Bilgiç, 23 Haziran'da Berlin'de düzenlenen Libya Konferansına ilişkin açıklama
yaptı.
Geçen hafta düzenlenen Güneydoğu Avrupa İş Birliği Süreci (GDAÜ) ve Antalya
Diplomasi Forumu (ADF) gibi toplantılara değinen Bilgiç, bu toplantıların
ardından Gine Bissau ve Zimbabve'nin Ankara'daki Büyükelçiliklerinin
açıldığını hatırlattı.
Bilgiç, dünyadaki güç dengesinin Asya'ya kaydığını belirterek, "Güç dengesinin
kayması süresince bazı sorunlar ortaya çıkıyor. Bunlar terörizm, yabancı
düşmanlığı ve göç sorunları gibi. Bu sorunların ortadan kaldırılmasını teminen
küresel bir bakış açısı lazım. Antalya Diplomasi Forumu da bu küresel bakış
açısına hizmet edecek, Türk dış politikasını şekillendirecek tartışmaların yer
aldığı bir forum şeklinde tecelli etti." diye konuştu.
Ankara'daki Afrika ülkesi büyükelçiliği sayısının 37'ye, Afrika'daki Türk
büyükelçiliği sayısının ise 43'e yükseldiğini söyleyen Bilgiç, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun katılacağı toplantılara da değindi.
Bilgiç, Çavuşoğlu'nun 28 Haziran'da Roma'da DEAŞ'la Mücadele Uluslararası
Koalisyonu toplantısına katılacağını belirterek, "Aynı gün kısıtlı katılımlı
Suriye toplantısı düzenlenecek. Hemen ardından 29 Haziran'da yine İtalya'da
G20 Dışişleri Bakanları ve G20 Dışişleri ve Kalkınma Bakanları Ortak
Toplantısına sayın bakanımız katılacak." dedi.
"Libya'da bulunan eğitmen ve danışmanlarımızın sorgulanmasına ve paralı
askerlerle aynı kefeye konulmasına müsaade etmeyeceğiz"
Toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bilgiç, Körfez ülkeleri
arasındaki ihtilafın çözümüne değinerek "Biz Körfez bölgesinin güvenlik ve
istikrarına önem veriyoruz. Ocak ayında yapılan Körfez İşbirliği Zirvesiyle
Katar ile Arap dörtlüsü arasındaki ihtilafın çözümü yolunda önemli bir adım
atıldı. Biz de bunu bir basın açıklamasıyla destekledik." ifadelerini
kullandı.
Bilgiç, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında ikili siyasi bir sorun
bulunmadığını kaydetti.
Körfez ülkeleri ve bölgenin diğer ülkeleriyle işbirliğinin geliştirilmesini
arzu ettiklerine vurgu yapan Bilgiç, "Bölgenin istikrarı ve refahı için
Türkiye-Mısır ilişkileri çok önemli, Mısır aynı zamanda Türkiye'nin
Afrika'daki en büyük ticaret ortağı. Ortak tarih ve kültürel bağlarımız ile
halklarımız arasındaki temaslara önem atfediyoruz. Son olarak Türkiye ile
Mısır arasında TBMM'de bir dostluk grubu kuruldu. Dışişleri Bakan Yardımcımız
Sedat Önal mayıs ayında Kahire'deydi." diye konuştu.
Bilgiç, Mısır'la ilişkilerde kademeli bir süreçten söz edildiğini kaydederek,
"Amacımız gerek ikili gerek bölgesel konularda mutabık kaldığımız noktaları
artırmak ve ortak bir anlayış geliştirmek." değerlendirmesinde bulundu.
Sözcü Bilgiç, Bireşik Arap Emirlikleri'yle de ilişkileri geliştirme yönünde
bir irade bulunduğunu ancak henüz bir ziyaretin bilgisi dahilinde olmadığını
belirtti.
Türkiye'nin Libya'daki siyasi sürece verdiği desteği hatırlatan Bilgiç,
Berlin'deki Libya konulu konferanstaki müzakerelerde önemli ölçüde mutabakat
sağlandığını belirterek, şunları söyledi:
"Ancak sahadaki gerçeklerle bağdaşmayan bazı maddelere yönelik çekincelerimizi
ortaya koyduk. Libya'da bulunan eğitmen ve danışmanlarımızın bölgesel ve
uluslararası platformlarda sorgulanmasına ve gayrimeşru paralı askerlerle aynı
kefeye konulmasına müsaade etmeyeceğimizi vurguladık ve bu nedenle bildirinin
bir maddesine şerh koyduk."
"Anlaşırsak Afgan hükümetiyle hukuki düzenleme yapmamız gerekecek"
Bilgiç, ABD'li bir heyetin Afganistan'la ilgili görüşmeler için Ankara'da
bulunduğunu belirterek, NATO ve ABD'nin Afganistan'dan çekilme sürecinin devam
ettiğini kaydetti.
Afganistan'ın bu süreçte yalnız bırakılmamasına yönelik bir anlayışın var
olduğunu vurgulayan Bilgiç, bu kapsamda Kabil Havalimanının güvenliğinin de
sağlanmaya devam ettirilmesi konusunda bir yaklaşım bulunduğunu belirterek,
şunları söyledi:
"Havalimanının güvenliği sağlanması Afganistan için çok önemli. Eğer
havalimanı güvensiz olursa Afganistan'daki uluslararası kuruluşlar, diplomatik
temsilcilikler kalmayı sona erdirecek. Bazı büyükelçiliklerin kapandığına
ilişkin haberler de alıyoruz. Kabil havalimanının işletilmesinin ve
güvenliğinin sağlanmasının NATO Kararlı Destek Misyonu çerçevesinde Türkiye
tarafından yürütüldüğünü biliyorsunuz. Tabii bu misyonun sona ermesinden sonra
bu sorumluluğu devam ettirmeyi düşünüyoruz."
Bilgiç, bunun gerçekleşmesi için adil bir külfet paylaşımı yanında finansal,
lojistik, teknik ve güvenlik konularında desteğin gerektiğini de ifade etti
ABD'li heyetin bu konuyla ilgili Milli Savunma Bakanlığıyla temas içinde
olduğunu belirten Bilgiç, "Konuyu aynı zamanda Afgan halkıyla da istişare
ediyoruz. Afgan hükümetiyle hukuki düzenleme yapmamız gerekecek bu konularda
anlaşırsak. Bu konuda ön temasları da zamanlıca yaptık." dedi.
Bilgiç, bir Birleşik Krallık savaş gemisinin Karadeniz'de Rus donanmasıyla
karşılaşmasına ilişkin, "Burada bizi ilgilendiren husus bölgedeki istikrarın
sağlanması ve sıcak çatışmaya yol açılmaması. Güvenlik ve istikrar bizim
açımızdan çok önemli." değerlendirmesini yaptı.
"Yunanistan'ın ihlallerini elimiz bağlı izlememiz beklenmemeli"
Bilgiç, Rusya'yla yapılacak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi
toplantısının salgın nedeniyle geçen yıl yapılamadığını ancak bu yıl sonunda
Türkiye'nin ev sahipliğinde yapılmasının planlandığını belirtti.
Türkiye ile Rusya ilişkilerinin çok boyutlu olduğunu kaydeden Bilgiç,
Türkiye'nin Ukrayna ve Kırım politikasının belli olduğunu ifade ederek, "Bunu
yüksek sesle ve her platformda dile getiriyoruz. Ancak Rusya ile Ukrayna
arasındaki gerilimin düşmesinden de memnuniyet duyuyoruz, bölgedeki durumun
hala kırılganlığını koruduğunu görüyoruz ve Minsk Anlaşmalarının tüm
taraflarca tam olarak uygulanması gerektiğini düşünüyoruz." ifadelerini
kullandı.
Bilgiç, Yunanistan'ın Ege Denizi'nde tatbikat alanları ilan etmesine ilişkin
de açıklamalarda bulundu.
İki ülke arasında 1988'de imzalanan Atina Mutabakatı çerçevesinde 15
Haziran-15 Eylül arası ile dini ve milli bayramlarda Ege'de tatbikat
yapılmadığını ifade eden Bilgiç, Türkiye'nin bu hususları gözettiğini söyledi.
Bilgiç, Yunanistan'ın bu hususlara riayet etmediğini kaydetti.
Türkiye'nin Yunanistan'a tatbikat sahası ilanlarını düzeltmediği takdirde
mütekabiliyet ilkesi gereği tatbikat sahalarının aktivasyon süresini söz
konusu tarihleri kapsayacak şekilde tadil edileceğini bildirdiğini ifade eden
Bilgiç, Yunanistan'ın gerekli düzenlemeyi yapmadığını belirterek, şunları
söyledi:
"Bunun üzerine biz sahalarımızda aynı şekilde güncellemeye gittik. Biz Atina
Mutabakatına bağlıyız ancak Yunan tarafının bu mutabakatı alenen ihlal
etmesini ellerimiz bağlı şekilde izlememiz de beklenmemelidir. Biz Ege'de uzun
süreli tatbikat sahalarını karşılıklı olarak kaldırmaya hazır olduğumuzu Yunan
tarafına geçmişte birçok defa iletmiştik."
"Göç konusu mali boyuta indirgenemez"
Bilgiç, Avrupa Birliğinin (AB) dün aldığı karara ilişkin bakanlığın yaptığı
açıklamayı hatırlatarak, "Çok boyutlu bir konu olan göç, mali boyuta
indirgenemez. Sadece biz size para verelim siz göçmenleri engelleyin
anlayışıyla yerine getirilecek bir husus değil. Bizim öncelikli beklentimiz 18
Mart Mutabakatının bir bütün olarak günün ihtiyaçları ve gerçeklerine uygun
şekilde güncellenmesidir." dedi.
Türkiye'nin göç konusunda üstlendiği yükün AB tarafından fark edilmesi
gerektiğini vurgulayan Bilgiç, "Biz halen AB ile iş birliğini güçlendirerek
geliştirilmesine yönelik beklentimizi koruyoruz. Bunun dışında AB'den başka
beklentilerimiz de var. Vize serbestisi var, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi
var." ifadelerini kullandı.
Bilgiç, Türkiye'ye göçmenlere harcanmak üzere AB tarafından verilecek meblağa
da değinerek, "Konseyin kararı bu yönde bir karar ortaya koyuyor. Komisyon ve
Parlamento, Türkiye'ye yapılacak yardımın ne kadar olacağına karar verecek.
Bir rakam ifade ediliyor ama bunun ne kadarının gerçekleşip
gerçekleşmeyeceğini göreceğiz. İhtiyatlı bir yaklaşım sergiliyoruz. Bunun
temel sebebi de 18 Mart Mutabakatı çerçevesinde Türkiye'ye söz verilmiş olan 6
milyar avroluk yardımın büyük bölümünün hala Suriyelilere ulaşmamış
olduğudur." değerlendirmesinde bulundu.
"S400 konusu en üst kanaldan ABD'ye iletildi"
Ermenistan'da gerçekleştirilen seçimin Güney Kafkasya'ya barış ve istikrar
getirmesi dileğinde bulunan Bilgiç, "Bugüne kadar bölgesel mekanizmaların
dışında kalmanın en büyük zararını Ermenistan çekti. Bu çerçevede iş başına
gelecek Ermenistan yönetiminin de olumlu bir gündem benimsemesini ve bölgesel
iş birliği girişimlerindeki yerini almasını temenni ediyoruz. Sayın
Cumhurbaşkanımız zaten ifade etti. Bu iyi niyeti gördüğümüz takdirde
Ermenistan’a aynı yapıcı karşılığı vereceğimizi son ziyaretinde de zaten ifade
etmişti." dedi.
Bilgiç, Erdoğan-Biden görüşmesinde Türkiye ile ABD arasında ikili diyalog
kanallarının oluşturulması konusunda bir irade ortaya konduğunu belirterek,
"Önümüzdeki dönemde de iş birliği mekanizmaları hayata geçirilecek. Saten
sayın bakanımız da muhatabıyla temasını sürdürüyor. Önümüzdeki dönemde de bu
ilişkiler artarak devam edecek." ifadelerini kullandı.
ABD'de "Türk Demokrasi Projesi" derneğinin kurulmasına ilişkin bir soruyu
yanıtlayan Bilgiç, şu ifadeleri kullandı:
"ABD’de 'Turkish Democracy Project' isminde bir sivil toplum örgütünün
olduğunu biz de öğrendik. Sizin de söylediğiniz gibi içinde FETÖ iltisaklı
kişilerin de bulunduğunu yine basında, açık kaynaklarda yer aldı. Tabii bu
tarz STK’lerin Türkiye-ABD ilişkilerini yönlendirmesine izin verilmemesi
gerektiğini düşünüyoruz."
Bilgiç, S-400 hava savunma sistemleri konusunda Türkiye'ye ABD tarafından bir
teklif yapılıp yapılmadığına ilişkin soruya da yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Biden görüşmesinde bu konunun gündeme geldiğini ve
Erdoğan'ın Türkiye'nin tezlerini burada ortaya koyduğunu aktaran Bilgiç,
"ABD’nin BM daimi temsilcisinin Türkiye ziyareti sırasında bu hususun gündeme
gelmediğini söyleyebilirim. Hiç açılmadı aslında. Bizim bu konuya ilişkin
olarak görüşlerimiz en üst kanaldan ABD’li muhataplarımıza iletilmiş durumda."
diye konuştu.