Sanatçı [Gül Kanmaz](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/gul-kanmaz),
öyküler yazarak, [diorama](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/diorama)
sanatıyla hayallerindeki dünyayı yeniden canlandırıyor.
Bir anın üç boyutlu canlandırılması olarak tanımlanan diorama sanatı,
tasarımcılığın ve hayal gücünün bir ifadesi olarak gösteriliyor. Eskiden
seyyar tiyatroların tercih ettiği bir
[sanat](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/sanat) türü olan diorama, bugün
müzecilikte ve sergilerde sıklıkla yer bulan bir sanat dalı olarak
kullanılıyor. Diorama sahnelerinde hayal edilenler, minyatür eserler olarak
izleyicilerin beğenisine sunuluyor.
Asıl mesleği İngilizce öğretmenliği olan Gül Kanmaz, yaklaşık 12 yıllık
diorama sanatı hayatını ve çalışmalarını anlattı.
**"Öğrenmenin sınırı olmayan ilginç bir sanat"
**
Kanmaz, dioramanın Türkiye'de yeni sayılabilecek bir sanat dalı olduğuna
işaret ederek, "Dioramayı, herhangi bir öykünün ya da bir durumun kurgu ya da
gerçek, çeşitli tekniklerle 3 boyutlu olarak modellenmesi diye
açıklayabiliriz." dedi.
Bu sanat alanında ilk olarak Japon minyatür sanatçılarından etkilendiğini
belirten Kanmaz, "Japon minyatür sanatçılarının işlerini takip ediyordum. Bir
gün tesadüfen polimer kili keşfettim sayfalarında. Merak ettim ve bir paket
polimer kille başladım. 12 yıldır aynı tutku ve coşkuyla da devam ediyorum.
Öğrenmenin sınırı olmayan ilginç bir sanat bu." ifadelerini kullandı.
Gül Kanmaz, polimer kili keşfetmesinin kendisi için bir dönüm noktası
olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: "Doğru bir başlangıç oldu diorama
sanatım için. Polimer kil pişirdikten sonra sabitleniyor ve istediğiniz
şekille, istediğiniz formu veriyorsunuz. Tabii bunun yanına bir sürü çeşit
malzeme de eklendi ama polimer kil benim hep başlangıçtaki kilit malzemem
oldu. Work shoplar da veriyorum. Gelen kursiyerlere de genellikle polimer kil
ağırlıklı bir kompozisyonla başlamalarını öneriyorum ve o şekilde bir eğitim
veriyorum."
**"Her şeyi kullanabilirsiniz"**
**
**
Beşiktaş'taki kendi atölyesinde maksimum 3 kişilik gruplar halinde diorama
eğitimi verdiğini aktaran Kanmaz, bir dioramayı yapma süresinin kompozisyona
ve boyutuna göre değiştiğini söyledi.
Kanmaz, çalışma eğer büyük boyutluysa kompozisyonun ancak bir ayda
tamamlanabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Bazen ilham gidiyor ve
aylarca bir çalışmaya dönüp bakmıyorum. Çok çeşitli malzeme gerektiren bir
sanat bu. Çünkü bir dünya inşa ediyorsunuz. Bir binayı inşa etmekle başlayıp,
inşaatçı oluyorsunuz. İçinde yer karolarını döşüyorsunuz. Duvarlarını
boyuyorsunuz. İçerisinde tekstille ilgili bir şey varsa bir terzi oluyorsunuz.
[Yemek](https://www.hurriyet.com.tr/lezizz/yemek-tarifleri/) yapıyorsanız,
aşçı oluyorsunuz. O kadar çok alana dokunuyorsunuz ki aslında bir dünya inşa
ediyorsunuz. Bu yüzden çok çeşitli ve farklı malzemelere ihtiyaç duyuyorsunuz.
Malzeme stoklamak için gerçekten çok fazla yere ihtiyacınız oluyor ve biraz
insanı istiflemeye sevk ediyor aslında. Çünkü her şeyi kullanabilirsiniz.
Sınır yok. Sonra tabii neyin işinize yarayıp, yaramayacağını da anlar hale
geliyorsunuz. Bu da zamanla ve deneyimle olabilecek bir şey."
12 yıl önce bu sanata başladığında herhangi bir eğitim olmadığını ve bu alanda
kendi kendini yetiştirdiğini dile getiren Kanmaz, "Araştırmalar yaptım. Zaten
o dönem Türkiye'de bu sanatı yapan çok az insan vardı. İlklerinden biriyim
diyebilirim. Elde ettiğim en güzel şey kendi deneyimlerimdi. Başkalarının
bilgilerinden faydalanmak yerine, kendi deneyimlerinize ulaşmak çok daha
kıymetli ve sizi sanatınıza çok daha bağlı hale getiriyor." değerlendirmesinde
bulundu.
**"Yaşanmışlık duygusunu vurgulamaya çalışırım"
**
Gül Kanmaz, bu sanat alanında iyi bir gözlemci olunması gerektiğine dikkati
çekerek, "Sabırlı olmak gerekiyor ve biraz el becerisi lazım. Zamanla
tecrübeyle sanat biraz gelişiyor. Ama temel bir el becerisi şart. Parmağınızın
ucunun bile tutamayacağı kadar minik parçalarla uğraşıyorsunuz. Onları
yapıştırmak durumunda kalıyorsunuz. O yüzden gerçekten sağlam irade ve sabır
gerekiyor." diye konuştu.
Dioramalarında her zaman bir hikaye anlatmaya çalıştığına değinen Kanmaz,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir yaşanmışlık duygusunu vurgulamaya çalışırım. Bu
dioramayı zaten maketten ayıran şeydir. Dioramanın anlatmak istediği bir şey
vardır. Geri planda bir hikayesi, belki görünmeyen bir kahramanı vardır. Bir
elektrik prizinin altında gördüğünüz kirde yaşanmışlığı anlatmaya
çalışıyorumdur belki. Bu tarz küçük detayları eklemek gerçekçiliği çok
arttırıyor ve benim bir gerçekçilik takıntım var. İyi bir gözlemci olmama
yetecek kadar sıkıcı bir çocukluk geçirdim. 1980'lerin çocukları hep aynıdır
zaten. Diorama da zaten öykülerimi, yazmak dışında anlatabildiğim bir alan
sağladı aslında bana. Çoğu dioramanın yazılmış bir hikayesi de oluyor. Bu da
apayrı bir derinlik katıyor çalışmalarıma."
Özgün çalışmalarını Instagram hesabı üzerinden izleyicilere gösteren sanatçı,
"Konfüçyüs'ün 'Sevdiğiniz işi yapıyorsanız, hayatınızda bir gün bile çalışmış
sayılmazsınız.' sözünden hareketle ben de kendimi hiç çalışmış saymıyorum. İlk
gün nasılsa aynı tutkuyla devam ediyorum." değerlendirmesini yaptı.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**