Emekli Büyükelçi Ertuğrul Kumcuoğlu, MHP’nin kendisi hakkında kesin ihraç
kararıyla tedbirli disipline sevk kararını, emekli büyükelçiler ve amirallerin
Montrö Boğazlar Sözleşmesi bildirilerini RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali
programında değerlendirdi.
Emekli Büyükelçi Ertuğrul Kumcuoğlu, MHP’nin kendisini kesin ihraç kararıyla
tedbirli disipline sevk etmesini, bu sevke sebep gösterilen 126 emekli
büyükelçinin imzaladığı Montrö Boğazlar Sözleşmesi bildirisini ve sevke
karşılık istifa kararını alışını RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali
programında anlattı.
Kumcuoğlu, devlet ve siyasette farklı görüşte birçok çevre ile çalıştığını
_“Ben Demokrat Parti, Adalet Partisi, Doğru Yol Parti içinden gelen bir
aileden geliyorum. Her ne kadar uzun süre bürokraside görev yapmış ve kendimi
siyaset dışında tutmuş olmama rağmen benim yakın çevremde, doğup büyüdüğüm ve
milletvekilliğini yaptığım Aydın’da bu gerçek bilinir. 1980’li yıllarda ANAP
(Anavatan Partisi) hükümetlerinde, daha önce askeri yönetimde müsteşar olarak
görev yaptım. ANAP’ın üç bakanıyla maliye ve gümrük müsteşarı olarak çalıştım:
Kaya Erdem beyefendi, merhum Vural Arıkan ve Ahmet Kurtcebe Alptemoçin. Bütün
dünyada ve Türk demokrasisinde ciddi iktidar değişikliklerinde müsteşarlar
genellikle değişir ama ben üç ayrı müsteşar bakan ilişkisi içinde oldum.
1990’lı yıllarda Aydın’dan DSP (Demokratik Sol Parti) milletvekili oldum.
Başlangıçta yadırgandı ama sonra üç milletvekili ile meclise geldik”_ şeklinde
anlattı.
## ‘2010 yılında AKP’den milletvekilliği önerisi aldım’
Kumcuoğlu _“2010 yılına girdiğimizde AKP’den milletvekilliği önerisi aldım. Bu
öneriyi yapan arkadaş hala hayattadır ve AKP’nin etkin kadroları içindedir.
Bununla ilgili haberler de arşivlerdedir. 2010 yılında Milliyetçi Hareket
Partisi’nin hem MYK hem KYK üyeliği hem Aydın milletvekili olarak görev
yaptım”_ diye aktardı.
## ‘Zamanında DYP, ANAP, DSP, AKP, MHP kadrolarıyla uyumlu çalışmış bir insan,
nasıl oldu da MHP’de istenmeyen adama dönüştü’
Kumcuoğlu, siyasi ve devlet hayatında bu çeşitliliğin uyumlu bir karaktere
sahip olmasına bağlı olduğunu söyledi:
_“Diyeceksiniz ki ‘Ertuğrul Bey siz ne biçim adamsınız?’ fakat bunun sırrını
sizinle paylaşmak istiyorum. Ben Kıbrıs’a büyükelçi gittiğim zaman, Turgut Bey
bana bu görevi teklif ettiğinde soracak hukukum vardı. O zaman ‘Denktaş’ın
prensleri’ diye hem siyasette hem bürokraside bir sınıf vardı. Dedim ‘Sizin
prensleriniz var. Belki bunların içinde bu işi gönlünden geçiren hatta isteyen
hatta talep eden olmuştur. Niye beni tercih ettiniz?’ dediğimde ‘çünkü sen
uyumlusun’ demişti. Dolayısı ile bir zamanlar DYP, ANAP, DSP, AKP, MHP
kadrolarıyla uyumlu olarak çalışmış bir insan nasıl oldu da birdenbire MHP’de
istenmeyen adama dönüştü?”_
## ‘Kendi sorunlarımızı çözmek için niye kendi akil adamlar heyetimizi
kurmuyoruz’
Türkiye’de ciddi bir akıl karışıklığı olduğunu söyleyen Kumcuoğlu, sorunlarını
çözmek için Türkiye’nin kendi için ‘akil adamlar kurulu’ oluşturabileceğine
işaret etti:
_“Şu noktada Türkiye’de ciddi bir akıl karışıklığı var. Türkçe de bir tabir
vardır: Aklı bulmak zorundayız. Bir zamanlar Türkiye’de AKP hükümeti döneminde
bir akil adamlar olayı çıkmıştı. Kürt sorununu çözmek için bir takım akil
adamlarla oturup bazı sorunlara çözüm arıyordunuz. Bugün kendi içimizde olan
sorunları çözmek için ‘niye kendi akil adamlar heyetini kurmuyoruz’ diye
sormadan edemiyorum. Benim gibi ömrümün 50 yıllık kısmını devlet hizmetinde
geçirmiş kendini devlete, millete ve hizmete adamış bir insan mevcut durumdan
mutlu olabilir mi? Bazı kimseler bana diyorlar ki hadi iyisin, meşhur oldun.
Ben bundan mutlu muyum? Hayır, değilim.”_
## ‘Karşıtlarımız ‘Türkler birbirine girdi’ diye bayram yapıyor’
Kumcuoğlu, Türkiye’de 104 emekli amiralin bildirisi ve 126 büyükelçinin
yayınladığı bildiri üzerine süren tartışmaların yabancı basına yansımalarını
_“Niçin size söyleyeyim? Buradan Atlantik ötesine gitmeye gerek yok. Çin’de
kaynak aramaya gerek yok. Sağ tarafınıza bakın, Yunanistan. Güneyimize bakın
Mısır’dan Suriye’ye hem Arap basınında hem Yunan basınında ‘Türkler birbirine
girdi’ diye düşmanlarımız tabirini kullanmak istemiyorum ama karşıtlarımız
bayram yapıyor. Bizim bununla mutlu olmamız mümkün mü? Onun için ben başta
Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere AKP kadrolarındaki hatta diğer siyasi
kadrolardaki etkin isimleri lütfen hem Yunan hem Arap basınını tarayın. Görün
durumu, bu hoş bir durum değil. Buna bir çare bulmamız gerekir diye
düşünüyorum”_ diye dile getirdi.
## ‘Bahçeli ‘Montrö kırmızı çizgimizdir’ dedi, biz de aynı şeyi 14 ay önce
söyledik’
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dünkü
açıklamasında ‘Montrö kırmızı çizgimizdir’ ifadelerini kullandığını hatırlatan
Kumcuoğlu, bu açıklama ile 126 büyükelçi bildirisini _“Şimdi ne oldu? Bundan
tam 14 ay önce 30 Ocak’ta 126 büyükelçi demişiz ki ‘Kardeşim, bu Kanal
İstanbul projesini ortaya attınız ama bu Montrö denklemini zedeleyebilir. Aman
dikkat edin, baltayı taşa vurmayın’ demişiz. Bugün hemen şimdi televizyonda
seyrettim. Sayın Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Bahçeli diyor ki
‘Montrö, Lozan denkleminin ayrılmaz parçasıdır. Dokunulamaz. Bizim kırmızı
çizgimizdir’ E, biz ne demişiz bundan 14 ay önce? Aynı şeyi söylemişiz. Peki,
biz nerde tamamen ters düştük? Demek ki bir yerde ilişkilerimizde bir kopukluk
oldu ve ters düşüş oldu”_ diye kıyasladı.
## ‘Bu işi büyütmeden istifa ederek kapatmaya karar verdim’
Kumcuoğlu, kesin ihraç talebiyle disipline tedbirli sevki üzerine istifa
kararını nasıl aldığını açıkladı:
_“Ben istifa etmek durumunda kaldım. Bunu yapmadan bir gün önce de yakın aile
ve çevremle konuştum. Bu işi büyütmeden gerekirse istifa ederek kapatmaya
karar verdim. ‘Bu hengamede Türkiye’nin zarar görmesini istemem’ dedim ama dün
Sayın Bahçeli bu sefer grupta tekrar ‘Ertuğrul Kumcuoğlu’nu kesin ihraç
kararıyla hem de tedbirli olarak sevk ettik’ deyip konuyu tekrar gündeme
getirince ister istemez bende de bir savunma refleksi oluştu. Gittim notere
dedim. Ben rencide oluyorum. Bunu kabul edemem. İstifa ediyorum. Hem siz
rahatlayın hem de Yüksek Disiplin Kurulu’ndaki arkadaşlar pandemi altında
rahatsız olmasınlar. Bu iş burada bitsin. Her iki taraf ta omuzlarında böyle
bir yük varsa kurtulmuş olsunlar.”_
## ‘Montrö’nün neresini düzeltmeyi düşünüyorsunuz?’
Kumcuoğlu, Cumhurbaşkanı’nın Montrö Sözleşmesi hakkındaki açıklamasının
kamuoyunda yol açabileceği soru işaretlerine dikkat çekti:
_“Cumhurbaşkanı’nı dikkatle dinledim. Diyor ki bizim şu anda Montrö ile ilgili
bir sıkıntımız yok. Tamam yazdık oraya ama arkasından ilave ediyor. İlerde
şartlar müsaade ederse düzeltici bazı tedbirler almayı düşünebiliriz. Şimdi
efendim evinizde bir makine bozulduğunda tamirciye götürürsünüz. Adam size
sorar: Neresi bozuk? Neresinden şikayetçisiniz de bana getirip ‘tamir et’
dediniz? O zaman Sayın Cumhurbaşkanımdan istirham ediyorum yani bazen ‘Lozan
bizim kırmızı çizgimiz. Yakın bir gelecekte bizim bunu değiştirmekte bir
beklentimiz yok ama bazı iyileştirmeleri de yapmayı düşünüyoruz. Neresi
yanlış? Neresi kötü? Neresini düzeltmeyi düşünüyorsunuz? Lütfen bunu kamuoyu
ile paylaşın. Hepimiz rahatlayalım.”_
## ‘Arı kovanına çomak sokmanın alemi yok’
Montrö’nün şartlarının günümüzde çok daha kritik olduğunu vurgulayan
Kumcuoğlu, 104 emekli amiral ve 126 büyükelçi bildirileri üzerine tartışmalar
konusunda _“Montrö’nün imzalandığı tarihten bu yana çok uzun bir zaman geçti.
Hemen biraz önce televizyonda izledim dinledim. Ukrayna’yı NATO’ya almak
istiyorlar. Rusya buna karşı yığınak yapıyor. Montrö şartları bugün 50 sene,
20 sene, 10 sene hatta 5 sene öncesine nazaran çok daha kritik ve karmaşık bir
durum kazanmıştır. Bu durumda arı kovanına çomak sokmanın alemi yok. Bizim de
126 büyükelçi olarak o zaman söylediğimiz budur. Bundan niye gocunuluyor? Bu
126 büyükelçinin ve 104 amiralin her birinin teker teker ayrı ayrı Türkiye’nin
kötülüğünü istiyor olması mümkün mü, Allah için? Türkiye bu diyaloğu kuramazsa
sadece düşmanlarımızı, hasımları sevindiriyoruz. Ondan sonra kalkıyoruz
diyoruz ki ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.’ Afedersiniz ama dışarıdan
baktığınız zaman manzara öyle ki ‘Türk’ün Türkiyeliden başka düşmanı yoktura’
dönüştü iş. Birbirimize düştük. Bedeli ağır olur”_ dedi.