Demir eksikliği durumunda; kandaki alyuvar üretimi azalıyor, hücre, doku ve organlara daha az oksijen taşınıyor. Hücre ve enzimlerdeki enerji azalıyor. Sonuçta; demir eksikliği anemisi hastalığı ortaya çıkıyor. Demir eksikliği, sadece ülkemizde değil gelişmekte olan ülkelerin önemli bir kısmında, büyük ölçüde beslenme düzenine bağlı olarak sürekli düşük seyrediyor. Ülkemizde her 10 çocuktan 4’ünün demir eksikliği sorunu yaşadığını belirten Dr. Murat İmal, kendisini özellikle ‘demir eksikliği anemisi’ ile gösteren bu sorunun zamanında giderilmesinin çocuğun mental ve fiziksel gelişimi açısından hayati önem taşıdığına dikkat çekiyor. Demir eksikliğinin nedenleri hakkında detaylı bilgiler veren Dr. Murat İmal, demirden fakir beslenme şeklinin sadece çocukları değil ileri yaştakileri de olumsuz etkileyebileceğine vurgu yapıyor.

DEMİRDEN ZENGİN BESİNLERİ TÜKETMELİ

Koyu yeşil yapraklı sebzelerden biri olan ıspanak önemli bir demir kaynağı ancak çocukların ıspanağı çok fazla sevdiği söylenemez. Yine de büyüme çağındaki çocukların emirden zengin bir beslenme düzenini takip etmeleri çok önemli çünkü bebeklikten itibaren başlayan demir ihtiyacı gelişme döneminde hızla artıyor. Bunun için beslenmenin demir açısından zenginleştirilmesi, demir alımını azaltan örneğin aşırı inek sütü tüketimi gibi alışkanlıklardan vazgeçilmesi, çocuğun çeşitli beslenmesinin sağlanması şart.

Demir eksikliği olan özellikle de büyük çocuklarda yetersiz alım seçeneği elenmişse veya ağızdan demir tedavisine yetersiz yanıt alınmışsa bu durumda altta yatan nedenlere bakmak gerekiyor. “Böyle bir durumda aklımıza ilk olarak gizli kan kaybı gelir” diyen Dr. Murat İmal, gizli kanamayla gelişen demir eksikliği anemisinin çocuklarda nadir görülmekle birlikte peptik ülser, Meckel divertikülü, polip, hemanjiyom veya enflamatuar bağırsak hastalığı gibi sindirim sistemi sorunları nedeniyle ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor. Fark edilmeyen kan kayıpları ayrıca çok daha nadir olarak çölyak hastalığı, kronik ishal veya pulmoner hemosideroz gibi kanamalara da bağlı olabiliyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde parazitlerin de ne yazık ki demir eksikliğine neden olabildiği biliniyor.

Ergenlik çağındaki kız çocuklarının yüzde 2’sinde demir eksikliği anemisi görülüyor, bunun nedeni de daha çok büyüme atağı ve menstrüel kan kaybına bağlı. Ergenlik öneminde görülen ayrıntılı adet öyküsünün alınması ve yine beklenenden fazla kanaması olanlarda altta yatan kanama bozukluklarının atlanmaması gerekiyor.

BEBEKLER VE ÇOCUKLARDA FARKLI

Demir eksikliğinin önlenmesi ve tedavisinde bebekler ile çocuklarda farklı önlemler alınıyor. Bebekler söz konusu olduğunda üzerinde fikir birliğine varılan önlemleri; erken doğumun engellenmesi, doğum sırasında özellikle erken doğan bebeklerde göbek kordonunun geç bağlanması, ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi, ek gıdaların anne sütünden ayrı öğünlerde verilmesi, bir yaşından önce inek sütü verilmemesi, anne sütü yerine formula kullanılacaksa demirden zenginleştirilmiş formulaların verilmesi ve ek gıdaların özellikle demir yönünden zengin olmasına dikkat edilmesi olarak sıralayan Dr. Murat İmal, ülkemizde 4. ay ve 1 yaş arasındaki bebeklere ücretsiz demir damlaları verildiğini sözlerine ekliyor. 1 yaş sonrası demir eksikliğinin önlenmesi ve tedavisinde ise et ve et ürünlerinin miktarının artırılması, demir açısından zengin yumurta, iyi pişmiş kuru baklagiller, yeşil sebzeler ve kuru meyvelerin tercih edilmesi öneriliyor.

NASIL FARK EDERSİNİZ?

“Demir eksikliği genellikle anemiyle ortaya çıkmakla birlikte bazen hiçbir klinik bulgu olmaksızın, sadece laboratuvar incelemeleri sonucu ortaya çıkabilir” diyen Dr. Murat İmal, anne ve babalara sesleniyor, özellikle bu belirtiler varsa ciddi demir eksikliği olabileceğini akılda tutmaları gerektiğine dikkat çekiyor: Soluk beniz, kaşık tırnak, efor kapasitesinde azalma, çabuk yorulma, egzersiz kısıtlılığı, taşikardi, kalp büyümesi, kalp yetersizliği, iştahsızlık, dilde düzleşme, yutma güçlüğü, toprak yeme, enfeksiyonlara kolay yakalanma, huzursuzluk, halsizlik, bayılma, katılma nöbeti, uyku bozukluğu, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, davranış bozukluğu, algılama işlevlerinde azalma, motor ve mental gelişme testlerinde gerilik.