birey olduğunu vurgulayan
bir işte bulunmak benim için onur verici.
**Peki, Cem nasıl bir karakter?**
Lakabı ‘Lord’. Kadınlara nasıl davranması gerektiğini bilen bir CEO. Yalnız
bir adam ama zamanla içini açacak ve Leyla’nın (Bensu Soral) yaşadığı
‘mobbing’e karşı duyarsız kalmayacak. Bir erkeğin kadına nasıl destek
olabileceğini, erkeklerin de kadınların arkasında olabileceğini göreceğiz.
**Bir dizi ya da film bir şeyleri değiştirebilir mi?**
Sanat toplumun aynasıdır. Bir şeylerin farkındalığını arttırabiliriz,
düşündürebiliriz ama bir şeyleri kökünden söküp atacak gücümüz yok maalesef.
**ANNEANNEM BENİ ETKİLEMİŞTİR**
**Kadınlar ve kadın hakları konusunda hassas mısın?**
Evet. Kadınların da erkeklerin de bu hayatta eşit haklara sahip olduğunu
unutmamalıyız. Erkekler ne yapabiliyorsa kadınların erkeklerden daha başarılı
olabileceklerini düşünüyorum.
**Hayatındaki en güçlü kadın figürü kimdi?**
Anneannem. Dedemle, Türkiye’den Almanya’ya giderek uzun süre çalışmışlar. Her
gün bisikletle işe gidip dönüyor, ailesini bir arada tutuyor, bir yandan
çocuklarını okutuyormuş. Onun hikâyesi beni hep çok etkiler.
**BELKİ BU KADAR ROMANTİK OLMAMALIYIM**
**Yakışıklılığın yeteneğini gölgelediği oldu mu?**
Kariyerimi gölgeleyecek kadar yakışıklı değilim, belki bir serinlik
yaratabilirim (gülüyor). Bana genelde şeytan tüyüm olduğunu söylerler. Bence
yakışıklılık bu meslekte avantaj da dezavantaj da olabiliyor.
**Ne gibi dezavantajları olabilir?**
Çünkü jön oynadığın zaman sana hep jön gözüyle bakılıyor. Ben bu jön
rollerinin yanı sıra korkak birini de, eşcinsel bir karakteri de, deliyi de
oynamak isterim.
**Çapkın mısındır?**
Değilim.
**Tavlar mısın tavlanır mısın?**
Tavlanırım genelde. Çekingenimdir.
**Seni ne tavlar?**
Bir insanın bazen gülümsemesine, bazen bir anda verdiği bir tepkideki
olgunluğuna âşık olabilirim. Bunu tarif etmek zor. Ama 25’imden itibaren
düşünce yapısına daha çok önem vermeye başladım.
**Nasıl bir âşıksın?**
Âşık olunca her şeyimi veririm.
**Aşkta gururunu kaybettiğin oldu mu hiç?**
Aşkta gurura inanmıyorum. Stratejiler, taktikler olursa onun adı aşk olmaz.
Aşk, olduğu gibi, tamamen hislerinle yaşadığın bir şey olmalı.
**Romantik misin?**
Biraz fazla romantiğim. Çok duygusal düşünüyorum. Belki de bu kadar romantik
olmamak lazım.
**En romantik hareketin?**
Bir kız arkadaşım Bodrum’da tatildeydi. Sırf telefonda konuşurken yüzü düştü
diye, o gece İstanbul’dan kalkıp Bodrum’a gittim onu görmek ve mutlu etmek
için. Sonra da hemen geri dönüp sete yetiştim.
**HİÇBİR ZAMAN ÜNLÜ OLMAK İSTEMEDİM**
**Nasıl bir aileye doğdun?**
Neşeliydi ailemiz. Annemin çocuk ayakkabıları sattığı bir dükkânı vardı. Babam
askerdi, şimdi sivil havacılıkta. Arkadaş gibiydik. Bir kız kardeşim var, bu
sene üniversiteyi kazandı. Ben İstanbul’da doğdum. İzmit’te lojmanda büyüdüm.
18 yaşımdayken babam “Artık buralar kalabalık, bir sahil kasabasına gidelim”
dedi. Bodrum’a yerleştik. Şimdi annemin, babamın bana her konuda destek olup
arkadaşlık yaptığı gibi ben de aynısını kız kardeşime yapmaya çalışıyorum
elimden geldiğince. Birbirimizi dinleyen, anlayan bir aileyiz.
**Bu kadar tanınacağını düşünür müydün çocukken?**
Düşünmüyordum açıkçası. Sanatçı olmak istediğimi hep biliyordum ama spesifik
olarak neye yöneleceğimi öngöremiyordum. 14 yaşlarımda falan “Ben bir gün
oyuncu olacağım” demeye başlamıştım.
**Bunun ne kadarı ünlü olma isteğiydi?**
Hiçbir zaman ünlü olmak istemedim, oyuncu olmak istedim. Ben zaten hep
kalabalığı çok sevmeyen biriydim.
**Ün kötü bir şey mi?**
Değil. Sadece taşımayı öğrenmek lazım. Bunun için de birçok oyuncunun
sendromlu bir dönem geçirmesi gerekiyor. O dönemi atlatınca her şey yoluna
giriyor.
**İNSANLAR CANLANDIRDIĞIM KARAKTERİ GERÇEKTE DE GÖRMEK İSTİYOR**
**Şöhret beraberinde magazini getirdi. Zor muydu?**
Bu işin [magazin](http://www.hurriyet.com.tr/kelebek-magazin/) tarafını hiç
sevmedim. İnsanların işlerine tabii ki saygı duyuyorum. Bu kısmın yanlış
anlaşılmasını istemem. Evet, kabullenmek zorundayız ama hayatımın hep bana
özel olduğunu düşündüm. İster istemez verdiğin bir cevap sana zarar
verebiliyor. Kendi içime kapanmam gereken zamanlar oldu. İzole bir yaşama
geçtim ve kendimi bu şekilde ifade edebileceğim ortamlarda daha iyi hissetmeye
başladım.
**Bu süreçte en çok yanlış anlaşıldığın konu ne oldu?**
İnsanlar ekranda canlandırdığın karakteri gerçekte de görmek istiyor. Çünkü
oradaki karakter, hep iyi, hep çok dürüst... Bugüne kadar iyi ve ahlaklı
roller üstlendiğim için... Ama biz normal hayatımızda yanlışlar da, hatalar da
yapacağız. Bir şeyleri tecrübe etmeden, yanlış yapmadan doğruyu öğrenemeyiz.
Bu sebeple insanların genelde çok üstüme gelmemesi gereken konularda
sınırlarını aştıklarını düşünüyorum.
**Peki, şöhretle ahlaksız teklifler geliyor mu?**
Hakan beni bir seks objesi olarak gösteremeyeceksin (gülüyor).
**EN BÜYÜK HAYALİM KUYU KEBABI YAPMAK**
\- [Yemek](https://www.hurriyet.com.tr/lezizz/yemek-tarifleri/) yapmayı,
yemeyi ve yedirmeyi çok severim. Mutfakta da iyiyimdir. Aklına gelebilecek
bütün yemekleri yapıyorum. Değişik şeyler denemeyi seviyorum. Bu aslında
aileden geliyor. Dedemin restoranı vardı. Babam da çok meraklıydı. En büyük
hayalim kuyu kebabı yapmak.
\- ‘Çukur’ için dört şarkı yaptık. O iş bana alan tanıdı. Şarkılar bazen
insanların hislerine dokunuyor. Oyunculukta bir ekiple bir şey yapıp tebrik
alırken orada tek başına performansın tebrik ediliyor. Gerçekten bebeğin gibi
oluyor. İnsanların onu sevmesi, yolda yürürken bir yerden şarkının çaldığını
duymak çok güzel. O yüzden müzik devam eder ama hobi olarak.
**KISA KISA...**
**\- Son zamanlarda en çok etkilendiğin film:** ‘7. Koğuştaki Mucize’
**\- Tüm zamanların en iyi filmi:** ‘Baba’ serisi
**\- Takip ettiğin dizi:** ‘Adalet Birliği’
**-** **En sık dinlediğin müzisyen:** Ezhel
**-** **En sevdiğin yemek:** Bütün et yemekleri
**\- Hayal şehrin:** Amsterdam
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/bitcoin-fiyati/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/ethereum-fiyati/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/bitcoin-fiyati/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/ethereum-fiyati/) ne
kadar?**