Mesafeli duruşlarına aldırmayın. Beş dakika sohbet etmeniz kahkahalarını
duymanız için yeterli. İkisi de neşelerini ve üzüntülerini açıkça yaşayan
kadınlar. [Selen Uçer](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/selen-ucer)
annesinin kaybını anlatırken elleri titriyor, gözleri doluyor. [Ece
Dizdar](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/ece-dizdar)’ınsa kendi deyişiyle
‘sinir uçları açıkta’. Ayrı ayrı evlerinden bağlandıkları sohbete aşktan
başlıyor, kadın meselesine uzanarak devam ediyoruz.
**◊ Belki de yaptığınız işlerden dolayı, dışarıdan soğuk duran bir havanız
var...**
**Selen Uçer:** Ne soğuğu ya! Hâlâ aynı düşüncedeysen o zaman soyunuyorum
bak, zira çok sıcak, tamam mı?
**Ece Dizdar:** Öyle durduğumu biliyorum ama gayet sinir uçları açıkta
biriyim. Beni tanıyanlar her kadın gibi özdeğer meselesi ve onay kodlarıyla
uğraşmış, yaralarını masanın üzerinde açık seçik yaşayan, hem bolca ağlayan
hem gülmesini seven biri olduğumu bilir.
**◊ Ne zamandır tanışıyorsunuz?**
**Ece Dizdar:** Birbirimizi 10 yıldır biliyoruzdur. Instagram’dan
takipleşirdik. Ama hiç oturup kahve içmişliğimiz yoktu. Bu filmle
arkadaşlığımız başladı.
**Selen Uçer:** Setin ilk günü, annemin hastalığının ilerlediği haberini
aldım ve kaldırıma yıkıldım. Daha ilk sahnemizdi ve Ece beni oradan kaldırdı.
Aşağıdaki balıkçıya götürdü. Konuştu, konuştu, kendime getirdi. Yeni
tanışmıştık ama şimdi benim için Ece’nin yeri bambaşka.
**◊ İkinizi ilk kez bir araya getiren ve bugün MUBI’de izleyiciyle buluşan
‘Aşk, Büyü, vs.’ sizce ne anlatıyor?**
**Selen Uçer:** Türkiye’deki bir sürü tabuyu, sınıf farkını, hayal
ettiklerinden farklı yaşanmış hayatları, yüzleşmeyi, karşılıklı söylenmemiş
sözleri, var olma çabalarını anlatan bir ülke gerçeği filmi. Hayatın seni
neyle yüzleştireceği hiç belli olmuyor, bu açıdan filmin duygusu herkese hitap
ediyor.
_Ece Dizdar (soldaki) ve Selen Uçer ‘Aşk, Büyü, vs.’ filminde birbirine âşık
iki kadını canlandırıyor._
**EMEK YOKSA AŞK İŞE YARAMAZ**
**◊ Sizin içinizde kalan aşklarınız, söylenmemiş sözleriniz oldu mu hiç?**
**Selen Uçer:** Yüzleşmeci büyümüş bir tipim. Ben sözümü söyleyeyim de
ayrılacaksak ayrılalım diye düşünürüm. Söylenecek bir şeyim varsa söyler hatta
gerekirse mail yazarak anlatırım. Sadece aşk falan değil, iş konusunda bile
içimdekini söylerim. Mesela işe ilk başladığımda çalıştığım tiyatrolara falan
mail yazardım.
**◊ Aşk sizce büyülü bir şey mi?**
**Selen Uçer:** Aşk eğlenceli, hepimiz seviyoruz. Ama her yerde aşkı
pompalıyoruz; hikâyelerde, şarkılarda... Aşk abartılmış bir şey.
**Ece Dizdar:** Bütün o filmlerin, eserlerin pompaladığı aslında birkaç
günlük bir kimya. İlişkilerde neşe, emek, şefkat, ilmek ilmek örülmüş sevgi
yoksa o aşkın da hiçbir şeye yaramadığını görüyoruz.
**◊ O halde artık âşık olmuyor musunuz?**
**Selen Uçer:** Jung “İki insanın karşılaşması eğer bir reaksiyon oluşturursa
iki insanı da dönüştürür” diyor. Ben iki insanın birbiriyle karşılaşması ve
dönüştürmesiyle ilgileniyorum. Aşkın birçok çeşidi var, sadece seksüel aşk
yok. Hayatımıza girmiş bir insan, bir arkadaş, dost, canlı ya da aileye
duyulan aşk... Aşk insanların birbirine bağlanma hali.
**Ece Dizdar:** Aşk diye tanımladığın, nefesinin kesilmesi ve hayatını
yaşamaya devam edememekse eğer, öyle bir aşka inanmıyorum artık. Emek verdiğin
şeyi seviyorsun, ben ona aşk diyorum.
**◊ Bu filmde iki kadının aşkını izliyoruz. Senaryo geldiğinde tereddüt
ettiniz mi?**
**Ece Dizdar:** Hiç etmedim, benim işim hikâye anlatmak. Bir aşk hikâyesi
anlatacağım, Ümit Ünal’dan şahane bir [film](https://www.hurriyet.com.tr/film-
izle/) gelmiş, Selen Uçer’le oynayacağım. E, Tayfur Aydın da yapımcı olarak
dahil oldu, nesine tereddüt edeyim!
**Selen Uçer:** Tereddüdüm olmadı. Ümit benim kariyerim ve hayatım için özel
biri. Ona, “Seni tanımadan sana âşıkmışım zaten” diyorum. Ümit Ünal’a âşığım
çünkü çocukken herkes ‘Star Wars’ izlerken ben ‘Teyzem’i izlerdim. Ardından
‘Hayallerim Aşkım ve Sen’, ‘Milyarder’, ‘9’... Sonra tesadüfen bir kafede
tanıştık. ‘Ara’ filminde ilk başrolümü verdi. Bu film için de “Bir şey yazdım,
gel” dediğinde iki-üç gün senaryoyu okuyamadım, heyecanlandım. Okuyunca, 20
sene sonra bir yüzleşme ve karşılaşma hikâyesi anlatması beni çok etkiledi. O
dönem sekiz senelik ilişkim bitmişti. Hayatım farklılaşıyordu ve benim için
yeni bir şeyin başlangıcı hissini yarattı.
**◊ Yakınlaşma sahneniz var, zor muydu?**
**Ece Dizdar:** Oyuncu için o sahne bir koreografidir. Kiminle çekersen çek,
çok bir farkı yoktur.
**◊ Filmde sınıfsal ve ilişkideki sosyokültürel farkları da görüyoruz. Sizin
bu kavramlara bakışınız ne?**
**Ece Dizdar:** İnsanlık var olduğundan beri yaşanan hiçbir şey sınıf
bilincinden bağımsız yaşanmadı.
**Selen Uçer:** Bir arkadaşım bana “Senin sınıf bilincin yok” demişti.
Gerçekten öyle. Ama bütün hikâyeler zenginler, fakirler, bir hayata öykünme,
sınıf atlama üzerine kuruludur. Bu tüm dünyanın en temel hikâyesi.
**◊ Büyüye inanıyor musunuz?**
**Ece Dizdar:** Adına büyü mü denir bilmiyorum ama bir insanın enerjisiyle
başka bir insanın hayatında değişiklik yapabileceğine inanıyorum. “Büyü
yaptırdı” olayının da gerçek olabileceğini düşünüyorum.
**Selen Uçer:** Büyü dediğin şey inanç. Bazı toplumlar işe odaklıdır, bizimki
muhabbete odaklı. İşe değil, birbirine bakmak bizde daha çok vardır. Nazar da
bu coğrafyada var. Evde hep nazar boncuğum vardır. Sete de ilk gün nazar
boncuğu götürüp tüm ekibe dağıtmıştım.
**SAÇI YOK ETMEK ÇOK ÖZGÜRLEŞTİRİCİ**
◊ **Altın Portakal ve İstanbul Film Festivali’nden ödüller aldı filminiz.
Sizin için ödüllü bir filmde mi yoksa yüksek gişeli bir filmde mi oynamak daha
keyifli?**
**Ece Dizdar:** İkisini de hayatında ayrı ayrı isteyebilirsin. Birini
istiyorsun diye diğerini yok saymana gerek yok. Anlattığın hikâyeden memnunsan
ikisi de olur.
**Selen Uçer:** Ben ödüllü filmin çok gişe yapmasını isterim. Çünkü gerçeğin
bozulmuş olduğu, hepimizin selfie’lerle delirmiş olduğu bir dünyada gerçek bir
şeyler anlatıyorsan bunun daha fazla insana ulaşmasını istiyorsun.
**Ece Dizdar:** Evet ama yine de bir önermesi olmayan, soru sormayan işleri
sinema ve tiyatroda yapmayı istemedim.
◊ **Kadın oyuncuların isminin başında genelde güzel, seksi gibi sıfatlar var.
Güzelliğin bu kadar önemsenmesine ne diyorsunuz?**
**Ece Dizdar:** Zayıf ve sadece güzellikleriyle ekranda olan oyuncuların
dışındakilerin de artık başrol oynadıklarını görüyorsun. Bu algı kırılıyor.
Bu da tesadüf değil. Son birkaç yıldır kadın hareketinin giderek daha çok
farkındalık sağlamasıyla ilgili. İnsan-
ların kafası açıldı. Kanallar ve yapımcılar da şunu fark ediyorlar ki izleten
şey iyi oyunculuk ve hikâye.
◊ **Bu arada güzellik algısına girmişken, Ece, sen bu film için saçlarını
kısacık kestirmiştin. Bu değişimin televizyon işleri açısından seni baltalayan
bir yanı oldu mu?**
**Ece Dizdar:** Yönetmenimiz Ümit Ünal bu karakteri bu şekilde hayal etmişti.
Bana Jean Seberg fotoğrafları gösterdi. Daha sonrasında oynayacağım rolleri
etkileyeceğini düşünsem de yönetmenimin istediği bu transformasyonu reddetmeyi
ve bu deneyimi yaşamamayı kendime yediremedim. Ben hep uzun, kabarık
saçlarıyla bilinen bir oyuncuydum. Saçı yok etmek çok özgürleştirici. Ayrıca
sonradan da çok beğendim ve cool buldum. Oynayacağım başka rolleri etkilemese
seve seve öyle yaşamaya devam edebilirdim!
**ŞARKIM ANNEME İTHAFEN ÇIKTI**
◊ **Ayrı ayrı projeleriniz de var... Neler gelecek kısa zaman içinde?**
**Ece Dizdar:** Bergman’ın ‘Bir Evlilikten Sahneler’ filmini tiyatroya
uyarladık. Versus Tiyatro ile yapıyoruz. Kayhan Berkin yönetiyor ve başrolünü
Öner Erkan’la paylaşacağız. Bir de ‘Yasak Elma’ kadrosuna dahil oldum. Seneye
orada ortalığı karıştırmayı planlıyorum.
◊ **Selen sen de bir şarkı çıkardın. Nasıl oldu?**
**Selen Uçer:** Hep şarkı söylemiş biriyim. Dört sene önce sevgilimle
ayrıldık, annem hastalandı. O dönem stüdyoda ‘Gecenin Öteki Yüzü’ şarkısını
kaydetmiştim. Geçen sene 15 Mart’ta annemi kaybettim. Annem benim için o
şarkıyla bütünleşmişti. Bu sene [korona](https://www.hurriyet.com.tr/corona-
virusu/) olduğumda bir arkadaşım “Belki şimdi zamanı” dedi ve single olarak
anneme ithafen Anneler Günü’nde çıkardık. O dönem kaydettiğim bir diğer
şarkıyı da yaz aylarında çıkaracağım.
**‘OLUR BÖYLE ŞEYLER’DEN ‘BANA BUNU YAPAMAZSIN’ DEME NOKTASINA GELDİK**
◊ **Filminizde de bir kadın hikâyesi anlatılıyor. Bir oyuncu olarak
mesleğinizde kadın olmayı siz nasıl anlatırsınız?**
**Ece Dizdar:** Oyuncular Sendikası’nda Cinsiyet Eşitliği ve Tacizle Mücadele
biriminden sorumluyum. Kadınlara yazılan hikâye, cinsiyet rolleri sıkıntılı.
Eşit hak, eşit kaynak ve eşit fırsatta kararlıyız. Dönüşümün başladığına
inanıyorum.
**Selen Uçer:** Oyunculuk bir meslektir, kadınlar da erkekler kadar aynı tür
çabalarla bu işi yapar. Bunun anlaşılması zaman alıyor. Bir dönem ABD’de
yaşadım. Döndükten sonra erkek ve kadınlarla aynı şekilde sohbet ediyordum.
Ama bir erkekle konuşmak flört zannediliyordu. Benden çok büyük, yıllardır
izlediğim biriyle de konuşmuştum. Sonra adam bana ilgi gösterdiğini ifade
etti.
◊ **Peki şiddete maruz kaldınız mı?**
**Selen Uçer:** Eskiden “Olur böyle şeyler, idare et” derken şimdi “Bana bunu
yapamazsın” deme noktasına geldik. Değişim için birilerinin ses çıkarması
lazım. Tabii benim de birkaç hikâyem var.
**Ece Dizdar:** Bu sektörde bunu yaşamayan kadın yoktur. Ama kadın
hareketinin yarattığı farkındalıkla yavaş yavaş düzeliyor. Erkekler de artık
cinsiyetçi küfür etmemeyi ya da bir kadına cinsiyetini aşağılayacak şaka
yapmamayı, kadınlar da “Benimle böyle konuşamazsın” demeyi öğreniyor.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**