******Hollywood’un kalbindeyiz. Her şefin restoran açmayı hayal ettiği bir
şehir Los Angeles.[Nusr-Et](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/nusr-et)
dünyaca ünlü isimlerin tercih ettiği markalar arasında ve artık o isimler
sadece yemekten ziyade seni görmek için de buraya geliyor...**
\- Evet, herkes onları görmeye gidiyor. Onlar beni görmeye geliyor.
**Geçen gün Jason Statham buradaydı. Markanın dünya yıldızları tarafından
tercih edilmesinin sebebi nedir sence?**
\- Jason Statham’ın sevgisi çok doğaldı. Sanki 3-5 senedir tanışıyormuşuz gibi
samimiydi. Jason Statham gibi sinema dünyasından, spor dünyasından, iş
dünyasından gelen çok fazla misafirimiz var. Gelen her misafirimize samimi bir
ortam yaratıyoruz. İlk defa gelmiş olsalar dahi daha önce tanışıyormuşuz hissi
oluyor. Kendilerini evlerinde gibi rahat hissediyorlar. Bu benim
sıcakkanlılığımdan olabilir, belki de markadan ya da atmosferden kaynaklıdır.
**NUSR-ET MARKASI KÖKLERİNİ** **SARDI VE KANA KARIŞTI
**
**Marka demişken, markayı yaratmak mı zor, korumak mı zor?**
\- Valla ikisi de zor. Hem yaratmak hem de korumak dünyanın en zor işi.
**Marka büyüdükçe daha da zor oluyordur tabii. Dünya genelinde kaçıncı
restoran burası?**
\- 24’üncü. Yarattığımız markayı şöyle özetleyebilirim... Dünyada kaç tane
önünde fotoğraf çektirilen marka var? İnsanların markanın önünde fotoğraf
çektirip, benim tuz atma hareketimi yaparak sosyal medyasında paylaşması belki
de sadece Nusr-Et markasında var. Bu sadece parayla yaratılan bir şey değil.
İnsanların gelip sahiplenmesi, fotoğraf çektirmesi parayla elde edilemez.
Nusr-Et markası artık 100 yıllık bir marka gibi oturdu, köklerini sardı ve
kana karıştı.
**Bir Türk markasının bu derece ilgi görmesi gurur verici..**.
\- Nusr-Et artık sadece bizim markamız değil, Türkiye’nin markası.
Amerika’nın, İtalya’nın, Fransa’nın sayısız uluslararası markası var.
Türkiye’nin tek bir uluslararası markası var, o da Nusr-Et. Bireysel olarak
kurulmuş, bireysel olarak uluslararası başarı yakalamış başka bir marka var
mı?
**Mekanlarında her masayla yakından ilgileniyorsun. Fotoğraf çektirmek isteyen
herkese “evet” diyorsun.**
\- Hayır, “no” demeyi sevmiyorum. Arı gibi çalışıyorum. Ben bu işi 26 senedir
yapıyorum. 26 senedir aynı tempoda çalışıyorum. Tabii insanlara garip geliyor
sabah erkenden işimin başına geçmem. Tüm gün buradayım. Kim gelirse gelsin
masalarla ilgileniyorum. Son müşteri gidene kadar buradayım. Normalde bir
restorana gittiğinde müdür gelir, belirli masalara selam verir. Ben her masaya
muhakkak dokunuyorum, muhakkak servis yapıyorum. Nusr-Et markası 11 senedir
var ama arkasında 26 yıllık bir tecrübe ve günde 18 saat çalışmak var.
**BEN HARVARD MEZUNUYUM
**
**En başa dönersek, ilk işini hatırlıyor musun? Kaç yaşında çalışmaya
başladın?**
\- Gözümü açtığımdan beri çalışıyorum. İlk işime ilkokula giderken hafta
sonları semt pazarında su satarak başladım. Hafta içinde de ayakkabı
boyuyordum. 13 yaşıma geldiğimde de kasap çırağı olarak başladım. Nusr-Et
markası yaratılırken nasıl bir alın teri döküldü, nasıl bir emek sarf edildi
açmak istiyorum.
**Evet, lütfen. Markayı yaratma sürecini senden dinleyelim...**
\- Bizim ikinci şube, Ankara şubesiydi. Ankara şubem açıldığı günden itibaren
her gün akşam servisini Ankara’da geçirip son uçakla İstanbul’a dönüyordum.
Sabah erken et seçip, öğle servisini İstanbul Etiler’de geçiriyor, saat 16.00
uçağıyla Ankara’ya gidiyordum. Akşam 19.00’da tekrar Ankara’da servise
çıkıyordum. Akşam son uçakla da tekrar İstanbul’a dönüyordum. Bu durum Dubai
şubesi açılana kadar 1.5 yıl sürdü. Dubai açıldıktan sonra her çarşamba gecesi
son uçakla Dubai’ye gidip pazar gecesi İstanbul’a dönüyordum. 3 yıl boyunca
Dubai-İstanbul trafiği devam etti. Bu işin başlarında gece restoranda
sandalyenin üzerinde çok uyumuşluğum var. Ben Harvard mezunuyum...
**Nasıl yani?**
\- Bostancı Kasaplar Çarşısı’nda yetiştim. Kasaplar Çarşısı, bu işin Harvard’ı
sayılır. Orada iş kültürünü, çalışma disiplinini, insan tanımayı ve müşteri
ilişkilerini öğrendik. Biz müşteriyi hiç konuşmasa bile ayakkabısından, kol
saatinden tanırdık. Bostancı Çarşı Business School mezunuyuz da diyebiliriz.
Bizim yaşadıklarımızı, bizim gördüklerimizi bugün Harvard’da ders olarak
öğretiyorlar.
**Peki bu yolculukta Nusret’in yanında olan isimler için neler söylemek
istersin?**
\- Bugüne gelene kadar abim Ferit Şahenk ve abim Mithat Erdem ile çok güzel
bir ortaklığımız oldu. Herkes birbirini çok iyi tamamladı. Birbirimize olan
güvenimiz ve samimiyetimizle muhteşem üçlü olduk. Herkes bu markanın başarısı
için var gücüyle çalışıyor. İyi ki varlar. Ferit Bey’in ileri görüşlülüğü,
vizyonerliği yolumuzu aydınlatıyor. “Nerede Şahenk, orada ahenk” diyoruz.
Mithat Bey’in dik duruşu, çalışkanlığı, sanatçı ruhu olmazsa olmazımız.
**Altın kaplamalı et sizin imza menü seçeneğiniz oldu...**
\- Benim menümün hepsi imza... Et hep vardı, steak’çiler hep vardı. Ama benim
menüme bakarsan, birçoğu benim yarattığım imza ürünler. En son altın eti
yaptım. O da imza ürün. Et konusunda devrim yaptık. Altın, aynı zamanda
işimize ve müşterimize verdiğimiz değeri gösteriyor.
**Nusret, neredeyse profesyonel sporcularda bile az gördüğümüz bir spor
tutkun var..**.
\- Ben 20 yıldır spor yapıyorum. Hem beslenmeme çok dikkat ediyorum hem
sporuma. Spor beni rahatlatıyor, motive ediyor ve güçlü tutuyor. Bütün günün
yorgunluğunu, stresini spora gittiğimde atıyorum. Benim spor videolarım
sayesinde milyonlarca genç kötü alışkanlıklarını bırakıp sağlıklı yaşam
tarzına geçti. Onların ilham aldığını ve spor yaptığını görmek beni çok mutlu
ediyor. Spor benim hayatımın vazgeçilmezi diyebilirim.
**Peki Nusret en son ne zaman tatil yaptı?**
\- 26 senedir çalışıyorum. 26 senede toplasan 26 gün izin kullanmamışımdır. 26
senedir günde kaç saat çalışıyorum, biliyor musun?
**Kaç saat?**
\- 18-20 saat. Her zaman işimin başındayım. Günde 18-20 saat çalışıyorum.
Toplam çalışmış olduğum saat, bir insanı iki defa emekli edecek saate denk
gelir. Herkes 8 saat çalışırken ben günde 18 saat çalışıyorum. Düşünebiliyor
musun? Çalışma saatine bakarsan ben iki kere emekli olmuşum.
**KORONA SAYESİNDE** **20 SENE SONRA** **AYNI
SOFRADA[YEMEK](https://www.hurriyet.com.tr/lezizz/yemek-tarifleri/) YEDİK
**
**Bazen “kafa dinleyeceğim” biraz demiyor musun?**
\- Hedeflerim var. Bir markamız var. Disiplinli, özverili ve motive olmuş bir
şekilde bu markaya sahip çıkmam lazım. Onun için daha çok çalışmam gerekiyor.
Çünkü bir marka yaratmak çok zor. Hele markayı korumak daha da zor. Son 50
yılın en büyük Türk markası Nusr-Et’tir. O yüzden daha çok sahiplenip sıkı
sarılmam lazım. Nusr-Et markası benim bebeğim gibi.
**Peki böyle yoğun çalışmak, ailenle ilişkilerini nasıl etkiliyor?**
\- [Korona](https://www.hurriyet.com.tr/corona-virusu/) sayesinde 20 sene
sonra kardeşlerimi toplayıp tüm aile aynı sofrada yemek yedik. Aynı masada 20
sene sonra birlikte oturabildik.
**Anne-babanla ilişkin nasıl?**
\- Annemle telefonlaşırım ama çok çalıştığım için son 2 senede toplasan iki
defa görme fırsatım olmadı. Babamı da aynı şekilde.
Ama şöyle de bir durum var... Çocukluğumdan beri hep çalıştığım için zaten
birlikte çok zaman geçirmedik.
Ben herkes uyurken sabah 6’da evden çıkardım, gece 11-12’de gelirdim, yine
herkes uyurdu.
Cumartesi pazar tatilim de olmadığı için... Sayımdan sayıma evde kalırdık.
(Gülüyor) Artık o da yok. Yani birlikte çok zaman geçiremedik.
**ERZURUM’DAKİ** **ÇOCUKLARA İNGİLİZCE DERSİ, SİNEMA GÖSTERİMİ
**
**Memleketin Erzurum’u, doğduğun toprakları unutmuyorsun. Çok güzel bir okul
yaptırdın değil mi?**
\- Erzurum doğduğum vatan, toprağım. Orada camisi, kütüphanesi, misafirhanesi,
taziye evi, bilgisayar odaları, sinema salonu olan bir kompleks yaptırdım.
İnsanlar gidip ücret ödemeden çayını kahvesini içebilir, tatlısını yiyebilir.
Muhabbetini, sohbetini edebilir. Çocuklar bilgisayarda çalışıp kitap
okuyabilir. İngilizce hocası var... Korona öncesi haftanın 3 günü ücretsiz
İngilizce dersi veriliyordu. Çocuklara haftada 1 gün sinema gösterimi
yapıyorduk.
**Sinema gösterimi demişken, hemen konuyu sosyal medyadaki Marlon Brando ve
Al Pacino’nun etkisine getirmek istiyorum. İki aktörün ikonik karakterlerini
kendine ve işine adapte ettin. Al Pacino ve Marlon Brando hayranlığını anlatır
mısın?**
\- Toplasan beş-altı tane [film](https://www.hurriyet.com.tr/film-izle/)
izlemişliğim vardır. Evimde TV yok. Son 10 senedir televizyon karşısına oturup
bir şey izlemedim diyebilirim. Tesadüfen o filmi izledim.
**Hangi filmi? “The Godfather” mı, “Scarface” mi?**
\- “The Godfather”. Hayat mücadelem, yetişme tarzım, yaptıklarım filmde
anlatılan hislerle eşleşiyor. Kötü tarafları değil. Aile bağı olsun, iş
kültürü olsun, işi sahiplenmesi olsun. Bunları beğendim. Bizim yetiştiğimiz
ortamda da bu değerler ön plandaydı.
**Yakında Las Vegas ve Londra lokasyonları açılacak, değil mi?**
\- Bu lokasyonların hepsinin yatırımları korona öncesi yapıldı. Sadece
inşaatları ve dekorasyonları vardı. Korona dönemini iyi değerlendirip burayı
(Los Angeles), Dallas’ı ve Boston’u hazırladık. Ağustosta Vegas hazır olacak.
Vegas biliyorsun bu işin şampiyonlar ligi. Londra hazır, gelecek ay Londra’yı
açacağız. Sonra sırada Riyad var. İstanbul’da iki hamburgerci açacağız. Biri
Galata’da, diğeri Galata Port’ta. Oralar da hazır olmak üzere. Korona
döneminde herkes mekan kapatırken biz fırsat bilip birçok lokasyonu hazır hale
getirdik. Bu da bizim nasıl iyi bir operasyona ve markaya sahip olduğumuzu
gösteriyor.
**Dört kıtada lokasyonlarınız var. Etin tedariğini yaparken aynı kaliteyi
nasıl sağlıyorsunuz?**
\- Bizim en büyük silahımız etimiz. İki-üç tane çiftlik sadece bize et tedarik
ediyor. Amerika’da ve Orta Doğu’da wagyu etini en çok satan markayız. Hepsi
anlaşmalı olduğumuz ya da sadece bizimle çalışan çiftlikler.
**Nişantaşı’nda otelin var. Otelcilik daha büyük bir operasyon. Nasıl
gidiyor?**
\- Otelcilik tam bana göre bir iş. Hep hayalimdi bir otel ve altında da
restoran açmak. Çok şükür oldu. İnsanlar içeriye geldiklerinde neyin nasıl
olması gerektiğini, müşterinin ne istediğini, müşteriye nasıl farklı ve kendi
evinde hissettirileceğini çok iyi bildiğim için otelim olsun istiyordum. Nusr-
Et restoranıyla birlikte Park Hyatt Otel’i bir çekim merkezi yaptık.
Müşterinin ne istediğini biliyorum. O yüzden tam benim işim otelcilik.
**Senin kalbine yakın olan favori lokasyon var mı?**
\- Hayalini kurduğum üç yer vardı... Dubai, New York ve Londra. Bu üç yerde de
mutlaka olmalıyız demiştim. İkisi oldu, üçüncüsünü açacağız. Favorim var mı?
Hepsi benim için çok özel. En çok hangi lokasyonu sevdiğimi çok soruyorlar.
Ben de onlara “Hepsi benim bebeğim, hiçbirini birbirinden ayırt etmiyorum”
diyorum.
**PR ŞİRKETİYLE ÇALIŞMADIM
**
**Nusret, PR şirketleriyle çalıştığın söylentileri var. Herkes bir şey
söylüyor. İşin aslını sen anlatır mısın?**
\- Hayatımda hiçbir PR şirketi ile çalışmadım. Ne bir anlaşmamız, ne bir
sözleşmemiz oldu. Hayatımda hiçbir PR şirketiyle tanışmışlığım da yok.
**DALLAS’TA YAPTIĞIMIZ** **TERECİYE TERE SATMAK**
**◊ Dünyada et restoranı denince akla ilk gelen şehir Dallas (Teksas).
Dallas’ta yeni bir restoran açtın. Etin merkezine Nusr-Et markasını açmaya
nasıl karar verdin? Hikayesini anlatır mısın?**
\- Dallas her zaman kafamda bir soru işaretiydi. “Niye” diyeceksin. Çünkü
Dallas dediğin yer, etin başkenti. Orada büyük bir potansiyel var. Çok da
büyük bir rekabet var. O yüzden kafamda hep soru işaretleri vardı. Ben
Dallas’ta nasıl başarırım? Oradaki rakiplerimden nasıl farklı olurum? Bu
sorular hep kafamı kurcalıyordu. Araya korona girdi. Korona döneminde
restoranlarımız kapalıyken 6 ay sırf bu soruların cevaplarını düşündüm.
‘Orada değişik neler yapabiliriz, oradaki insanları nasıl mutlu ederiz,
insanları restoranımıza gelmeye nasıl ikna ederiz, farkımızı insanlara nasıl
gösteririz” soruları üzerine çalıştık. Başarılı olduk ki, açtığımız ilk günden
itibaren gelen insanların ilgisi ve sevgisi görülmeye değerdi. Koronaya rağmen
açılışımızda 200 kişi dışarıda sırada bekledi.
Açılışımızda ne bir PR’la çalıştım ne bir ön davet yaptım.
“Bismillahirrahmanirrahim” dedik, restoranımızın kapılarını açtık.
kucakladılar.
Bir Amerikalı gelip Adana’da kebapçı açsın. Bizim Dallas’ta restoran açmamız
Amerikalının Adana’da kebapçı açması gibi bir şey oldu. Amerikalı gelecek,
Adana’da kebapçı açacak, kapıda 200 kişi bekleyecek ve içeride Amerikalının
elinden kebap yiyecek. Bizim Dallas’ta yaptığımız tam olarak bu. Tereciye tere
satıyoruz.
**HERKESİN BU MARKAYA SAHİP ÇIKMASI LAZIM
**
**Nusret’in olmazsa olmazları neler? Nelere dikkat ediyorsun?**
\- Olmazsa olmazlarım zaten belli; operasyon, kalite, marka. Bunlar olmadan
olmaz. Ve ekip çok önemli. Ekibimi dikkatle seçiyorum. Marka artık benim
markam değil, Türkiye’nin markası. Herkesin bu markayı koruyup sahip çıkması
lazım.
**BİR TANE MUTSUZ MÜŞTERİ GÖRMEDİM**
**Farklı Nusr-Et restoranlarında bulundum. Los Angeles çok yeni olmasına
rağmen onlarca kişi kuyrukta rezervasyon sırasınıbekliyor. Ben açılışında eli
ayağına dolanan ve restorancılık tabiriyle yüzen (yetişemeyen) çok mekan
gördüğüm için ekibinle, çalışma arkadaşlarınla yakaladığın servis kalitesini
sormak istiyorum...**
\- Amerika’da 5’inci senemiz. Los Angeles, 5’inci şubem. Operasyonumuzun en
önemli parçası ekip. Ekibi nasıl kurduk... Önce Miami’yi açtık.
Orada yetiştirdiğimiz arkadaşlarla birlikte New York’u açtık. Sonra New
York’ta Salt Bae’yi açtık.
Oradan ekibimizle gittik Boston’u açtık. Sonra Dallas, şimdi de Los Angeles’ı
açtık.
Şu anda Amerika operasyonunda bizimle çalışan 1000 kişi var.
Bu 1000 kişinin içinde özel yetiştirdiğimiz ayrı bir açılış ekibimiz var.
Mutfak şefinden kasaba, garsona, komiye, barmene kadar tam teşekküllü bir
açılış ekibimiz var.
O yüzden her açtığım yeni lokasyonda sanki 3-5 yıldır çalışıyormuş gibi
oturmuş, uyumlu bir operasyon var.
Açtığım hiçbir şubemde bir tane mutsuz müşteri görmedim.
Bu da ekip çalışmasının bir sonucu.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**