Eskiden (takriben 10 yıl önce) Steve McQueen dendiğinde aklımıza The Great Escape’ten Triumph TR-6 Trophy motorunun üstünde ya da Papillon’da Dustin Hofman’la karşılıklı döktüren sarışın, renkli gözlü, karizmanın vücut bulmuş hali bir aktör gelirdi sadece. 2008’de ise bu durum değişti, hem de tamamen değişti. Kendi sinema dilini geliştirebileceğine ve sinemaya damga vurabileceğine inancımız son yıllarda azalsa da bu heyecanın sebeplerini az da olsa kronolojik olarak aşağıda bulabilirsiniz.