[Okul](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/okul) denince gözünüzün önüne ne
geliyor? Nasıl bir sınıftı, öğretmeniniz nasıl biriydi? Ödevleriniz çok olur
muydu? Benimki belli... Aklıma hep aynı görüntü düşer... İkinci sınıftayım.
Bahçede, zilin çalmasını ve ilk derse girmemizi bekliyorum. Birazdan ödevler
kontrol edilecek... Büyük bir kısmını yapmadığım ödevlerim... Yüzüm duvara
dönük, cezalı olacağım yine... Sıra arkadaşım Burak da görecek bunu ve yine en
çok ondan utanacağım. İçimden “Bu akşam hepsini yapayım” diye düşünsem de
sonucu tahmin etmem zor değil. Çok ödev veriliyor ve daha ilk sayfada
çeçesineği sokmuşçasına bir uyku bastırıyor bana. O günü yeniden hatırlatan,
geçenlerde okuduğum bir söyleşi oldu. Psikiyatr Yankı Yazgan, Sol
[Haber](http://www.hurriyet.com.tr/)’den Mehmet Kuzulugil’e “Pandemi öncesinde
okullardan ne kadar şikâyetçiydik ama şimdi kapanmış olmasına sevinemiyoruz”
diyor ve okulu ‘en çok değişim gerektiren toplumsal yapıların başında geliyor’
diye tarif ediyordu. Yazgan’ın “Nasıl bir okula ihtiyacımız var? Pandemi bu
soruyu kapımızın önüne bile değil,
[yemek](https://www.hurriyet.com.tr/lezizz/yemek-tarifleri/) masasının üstüne
bıraktı” sözünden yola çıktık, aynı soruyu öğretmen, öğrenci, veli ve
uzmanlara sorduk.
**‘MUTLU OKULLAR MUTLU ÇOCUK YETİŞTİRECEK’
Nurten Akkuş, 36, Varkey Gems Vakfı ‘Küresel Öğretmen Ödülü Komitesi’nin
seçtiği ‘Dünyanın En İyi 10 Öğretmeni’ listesine giren ilk Türk
**
**** _Nurten Akkuş, öğrencileriyle..._ **
**
\- Okul her şeyiyle bir bütün. Binanın özelliğinden sınıfların boyasına ve
tasarımına kadar her şey çocukların öğrenmesinde ve aidiyet hissetmesinde
etkili.
\- Çocuklara 21’inci yüzyıl okulları sunmak önemli. Kimimiz görsel zekâya
sahibiz, kimimiz mantıksal-matematiksel zekâya... Okullar, farklı beceri
alanlarını ve zekâ türlerini, sosyal ve bireysel özellikleri geliştirmeli.
Yeniliğe açık olması, teknolojiyi araç olarak kullanabilmesi de önemli.
\- Oyun olmazsa olmaz. Sosyal etkinlikler ve hobi alanları da olmalı.
Okulumuzda bir hobi bahçesi var, her sınıf kendi üretimini yapıyor. Bu,
çocuklara doğayla iç içe olma, üretebilme, sorumluluk, işbirliği gibi
kazanımlar sağlıyor. Bu imkâna sahip olamayan okullar, bu ihtiyacı
giderebilecek mekânlarda faaliyetler düzenleyebilir.
\- Tüm dünyayı sınıflarımıza sığdıramayız ama her yeri bir öğrenme, keşfetme
alanı olarak görebiliriz. Hibrit
[eğitim](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/egitim) modeli (yüz yüze ve
çevrimiçi eğitimin birlikte verilmesi) çok konuşuluyor. Ders saatleri yeniden
planlanabilir.
\- Mutlu çocuk öğrenir. Hangi yaş grubunda olursa olsun, eğlenceli hale gelen
öğrenme kalıcı olacaktır. Bunu sağlayan okullarımız var. Mutlu okullar mutlu
çocuklar yetiştirecek, mutlu çocuklardan dünyaya mutlu bir gelecek yayılacak.
**‘SANAT DERSLERİNE BRANŞ ÖĞRETMENİ GİRMELİ’
A.A, 53, sınıf öğretmeni, baba
**
\- Hakkâri’nin bir köyünde de Ankara’nın göbeğinde de aynı ders programı
uygulanıyor. Her yörenin kendi ihtiyacına göre bir eğitim modeli
oluşturulmalı.
\- Çocuklar bilgisayarda saatlerce oynuyor ama öğretmenlerini beş dakika
dinleyemiyorlar. Dersi teknolojiyi kullanarak anlatmalıyız.
\- İyi eğitim oyunla olur ama ben ders programını yetiştirmek zorundayım. Ders
saatleri kısaltılmalı.
\- Bir okulun bahçesinde tavşan ve tavuskuşu vardı, çocuklar hayvanları
tanıyordu. Hayvan yemleri masraflı diye gönderdiler. Müzik atölyemizde
çocuklara sadece aletleri tanıtabiliyorum, çalmayı öğrenemiyorlar. Spor
salonumuzda sadece birkaç kas gelişimi hareketi gösterebiliyorum. Sonra
“Türkiye’de spor gelişmiyor” diyoruz. Resim, müzik, beden eğitimi gibi
derslere sınıf öğretmeni değil, branş öğretmenleri girmeli.
**‘EĞLENDİREN BİR YER OLMALI’
Masal Çetin, 12, öğrenci
**
**
**
\- Hayalimdeki okulda öğrenciler, ne istediğini bilecek bir yaşa geldikten
sonra ders ağırlıklarını kendileri belirliyor. Bazı kararları biz alabiliriz
ama bazı kararları da alanında uzman kişiler almalı. Her branş için gerekli
materyaller ve öğretmenler olmalı, sanat kavramını uzmanlardan dinlemeliyiz,
böylelikle öğrenciler içindeki sanatçıyı kaybetmez.
\- Okul, bizi yormaktan çok, eğlendiren bir yer olmalı. Ders sayısı daha az,
ders süresi daha kısa olmalı. Resim ve müzik dersleri her öğrenci için farklı
sayıda olmalı. Fiziksel gelişimimiz için her gün en az bir ders olmak üzere
beden eğitimi dersi almalıyız.
\- Öğrenmeye en açık olduğumuz saatler, sabah saatleri. Öğle vakti ve sonrası
bize kalmalı. Çok fazla zamanımızı almayan ödevler verilmeli. Herkes düzenli
olarak rehberlik servisini ziyaret etmeli.
**‘DEVASA BİNALARA İHTİYAÇ YOK’
Nuran Çakmakçı, Hürriyet Gazetesi Eğitim Servis Müdürü
**
**
**
\- Pandemi nedeniyle eğitimde duvarlar kalktı, evler okula döndü. Eğitimin en
önemli unsuru olan öğretmen daha da değerli hale geldi. Sınıfta öğrencisinin
gözünün içine bakarak ders anlatan, ondaki değişime tanıklık yapan öğretmenin
ekran arkasındaki öğrencisine ulaşması zorlaştı. Kendilerini yenilemek,
çocukları ekran başında tutmak için daha fazla araştırmaya zaman ayırmaya
başladılar. Anne-babalar geçmişte çocuklarını bilgisayar başından kaldırmak
için çaba harcıyordu. Şimdi ders için ekran başına oturtmaya çabalıyor ve bir
an önce okulların açılmasını diliyorlar.
\- Okul sadece bilginin aktarıldığı yer değil. Çocukların bedensel ve
psikolojik gelişimlerini de sağladıkları, sosyalleştikleri bir ortam... Takım
çalışmasını yapmayı, kazanmayı, kaybetmeyi öğrendikleri okul bahçeleri, şimdi
onlara uzak. Son ders zili çaldığında koşarak okuldan çıkan çocuklar, ilk yüz
yüze ders zili çaldığında koşarak okullarına gideceklerdir.
\- O kadar devasa binalara ihtiyaç yok belki. Ama çocukların bir araya
geleceği bir mekân şart. Pandemiden ders alarak
[salgın](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/salgin) bittiğinde okulları
daha sıcak mekânlara dönüştürebiliriz. Sonuçta okullarda duvarlar kalktı. Ama
bu salgını fırsata çevirip okulun yapısını, duvarlarını, içindekileri
değiştirmeye ne dersiniz?
**‘KARARLARI ÇOCUKLAR ALMALI’** **
Bager Akbay, 45, Başka Bir Okul Mümkün Derneği gönüllüsü**
**
**
\- Çocukların öğrenmesi konusunda teknolojiyi gerekli yerlerde kullanmalarına
alan açmalıyız. Okul/sınıf yerine bireysel ve ekip öğrenmesini destekleyerek
bir öğrenme planlamalıyız.
\- İletişim, katılım, kendini ve başkalarını anlama, sorumluluk, işbölümü gibi
kavramlar artık çok daha anlamlı. Kendi kendine öğrenme ve kendin-yap kültürü,
tarif ve takım çalışması gibi konuları öne çıkarıyor. Bu durum, öğrenme
motivasyonu üzerine fırsatlar yaratıyor.
\- Süreci, çocuklar için bir eğitim tasarlayan büyükler olarak değil,
çocuklara kendi gelecekleri konusunda bir şeyler yapabilme alanı sağlayan
kişiler olarak planlayabilmeliyiz. Kararları çocuklar almalı. Onlara güvenmek
gerekiyor. Bir çocuk kendi problemlerini anlamalı ve çözmeli; arkadaşlarının
problemlerini onlarla konuşmalı ve talep gelirse destek verebilmeli.
**‘HAFTADA BİR GÜN DERSLERDEN UZAK KALMALIYIZ’
Nuri Can, 15, öğrenci
**
\- Hiç kimse 8’inci sınıfın sonunda hayatının iyi veya kötü gitmesine karar
vermek istemezdi. Sınav olacaksa bile konuların azaltılması iyi olurdu.
\- Haftada bir gün derslerden uzak olmak isterdim. Hafta sonları ödevle
geçiyor. Spora da gitmek istiyorum ama ödevler varken imkânsız.
**‘OKULLARDA GRİ RENK YERİNE YEŞİLLİK OLMALI’
Öykü Ünlü, 14, öğrenci
**
\- İdeal okul, dersleri araştırarak öğrendiğimiz bir yer olmalı. Bizim
okulumuzda biyoloji laboratuvarı ve kütüphane var mesela.
\- Önceki okulumda küçük bir orman vardı, her sınavdan önce oraya gidip
kendimizi motive ederdik. Okullarda yeşillik olmalı, gri renk kullanmak yerine
motivasyonumuzu arttıracak şeyler yapılmalı. Merdivenlere yazılar yazılabilir.
Okursun, yüzün güler... Çocuklar bir şey yapamadığında kestirip atıyor, “Zaten
yapamıyorum” diyor. Bunu ben de çok yapıyorum. Ben olsam duvara “İmkânsız diye
bir şey yoktur” yazardım.
**‘OKUL DIŞI GEZİLER ARTTIRILMALI’
Gamze Yatkın, 28, okulöncesi öğretmeni, Öğretmen Ağı değişim elçisi
**
\- Bir gün müzede, başka bir gün başka bir kurumun bahçesinde ders
yapılabilir. “Çocuklar nerede kültür edinebilir” sorusunun peşine düşmek
önemli. Okul, dört duvardan ibaret bir yer değil.
\- Finlandiya’da çocuklar geziye giderken onlara bir halat veriliyor, o halatı
tutarak yürüyorlar. Okulun sadece bir bina olmadığını öğreniyor, kurumun
onları koruduğunu bildikleri için okula aidiyet duyguları pekişiyor. Pandemi
sonrasında çocukların arkadaşlarıyla okul dışında eğlenebildiği, şehir içi ve
şehir dışında da yerler görebilecekleri geziler organize edilmeli.
**‘DERSLER KISALSIN, TENEFFÜSLER UZASIN’
Melis Çalapkulu, 44, gazeteci, anne
**
\- Pandemide iki çocuğu da çevrimiçi eğitim almış bir anne olarak evden eğitim
diye bir şeye inanmıyorum. Çocuklar her gün okula gitmeli, arkadaşlarıyla
oynayarak enerjilerini atmalı. Dersler 5 ya da 10’ar dakika daha kısa,
teneffüsler de bir o kadar daha uzun olsa, bahçede daha çok oynayarak enerji
atabilir ve mutlu olabilirler.
\- Okul, çocukların öğrenmeyi öğrendikleri, sosyalleştikleri, öğretmenlerini
idol olarak gördükleri bir yer olmalı. Bahçede çocuklara bitki ekimi
yaptırılabilir. Sorumluluk aldıkları, aktif oldukları bir ortam en güzeli.
\- Okul binaları daha sempatik renklere boyanabilir. Bu boyama öğrencilerle
birlikte yapılarak çocuklardaki aidiyet duygusu arttırılabilir.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**