Özet (TL;DR) @ 2017-10-24 16:37:53.911473: Star TV ekranlarında bu akşam başlayacak olan ‘Ufak Tefek Cinayetler’ dizisinin Merve’si Aslıhan Gürbüz ve Serhan’ı Mert Fırat, senaryoya çok güveniyor. Gürbüz, “Zekice kurgulanmış bir proje, oya gibi…
24 Ekim 2017 Salı
Bu akşam star TV'de başlayacak 'Ufak Tefek Cinayetler' dizisinde evli çifti oynayan Aslıhan Gurbuz ve Mert Fırat, seyircinin bu tarz bir iş izlemediğini soyluyor. Milliyet'e konuşan ikili; projeyi, karakterlerini ve diziler arasındaki rekabeti anlattı.
Senaryoda sizi çeken neydi?Aslıhan Gurbuz: Senarist Meriç Acemi, her kadının çok detaylı anlatıldığı bir senaryo yazmış. Tum karakterleri pirupak olmaktan ziyade, kusurları, zaafları ve karanlık yanlarıyla anlatıyor. Bunu yaparken sulu zırtlak bir dramdan ziyade, kriminal bir duruma dayandırıp, seyirciye iyi-kotu sorgulamasını alışılmadık bir halde sunuyor. Boyle oya gibi işlenmiş bir senaryoyu uzun zamandır okumamıştım.
Mert Fırat: Zekice kurgulanmış bir proje. Tum karakterler, senaryoda çok dengeli biçimde konumlandırılmış. Projeyi kabul etme unsurlarımdan ilki senaryo, ardından da tabii ister istemez yonetmenin kim olduğu... Ali Bilgin çok beğendiğim bir yonetmen.
Nas ıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?A.G: Merve, lider ruhlu, kontrol etmeyi ve insanları elinde tutmayı seven bir kadın. Çalışmıyor ama çok işi var. Her şeyi o organize etsin istiyor. Dışarıdan bakıldığında, eğlenceli, gerçek olma ihtimali ise bir o kadar urkutucu bir kadın.
M.F: Serhan, 'Pandoranın Kutusu' gibi bir adam. Sadece iş odaklı. Her bolumde onu biraz daha keşfedeceğiz. Zaten evli olduğu kadın da, onun gibi hayatı sorgulayan ve surekli mucadele içinde olan biri. Birbirlerini dengeliyorlar.
Karakterinize benzer y onleriniz var mı?
A.G: Oynadığım tum karakterleri şimdiye kadar Aslıhan'a olan uzaklığıyla seçtim. Bunun beni geliştirip, başarıya ulaştıracağını duşundum. Yakın olan değil de en uzak olan her zaman daha cazipti. Merve gibi bu kadar uzak bir kadını hiç oynamamıştım. Öyle bir arkadaşım bile olmadı.
M.F: Birebir benzer yonlerimiz yok ama çok rahat empati kurabileceğim yonlere sahip. Serhan, verdiği kararları iyi tahlil etse de, hata yaptığında onları hızlıca çozmek yerine biraz beklemeyi tercih eden biri... Mesela bu ozelliği, bana çok ters gelen bir yanı. Ben bir hata varsa, hızlıca ona doner ve çozumune odaklanırım.
Diziler aras ı rekabet çok fazla. Bu hikaye hangi yonleriyle seyirciyi yakalayacak sizce?A.G: Seyirci, bu tarz bir iş izlemedi. Alışılagelmişin dışında yeni bir dizi izleyecekler. Kriminal bir porje olmasından dolayı soru işaretleri bol... Saatler boyu uzun uzun bakışlar ve ciğer soken ağlamalar, duygu somuruleri yok. Şıkır şıkır bir dunyanın yansıtılıyor olması da, her 10 kadından 4'unun stil danışmanı ve fashion bloger'ı olduğu bir ulkede, dikkat çekebilir diye duşunulmuş.
M.F: Hem gunumuz modern toplumunu yansıtması hem de evrensel bir hikayeye sahip olması açısından izleyiciyi yakalayacak. Bugunun insanının modern topluma yabancılaşma surecini, dramla birlikte seyircileri guldurecek bir dil ve kara komediyle de anlatıyor. Birbirini surekli bertaraf etmeye çalışan, dort kadını ve de erkeği izleyeceksiniz.
Dizide sekiz ba şrol oyuncusu var. Yine de uzun sure sette kalıyor musunuz?A.G: Ekip sanki uzun zamandır birlikte çalışmış gibi sakin ve hızlı... Bu sette zannetmiyorum ki, sabahlara kadar perişan olalım.
M.F: Sete inanılmaz derecede hakim olan bir ekiple çalışıyoruz. Bu da bir oyuncu için buyuk avantaj. Boylesine profesyonel insanlarla çalışınca, çok uzun saatler sette kalma gibi durumlar da yaşamıyorum. Herkes işini mutlu şekilde yapıyor ve iyi bir şey çıkarmak için çalışıyor. Umarım hak ettiğimiz sonucu alırız.
Daha once bu tarz dizi çekilmedi. Sektor yeniliğe açık olmadığı için riske girdiğinizi duşunuyor musunuz?A.G: Sektor yeniliğe açık değil duşuncesi, en buyuk engel... Yeni neler yapıldı, kaçı başarısız oldu, kaçı karşılığını aldı gibi istatiksel verilere bakmak gerek.
M.F: Bu, bir oyuncu için asla risk değil, tam tersine caziptir. Hepimiz yeni ve denenmemişin peşinde koşarız. Dolayısıyla bunun bir dezavantaj değil, buyuk bir avantaj olduğunu duşunuyorum.