Özet (TL;DR) @ 2017-11-04T08:23:45.000Z: A Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu, EURO 2020 elemeleri için önlerindezaman olduğunu belirterek, Türk futbolcuların potansiyeline güvendiğini belirtti.
Turkiye Futbol Federasyonunun (TFF) resmi yayın organlarından Tam Saha dergisine açıklamalarda bulunan A Milli Futbol Takımı Teknik Direktoru Mircea Lucescu, EURO 2020'ye hazırlanmak için onlerinde 8-9 maç olduğuna değinerek, "Ben bu 8-9 maçta oyuncularımı çok iyi değerlendirebileceğimi duşunuyorum. Onların potansiyeline guveniyorum. Öncelikle Turk futbolunun potansiyeline guveniyorum." ifadelerini kullandı.
Daha once Galatasaray ve Beşiktaş'ta Turk oyuncuların çoğunlukta bulunduğu kadrolarla başarılı olduğunu vurgulayan Lucescu, "Tabii burada diğer teknik direktorlerin bize yapacağı yardım da onemli. Özellikle de buyuk takımlardaki teknik direktorlerin. Ayrıca Galatasaray ve Beşiktaş'tayken yaptıklarıma guveniyorum. Daha once Turk futbolunda başardım ve bunu daha çok Turk futbolcularıyla başardım. O zamanki potansiyelin kaybolmadığına inanıyorum. Oyuncuları daha fazlasını vermeye itmeliyiz. Yabancı futbolcuların altında kalmayıp potansiyellerini gostermelerine fırsat vermeliyiz." dedi.
" KENDİLERİNİ MİLLİ TAKIMA GELMEYE MOTİVE ETMELERİ LAZIM"
Mircea Lucescu, Turk futbolcuların A Milli Takım'a gelebilmek için kendi kendilerini motive etmelerini istedi.
Motivasyonun onemine değinen 72 yaşındaki teknik adam, "Şu anda motive olmak onemli. Kendilerini milli takıma gelmeye, daha iyi oynamaya motive etmeleri lazım. Turk oyuncuların hepsi için soyluyorum. Sadece milli takıma gelmiş, surekli gelen, bir kere gelmiş gitmişlerin değil, hiç gelmemişlerin de kendilerini bu yonde motive etmelerini istiyorum. Kendilerini kabul ettirsinler. Çunku rekabet her şeyden once kendinle olur. Rakiple, sahayla, taraftarla rekabet edersin ama once kendinle rekabet edersin. Ben bunu istiyorum. Butun bunlar yapıldıktan sonra benim işim kolay olacak." dedi.
Lucescu, altyapı konusunda Trabzonspor'un onemli bir potansiyele sahip olduğunu aktararak, "Daha once Altınordu orneğinden sıklıkla bahsettim. Bu ornekten diğer kulupler de ilham alabilir. Bursaspor'u da goz ardı etmememiz gerekiyor. Onlar da Turk futboluna birçok oyuncu kazandırdılar. Yusuf Yazıcı ve Abdulkadir Ömur'u goz onunde bulundurup Trabzonspor'u da bu kuluplerin arasına katabiliriz ama ben Trabzonspor'un çok daha fazla potansiyele sahip olduğuna inanıyorum." şeklinde goruş belirtti.
" TÜRKİYE STATLARIYLA ÜSTYAPI KONUSUNDA BİRİNCİ AMA..."
A Milli Takım Teknik Direktoru Lucescu, yerli ve yabancı oyuncu konusunda TFF ile kuluplerin ortak çalışma yaparak çozum getirmesi gerektiğini bildirdi.
Rumen teknik adam, spor kamuoyunun çozum uretmek için bir araya gelmesi gerektiğini anlatarak, "TFF ile kuluplerin bir arada çalışarak yabancı-yerli oyuncu konusuna bir çozum getirmesi gerekiyor. Bu konuda bir komisyon kurulması gerekiyor. Futbolun içinde olan aktorlerden TFF yetkilileri, antrenorler, kulup başkanları, gazeteciler, televizyoncular, menajerler, eleştiri yapmak için değil, çozum uretmek için burada olmalı. Farklı kategorilerde insanlar var. Birincisi işi bilenler, ikincisi işi bilenler ve halihazırda bunu yapmakta olanlar, uçuncusu işi bilenler ama bu konuda bir şey yapamayanlar, dorduncusu ise hem işi bilmeyip hem de eleştirenler. Bu son iki kategoriyi kesinlikle devre dışı bırakıp ilk iki kategoriyle işimizi yapmamız lazım. Çozum onerileri gelsin. Bu benim doğrudan mudahil olabileceğim, yetki alanımdaki bir konu değil. Turkiye statlarıyla ustyapı konusunda birinci ama altyapı ve oyuncu yetiştirme konusunda sonlarda. Bunun duzeltilmesi gerekiyor." dedi.
" BEN DIŞ KAYNAKLARDAN OYUNCU YANLISI BİRİSİ DEĞİLİM"
Özellikle Almanya'da yetişen Turk futbolcularla ilgili goruşlerini aktaran Lucescu, "Ben dış kaynaklardan oyuncu yanlısı birisi değilim. Turkiye'deki kaynağı yetiştirme yanlısıyım." değerlendirmesinde bulundu.
Altyapı eğitimini başka ulkelerde alan Turk futbolcuların milli takım tercihinde ilk once yetiştikleri ulkenin yer aldığını kaydeden deneyimli teknik adam, "Bahsettiğiniz ulkelerdeki oyuncularla buradaki oyuncular arasındaki fark, yetenek değil. İki taraftaki oyuncular da eşdeğer yetenekte. Fakat burada çocukların profesyonel futbol eğitimiyle, akademilerdeki eğitimle ilgili farklar mevcut. Butun dunya gibi futbol da kureselleşti, elbette gormek, izlemek, takip etmek, nerede alabileceğimiz oyuncu olduğuna bakmak zorundayız ama şu da bir gerçek ki, orada doğan oyuncuların birinci tercihi o ulke olacaktır. Turkiye her zaman ikinci tercih olacaktır. Bunu da goz ardı etmememiz gerekiyor." dedi.
Milli takımda devşirme futbolcuyla ilgili goruşlerini aktaran Lucescu, "Mehmet Aurelio orneği neden olmasın. O da olabilir ama esas unsur bu değildir. Bu tip oyuncular tamamlayıcı olabilir. Eğer bir futbolcu uzun yıllar oynadığı ulkenin milli formasını giymek istiyorsa neden olmasın. Dışarıdan gelen ama yeni geldiği ulkede oynamak isteyen oyuncular dunyanın her yerinde var." ifadelerini kullandı.
" İSTEDİĞİM, KARAKTERİSTİK BİR OYUN TARZI OLUŞTURMAK"
Mircea Lucescu, Turk oyuncuların Super Lig'de oynama sorununu çozdukten sonra Turkiye'nin karakteristik ozelliklerini kullanarak bir oyun tarzı oluşturmayı hedeflediğini vurguladı.
Turk insanının atılımcı ve her zaman buyuk hedeflere gitmek isteyen bir yapısı olduğuna değinen Lucescu, "Öncelikle biz kendi oyuncularımızın ligde oynaması sorununu çozmeliyiz. Sonrasında benim yapmak istediğim, kendi karakteristik ozelliklerini kullanarak bir oyun tarzı oluşturmak ama kolay olmayacak. Benim donemimde Galatasaray'ın da Beşiktaş'ın da kendi oyun stilleri vardı. Rakibi domine eden, rakibin oyununu kabul etmeyen tarzları vardı. Bizim de bu şekilde oynamamız lazım. Kazanırız veya kaybederiz ama rakibin oyununu kabul etmemeliyiz. Turk insanının da karakteri bu doğrultudadır. Atılımcıdır, her seferinde daha buyuk hedeflere gitmek ister. Bu karakter ulkenin ozelliğinde var. Bunu kullanarak futbola da yansıtmamız gerekiyor." dedi.
Otel yerine Riva'daki TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde yaşayan Lucescu, "Riva'dayım çunku işimin başında olmak zorundayım ve her şeyi bilmek istiyorum. Bu benim sorumluluğum. Saatlerim maçları izleyerek geçiyor. Çok buyuk bir sorumluluk ustlendiğimin farkındayım. Sorumluluğumu tam anlamıyla yerine getirmek ve bir şeyi eksik bırakmanın pişmanlığını yaşamamak için elimden gelenin en iyisi yapıyorum. Başarı olur veya olmaz ama pişman olmak istemiyorum. O zaman ben zaten kendime yalan soylemiş olurum." değerlendirmesinde bulundu.