[Hande Ataizi](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/hande-ataizi)’yle,
‘Camdaki Kız’ dizisinin çekimlerinin olmadığı bir gün bir araya geliyoruz.
Zaman onun için adeta durmuş gibi... Ne fiziği değişiyor, ne enerjisi...
Attığı her adımı planlayan ünlülerin aksine o yine çok dobra; sevgilisiyle
arasında 20 yaş fark olduğunu öğrendiğinde “Moralim bozuldu, çöktüm” diyecek
kadar samimi... 47 yaşındaki oyuncuyla sohbete dizisiyle başladık, oyunculuğu,
çocukluğunu ve evlilik yolundaki ilişkisini de konuştuk.
**‘Camdaki Kız’ çok izleniyor, seviliyor. Sen senaryoyu okuduğunda ilk ne
hissettin?**
Hikâyenin bütünü beni çok etkiledi. Gülseren (Budayıcıoğlu) Hanım’ın
kitaplarını zaten biliyor ve seviyordum. Senaryo da o kadar güzel yazılmıştı
ki okuduğumda kamera açılarını bile hayal ettim. Cana da şimdiye kadar
canlandırmadığım bir karakterdi.
**Cana sevgilisinin hayatında ikinci kadın olmayı kabul ediyor. Sen eder
miydin?**
İkinci kadın olmayı hiçbir zaman kabul edemem. Cana kendini birinci kadın
olarak görüyor ama yaptığı hiçbir şeyden mutlu değil. Ne kendi hanesinden ne
de sevgilisinden... İçindeki boşluğu bir şeylerle tamamlamaya çalışıyor.
**Sen mutlu musun peki?**
Ben hayatımı mutluluk üzerine kurdum. “Beni mutsuz eden hiçbir şey hayatımda
olmamalı” diye düşünüyorum.
**Dizide Nalan karakterinin, bekâreti simgelediğini düşündüğümüz bir korsesi
var. Senin bekâret mevzusuna bakışın ne?**
Çağdaş bir ailede yetiştim. Bu konu çok dillendirilmezdi, doktora götürme gibi
durumlar yoktu ama hep bir sakınma hali vardı. Günümüzde ilişkiler ayağa
düştü, bir anlık bir şey yaşayıp yola devam ediyorlar. İnsanlar duygusuz bir
döneme girdi. Ama mutluluk ne özgürlükte ne de tabularda... Bunun dengesini
bulup yaşamak gerek.
**YANLIŞ ANLAŞILDIM DİYE AGRESİFLEŞTİM**
**19 yaşından beri tanınıyorsun. Magazin tarihine damga vuran şeyler yaşadın.
Cama da sıkıştın, şemsiyeyle magazincileri de kovaladın. Bir dönem bunları
konuşmak istemiyordun. Artık o olaylarla barıştın mı?**
19 yaşındaki genç bir kızın yaptığı hatalarla şimdiki hali bir mi? Gelişim
sürecine giriyorsun. Herkesin evinde, çocuklarında bir problem var. Benim
şanssızlığım bunları göz önünde yaşamam oldu.
**Cama sıkışan halini gördüğünde o Hande’ye ne demek istersin?**
Geçmiş fotoğraflarıma bakmam. Benim bir kapama yanım var. Beynim konuyu
kapıyor. Eski fotoğraflarım yoktur. O zamanlar yaşım küçük. Demek gerçekten o
kaçma duygusuna girmişim, süreci iyi idare edememişim. Ben o küçük kızın
içindeki travmayı da biliyorum. Belki gülenler, belki kızanlar oldu. Kimisi
hiç duygusal yaklaşmadı, kiminin kafasında belki sevimsiz biriyim. Ama
bazıları da beni açık ve dürüst olduğum için seviyor.
**Bunlar seni nasıl etkiliyor?**
Sen kendini biliyorsun ama dışa yansıyanlar seni tam olarak ifade etmiyor. O
olumsuz eleştirilerden ve bana ait olmayan yorumlardan dolayı çok örselendim.
Yanlış anlaşıldığımı, kendimi doğru ifade edemediğimi hissettim. Bir insan
kendini doğru ifade edemediğinde ne yapar? Bebekse ağlar, yetişkinse
agresifleşir. Benim o agresyonum belki de anlaşılamamadan kaynaklıydı. Ama
zamanla yumuşuyorsun. Gerçi şimdi de yapmadığım bir şey yapılmış gibi
gösterilince yine çok üzülürüm. Umursamaz olmayı beceremiyorum.
**Magazinle barıştın mı?**
[Magazin](http://www.hurriyet.com.tr/kelebek-magazin/) zaten eskisi kadar sert
değil. Biraz daha seviyeli hale geldi, hatta enerjisini ve tadını kaybetti.
**Bunda suç magazincilerde mi yoksa daha steril görünmeye çalışan ünlülerde
mi?**
Gazete sahiplerinde... İnsanlar birtakım şeyleri yazmaya çekinir oldu. Bu da
benim işime geliyor, gazetecilerle tatlı bir sohbetimiz var.
**BİR SANAT ESERİ KARŞILIĞINDA OYNADIM**
**Kutluğ Ataman’ın filminde bir transı canlandıracaktın, ne oldu?**
Filmi çektik, yayımlanacak. Adı, ‘Hilal, Feza ve Diğer Gezenler’. Ben ‘diğer
gezen’ oluyorum (gülüyor).
**Zor muydu senin için, nasıl hazırlandın?**
Erkekken kadın olan bir transı oynadım. Başlarda role daha erkeksi şeyler
katmam gerektiğini düşünüyordum. Halbuki bir kadından daha fazla kadınsı
olması gerekiyormuş. Ses tonumu basa indirdim, hareketlerimi daha feminen hale
getirdim. [Oyuncu](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/oyuncu) olarak güzel
bir deneyimdi. Kutluğ’yla çalışmak da benim için özeldi. Bu filmde onun bir
sanat eseri karşılığında oynadım.
**Para almadın mı?**
Hayır, bana bir fotoğraf hediye etti. Her şey para değil ki...
**Senaryo geldiğinde tereddüt ettin mi?**
Oyuncular ‘marjinal’ diye tabir edilen ters köşe karakterleri canlandırmaktan
tedirgin oluyor. Oysa oyunculuk öyle bir şey değil. Mesela heteroseksüel bir
Türk oyuncu LGBTİ bireyi canlandıracak, “Bu benim imajımı bozar mı” diye
düşünüyor. Ne alakası var? Oyuncu dediğin “-miş gibi” yapandır.
**YAŞIMIN GÜZELİYİM**
**Bu kadar genç ve güzel kalmanın sırrı ne?**
Ben yaşımın güzeliyim. Sporumu yapıyorum, sağlıklı besleniyorum, kendime
dikkat ediyorum.
**Estetik ve botoks gibi destekler alıyor musun?**
Herhalde ama ufak ufak... Donuk olmak istemiyorum.
**Senin giyim tarzın da hep konuşuldu. Modayla aran nasıl?**
Seviyorum. Birçok markadan koleksiyon hazırlamam için teklifler de aldım. Kısa
bir süre sonra kendi koleksiyonumu çıkaracağım.
_Ataizi’yi Cana rolüyle izlediğimiz ‘Camdaki Kız’ her perşembe saat 20.00’de
Kanal D’de..._
**BABALARDAN YANA HİÇ ŞANSIM OLMADI**
**Anneannen İstanbul’dan Bursa’ya gelin gidiyor, böylelikle senin de Bursa
serüvenin başlıyor, orada büyüyorsun. O yıllardan aklında kalan neler var?**
Çocukluğum... O zamanın Bursa’sı ufak, nezih bir şehirdi. Akrabalardan dolayı
sürekli İstanbul’a gelirdik. Annemle Rejans Restaurant’da
[yemek](https://www.hurriyet.com.tr/lezizz/yemek-tarifleri/) yer, düğmecilerin
olduğu pasajdan alışveriş yapar, sonra da Şişli’den okul için ayakkabı ve
kıyafet alırdık. Bir tiyatro ve kabare de muhakkak seyredilirdi. İstanbul
benim için tatil amaçlı gelinen bir şehirdi. Ta ki İstanbul Devlet
Konservatuvarı Tiyatro bölümünü kazanana kadar... Sonra buraya yerleştim,
burası benim şehrim oldu.
**Sen baba konusunda biraz şanssızmışsın…**
Evet, yana hiç şansım olmadı.
**Öz babanı en son çok küçükken görmüşsün…**
Evet, yedi yaşımda Gülhane Parkı’nda gördüm.
**Bu nasıl etkiledi seni?**
Hayat düzeni içinde bir şeyler unutuluyor. Yaşamadığın şeyler yaş ilerledikçe
değerini kaybediyor, seni acıtmıyor. Babam iki sene önce öldü. Bu zamana kadar
“Orda bir köy var uzakta, gitmesek de görmesek de..” diyordum. Hep “Bir gün
acaba oturur, konuşur muyuz” diye düşünüyordum. Ama kaybettik.
**Neden ayrılmışlar?**
Sebep, babamın tarikat gibi şeylere girmesi. Benim bilmediğim şeyler de
vardır. Bir vazgeçiş olmuş. İki saat çocuğumu görmediğimde yanında babası olsa
bile merak ediyorum. Ama kimseyi yargılamak istemiyorum. Belki o kadar mutsuz
ve hırpalanmış bir ruh oluyorsun ki gözün çocuklarını bile görmüyor.
**Sonra evlendi mi peki?**
Evet. İki oğlu oldu ama görüşmüyoruz.
**Annen bir evlilik daha yapıyor ve ikinci eşi intihar ediyor…**
Maalesef, bizim hayat böyle.
**Kan bağın olmamasına rağmen bu seni çok etkiledi mi?**
Tabii. Dört yaşımdan itibaren ona “Baba” dedim, onu baba bildim. 27
yaşımdayken de kaybettim.
**Bu kaybın sebebi borçlar mıydı?**
Net bilemedik. Ama sonra borçlar da ortaya çıktı.
**Bu yaşadıkların ilişkilerini nasıl etkiledi?**
İlişkilerimi muhakkak etkilemiştir. Sevdiğin biri kaçıp gidecek duygusu
oluşuyor. “Seni dünyaya getiren insanlar bile arkasını dönüp gidebiliyorsa
elin adamı neden gitmesin” diye düşünüyorsun elbette.
**24 saat süren evliliğin temelinde de bu geçmişin etkisi var mı?**
O dönem bizim ilişkimiz yeterince güçlü olamadı. İkimiz de zararın neresinden
dönülürse kârdır diye düşündük.
_Hande Ataizi’nin çocukluğu... Bursa’da büyüyen oyuncu, öz babasını en son
yedi yaşındayken görmüş._
**YAŞ FARKINI DUYDUĞUMDA MORALİM BOZULDU, ÇÖKTÜM**
**Dinç Aydoğdu’yla iki yıla yakın zamandır birliktesiniz. Spor salonunda
tanışmışsınız...**
Hayır, Starbucks’ta karşılaştık. Orada hiç konuşmadık ama bakışı kafamda yer
etti. Ben boşanalı 1.5 sene olmuştu. Kimseye karşı bir şey hissetmiyordum.
Böyle bir enerji görünce arkadaşıma “Bak, bir bakıştan da etkilenebiliyormuşum
hâlâ” dedim.
**Sonra ne oldu?**
Bir hafta sonra ortak arkadaşım vesilesiyle yeniden karşıma çıktı. Önce bir-
iki görüştük, üçüncü buluşmada derin bir sohbet etme fırsatımız oldu. Gerisi
kendiliğinden geldi. Tanıştığımız gün benim için ‘Akmerkez Starbucks günü’
oldu, kayıtlara böyle geçsin kuşum.
**Aranızda 20 yaş var. Bu farkı ilk duyduğunda ne hissettin?**
Moralim bozuldu, çöktüm. Annemle her şeyimi paylaşırım ama ona birkaç ay sonra
zor söyledim. “Senden küçük ya da büyük olabilir ama Handecim insan da kendine
bir yaş limiti koyar” dedi (gülüyor). Dinç’in ailesi de herhalde çok
hoşlanmamıştır. Benim oğlum bana böyle bir şeyle gelse benim de kabul edeceğim
bir durum olmaz. Ama zaman geçtikçe ailelerimizin katı duruşlarını bir şekilde
bertaraf ettik.
**SAKSOFONCU KARŞIMDA**
**Nasıl yaptınız?**
Herkesin mutlu olduğunu gördüler. Şimdi Anneler Günü’nde de bayramda da
birlikte gidebileceğimiz bir aile ortamı kurduk.
**Dinç Bey ne iş yapıyor?**
Spor akademisinden mezun. Ders veriyor.
**Evlenme teklifi aldın mı?**
Evet. Güzel bir teklifti. Biz çok metro kullanıyoruz. Bir gün oğlum Leon ve
Dinç markete diye evden çıktılar. Sonra kapı çaldı. Evdeki yardımcım “Siz
açın” dedi, açtım. Baktım, metrodaki saksofoncu. Dinç ve Leon’un arkasında
saksofon çalıyor. Benim oğlan da Dinç’e “Hadi versene, aile olalım” diyor.
Dinç yüzüğü çıkardı. Ben de “Evet” dedim.
**Neden evlenmediniz peki?**
Araya pandemi girdi. Zaten kendi düzenimiz içinde aile gibi yaşıyoruz.
**Leon 6.5 yaşında. Annelik sende neleri değiştirdi?**
Annelikle vücutta bir hormon salgılanıyor ve her şeyin, sistemin değişiyor.
Sorumluluk dışında bir de başkalaşıyorsun. Daha hoşgörülü, sabırlı oluyorsun.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**