[hikaye] : Yani Korkutma becerisi işe yaramazmış anlaşılan...?
Büyük bir korku hikayesi değil ama yıllar önce bir DM ile aramda geçen bu an hala kafamı karıştırıyor.
Gizlice deli bir bilim insanının laboratuvarına, şu veya bu bir mcguffin'i almak için girmiştik ve korkak asistanını bulduk. Söz konusu mcguffin'in nerede saklandığını sorguladığımızda adam çok gizliydi, DM gardiyanları uyarmak üzere olduğunu söyledi. Barbarım onu korkutmak için zar attı. Başarılı! Dedim ki, "Burada parmakların ve ayak parmaklarınla ayrılmak istiyorsanız, şimdi *mcguffin*'in nerede olduğunu sessiz kalıp bize söyleyeceksiniz. Tanrı kompleksi olan ve üzerinde deneyler yapan bir bilim insanının uşağı olan size zarar vermekte hiç tereddüt etmem--"
DM beni, saldırıp gardiyanları çağırarak karşılık verdiğini söyleyerek kesti... Uhhh, tamam mı? Karşılaşmayı oynamaya devam etmek zorunda kaldık ve dışarı çıkmak için savaşmak zorunda kaldık. Piç kurusunu öldürürken, DM'ye neden korkutma girişimimi başarısız ettiğini sordum.
DM: "Hayır, başardın. Onu korkuttun ve herkes gibi, tehdit altında hissedince herkesin yaptığı gibi tepki verdi - savaş ya da kaç, anlıyor musun?"
Ben: "Ama onu sessiz kalması için korkutmaya çalışıyordum. Başardım ama o, onu korkutarak yapmasını engellemeye çalıştığımın tam tersini yaptı."
DM: "Evet, hayır, insanlar böyle çalışmaz. Bir insan tehdit edildiğinde, tıpkı hayvanlar gibi tehlikede hissettiğinde yapacağı şeye başvurur."
Ben: "Tamam, peki o zaman korkutma becerisinin amacı ne?"
DM: "Ne demek istiyorsun? Sadece insanları korkutmak için. Dürüst olmak gerekirse oldukça işe yaramaz bir beceri. Bir dahaki sefere *ikna etmeye* çalışmalısın."
Ah evet, elbette, çöllerde büyüyen ejderha soylu barbarım, insanları uyumlu hale getirmek için gümüş dilini ve güzel gülümsemesini kullanmalı. Doğru hareket bu, eminim. Yıllar sonra, hala o DM seçimiyle kafam karışık.