Kayıt koşullarının orkestra gerektiren sound’lara kıyasla daha elverişli oluşu ve bağımsız dijtal yapımcılığın yaygınlaşması neticesinde uzun süre yeraltında takılan Türkçe rap, pop oldu. Rap’çiler pop etiketine alınganlık göstermesin zira popülerin kısaltması olan ‘pop’tan söz ediyorum. Dolayısıyla pop-rap savaşı derken pek doğru bir yaklaşım içine girmiş olmuyoruz. Türkçe rap’in popla barışı demek daha doğru.

Gurbetteki Türk gençlerinin kendi aralarında verdikleri konserler, yayımladıkları şarkılar ses getirse de Türkçe rap kurumsallaşmayı başaramamıştı. Coğrafyanın rap kültürüne bir katkı üretemediği gibi istikrarlı da olamadı. Gurbet kökenli Türkçe rap gözünü memlekete dikti ve sonunda bombayı CARTEL patlattı.

GÖZDEN KAÇMASINLAR

Eril bir dil kullanan Türkçe rap’in içinde kadın olarak var olmak zordu elbette. Ancak Aziza A’nın ilk dönemde bunu başardığını söyleyebiliriz. Türkiye’de Doublemoon Records’un sanatçısı olarak ‘dünya müziği’ kıvamında algıladığımız Aziza A’yı belgelerle bir Türkçe rap tarihi kitabı yayımlamak üzere olan Tunç ‘Turbo’ Dindaş’a sordum. “Aziza A için ilk kadın Türkçe rap sanatçısı demek doğru olur. Resmi bir albüm yayımlamasının yanı sıra rap kültürünün içinde istikrarlı şekilde yer almıştır” diye yanıtladı.

Peki, Aziza A öncesi? Rap’ten izler taşıyan şarkılar hatta kadın rap’çilerin işareti kabul edebileceğimiz birileri yok mu? “Olmaz mı?” diyor: “1974 tarihli Parla Şenol şarkısı “Dam Üstünde Saksağan’ var. Neşe Karaböcek’in 80’ler elektro-break dans sound’unda yaptığı ‘Sevsinler-Rap’i var. Mizah içeren sözlerle Grup Rap-Tiye’den ‘Sema’ var. Zülfü Livaneli’nin kızı Aylin Livaneli’nin İngilizce sözlerle uyarladığı ‘Oriental Girl’de (Ada Vapuru) alıntı yaptığı bir rap bölümü de... Ancak bunlara rap demek doğru olmaz, daha çok etkilenim.”

Aziza A sonrasi Sultana’nın kendi albümünü yapması ve özellikle ‘Doublemoon Kadınları’ toplamasına girip rap’te kadın duruşunun altını net çizen ‘Kuşu Kalkmaz’a imza atması önemli. Meraklısı için söyleyeyim: Gözden kaçan bir diğer kadın rap albümü de icracısıyla ayrı adı taşıyan ‘Ak-Rap’tir. 2000’lerin ortasında video’lar yapan Mirza’yı da dinlemek için elinizden geleni yapın. Doa’nın bir dönem yaptıklarını hiphop şemsiyesi altında dinlemeye çalışın. Ayben’i, Ceza’nın kardeşi olarak tanıyorsunuz ama kendisi deneyimi ve stiliyle rüştünü çoktan ispatladı. Keza Kolera’yı da Sagopa Kajmer’in (eski) eşi olarak konumlamanız ayıp olur. Onlar, yol açan kadın rap’çiler ve eril bakıştan sizin de vazgeçmeniz şart.

Türkçe rap’in popülaritesinden söz etmişken Z Kuşağı mensubu kadın rap’çilerin sayısı hızla arttı. Yeni dönemde öne çıkanlar arasında Lil Zey, Rap Angels ve Pi, Rozz Kalliope, Derya, Aydeed, Idyl, Kool Jane, Zena, Rossira, Eda Çom, Aishe, Sena Şahin, Perma, Notra, Zeval, Janset, Yase, Elanur, Dilan, Hazel, Dilayda, Martino, Güneş, Duygu Aycan, Eva, Meriç, Ayşe Betül gibi isimler var. Ancak dahasını da merak etmenizi dilerim, sayıları az değil.

Sound olarak farklı ekolleri benimsemiş olmaları, erkek rap’çilerle eşlik yolculuklarından geçmeleri bir yana, sözlerine özellikle eğilmek isterim. Bir yönüyle rap’in genel kabul gören eril dilini kullanan, bir yönüyle de kadın dünyasını yansıtabilen sözlerin yazıldığı alanları var. Hemcinslerine ‘dis’ atıp okkalı küfürler salladıkları da olmuyor değil! Çeviri İngilizcesinde ‘sürtük’ anlamına gelen ‘bitch’ bir sataşma kodu. İllegallik, zenginlik, alkol, partiler, istiridyeler, karidesler, pahalı saatler, kafa karışıklığı ya da güzelliği, paranoya ve illaki aşka dair olaylar sıkça gördüğümüz temalar arasında. Dil, elbette sokak referanslı.

Önümüzdeki yıllarda Türkçe rap’in yükselişi sürerken yeni nesil kadın rap’çilerimizin daha öne çıkacaklarına ve çok farklı hikâyeler anlatacaklarına inanıyorum. Özellikle kaynağı ABD ya da erkek rap Türkçesi olmayan yepyeni bir dil kuracaklarına da öyle... Eğer Türkçe rap’in kadın dünyasına derinlemesine bir bakış atmak isterseniz Spotify’da Tolga Akyıldız profilinde yer alan ‘Türk Rap Kadınları’ listem sizi bekliyor.