Geçen yıl nisan ayında, 20 yaş altı gençleri kapsayan sokağa çıkma yasağından
hemen sonrasıydı... ‘Hazır eve kapanmışlarken onları biraz daha yakından
tanımak ister misiniz’ başlıklı bir [haber](http://www.hurriyet.com.tr/)
hazırlamış, 20 yaş altı 26 gence dinledikleri müzisyenlerden takip ettikleri
fenomenlere, sokağa çıkma yasağını nasıl değerlendirdiklerinden kapanma
sonrası aile ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerine kadar pek çok farklı başlıkta
görüşlerini sormuştuk. Kimi “Hepimiz ‘Oy
[Korona](https://www.hurriyet.com.tr/corona-virusu/) Korona’ şarkısını açıp
eğlensek de o şarkıda dışarıya bakıp ağlamasını da biliyoruz” demiş, kimi
ailesiyle iletişimin gün geçtikçe zorlaştığını anlatmıştı. İşte o
[gençler](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/gencler) bir yıldan uzun
süredir çoğunlukla evde... Biz de gençlerle dertleştik; bir yıldır
arkadaşlarıyla görüşemeden, partilere gidemeden, doğru dürüst flört edemeden,
gençlik enerjilerini harcayamadan salgınla birlikte yaşamanın iyi-kötü
yanlarını konuştuk. Araştırmacılar Evrim Kuran ve Akan Abdula da bu kuşağın
bugünkü ruh halini değerlendirdi.
** _AŞK, BU KOŞULLAR ALTINDA PEK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR_**
** _Aras Kurtuldu, 20_**
Son bir yılda sosyal hayatımda sıkıntılar olmaya başladı. Arkadaşlarımdan uzak
kaldım. [Pandemi](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/pandemi) sürecine uyum
sağlamak başta zordu ama yavaş yavaş alışmaya başladım. Şu an arkadaşlarımla
konuşuyorum, oyun oynuyorum; vakit bir şekilde geçiyor. Özellikle eğitim
hayatım sıkıntılı geçiyor. İnternet üzerinden eğitimle zorlanabileceğim
dersleri daha rahat geçiyorum ama üniversite hayatını, arkadaş ortamını,
kampüs havasını yaşayamıyorum. Sosyal medya kullanımım da maalesef arttı. Evde
olduğum sürece Netflix’ten dizi ve [film](https://www.hurriyet.com.tr/film-
izle/) izliyorum. Kısacası vakit harcayacak birçok şey buluyorum ama artık
yasakların kalkmasını ve bir an önce gezmek istiyorum.
Aşk hayatıma gelecek olursam... Şu anki koşullar altında pek mümkün
görünmüyor. Bir kahve içip sinemaya gidemeden, sürekli evde olup sanaldan,
sosyal medyadan konuşmakla bunu yaşamak pek mümkün değil.
** _İÇEKAPANIK BİR DÖNEM GEÇİRDİM_**
** _A.G, 17_**
Normal şartlarda çok sosyal biri olduğum için arkadaşlarımla yüz yüze
görüşememek bende çok depresif sonuçlar doğurdu. Bir süre tamamen içekapanık
bir dönem geçirdim. Derslerden de yüz yüze eğitimde olduğu kadar verim
alamadım. Takip ettiğim diziler ve filmler de olmasa çok daha sıkıcı olurdu.
Pandemide tüm alışverişimi internet üzerinden yaptım. Umarım en kısa sürede
aşılarımızı olur
ve okulumuza döneriz.
** _HERKES MECBUREN ESKİ SEVGİLİSİNE DÖNÜYOR_**
** _Gökçe Duru, 22_**
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde iki yıllık çocuk gelişimi okudum. 2019’un
haziran ayında iş aramaya başladım. Mesleğimle alakalı iş bulmaya çalışırken
bir yandan da boş kalmamak için bir mağazada işe girmiştim. Ama pandemide
ücretsiz izne çıkardılar. Tecrübesizken iş bulmak zor. Okuldaki hocalarımız
bile izne çıkarıldı. Devlet bir aileye bir kere 1000 lira yardımda bulunuyor
ama yeterli olmadığının farkında değiller.
Eskiden eğlenmek için kulübe çıkardık, kalabalık arkadaş grubuyla evde
buluşurduk, şehir dışına tatile giderdik. Şimdi sadece çok güvendiğim bir-iki
arkadaşımla görüşüyorum. Evde kahve içiyoruz. Arkadaşlarımın da durumu kötü.
Kiminle konuşsam “Bunalımdayım” diyor. Gördüğüm herkes evlenme peşinde, aile
evinden çıkmak istiyorlar.
Alışveriş yaparken evde giymek için bir şeyler alıyorum. Eve bir kargo gelmesi
insanı mutlu ediyor. Sosyal medya kullanımım arttı çünkü yapacak bir şey yok.
Pandeminin ilk zamanlarında çokça dizi, film izledim. Şimdi artık onları da
yapasım yok. Çok sıkıldım, artık içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. ‘Aşk
sektörü’ de kötü (gülüyor). Herkes eski sevgilisine dönüyor. Eskileri
düşünüyorsun, yeni tanıştığın kimse yok. İnternetten biriyle yazışsan da hırlı
mı hırsız mı bilemediğin için yine dönüp dolaşıp eskilerle konuşuyorsun.
** _BU SÜREÇTE ENERJİK VE HAREKETLİ BİRİ OLDUM_**
** _İlayda Güdekli, 21_**
Son bir yıldır daha düzenli bir hayatım olduğunu düşünüyorum. Üniversite
hayatımın evden eğitimle sonlanacak olması beni hayal kırıklığına uğratmasına
rağmen bana ek zaman oluşturması olumlu oldu. Evde geçirdiğim vakti daha
verimli kullanmak için ajanda tutmaya başladım. Üniversitede yüz yüze eğitim
alırken vakit bulamadığım eğitimleri alma imkânını buldum. Film izleme ve
kitap okuma sıklığım arttı. Eskiden vakit bulup izleyemediğim tüm filmlerin
listesini yaparak izlemeye başladım. Mağazadan alışveriş yapmak büyük ölçüde
hayatımdan çıktı. Son bir yılın benim için olumsuz yanı da internet üzerinden
çok fazla alışveriş yapmak oldu. Sahilde yürüyüş yapma sıklığım arttı.
Arkadaşlarımla da sahilde görüşüyorum. Vaktimi iyi değerlendirmek beni daha
fazla düşünen, enerjik ve hareketli biri yaptı.
** _FELAKETİ MUCİZEYE ÇEVİRİYORUM_**
** _Duru Kurdoğlu, 18_**
Her şeyden öte bir YKS öğrencisi olduğum için bu süreyi daha verimli geçirmeme
sebep oldu. Sonuçta sınava hazırlanan bir öğrenci olarak en çok ihtiyacım olan
şey zaman. Pandemi döneminde de elimde bolca zaman vardı. Sosyal hayatımı
zaten kısıtlayacak ve eve kapanacaktım. Kısacası felaketi mucizeye çevirmek
benim elimde.
** _AVM’YE GİTMEK ARTIK GÖZÜMDE BÜYÜYOR_**
** _Elanur Alsırt, 15_**
Son 1 yıl benim için çok iyi geçmedi çünkü tam sınav senesinde okullar
kapandı. Şimdi liseye geçtim ve uzaktan eğitimde çok zorlanıyorum,
arkadaşlarımı da tanıyamadım. Eski okulumdan arkadaşlarımla da telefonla
konuşuyoruz, bazen parkta buluşuyoruz. Sosyal medya kullanımım bayağı arttı,
alışverişi de artık hep internetten yapacağım. Artık alışveriş merkezine
gitmek gözümde büyüyor.
** _DAHA FAZLA ALIŞVERİŞ, HARCAMA YAPTIM_**
** _Alara Teker, 22_**
Pandemi sürecine uyum sağlamakta çok zorlanmadım. Yoğun bir ders çalışma
programım var ve bu dönemde dışarı çıkamama, çalışma programımı daha
disiplinli bir şekilde uygulamamı sağladı. Bunun yanında kendimle baş başa
kalma fırsatı buldum, kendime yetebilmeyi öğrendim. Ama bu dönem yeni insanlar
tanımama engel oldu. Mental açıdan gelişsem de sosyal açıdan çok geride
kaldım. Geleceğe dair sosyalleşme, seyahat, dışarı çıkma hayalleri kurdum ve
bu hayaller sonucunda normal hayatıma kıyasla daha fazla alışveriş yaptım. Bu
bana iyi geliyor gibi hissettirse de gereksiz harcamalar yapmış oldum.
**OKUL İÇİN GÜN SAYACAĞIM AKLIMA GELMEZDİ**
** _Ali Deniz Oğuz, 15_**
Son bir yıl benim için sıkıcı geçti, sürekli evde kapalı kaldım. Bir süre daha
da böyle devam edecek gibi görünüyor. Okula gidemediğim için sürekli
bilgisayar başındayım. Dersler de sosyalleşme de bilgisayar üzerinden
olduğundan kendimi yorgun hissediyorum. Okula gitmek için gün sayacağımı
tahmin etmezdim. Liseye yeni başladığımdan yeni arkadaşlarla tanışacağımı
düşünüyordum. Arkadaşlarımla yüz yüze görüşememek de çok kötü ve tatsız oldu.
Sosyal medya veya eğlence konusunda alışkanlıklarım değişmese de internetten
daha sık alışveriş yapmaya başladım. Özellikle teknolojik ihtiyaçlarım arttı.
**HAYALİNİ KURDUĞUM KEP ATMA TÖRENİM OLMADI**
** _Batuhan Ozansak, 24_**
İçinde bulunduğumuz durum, özellikle biz gençleri olumsuz etkiledi ve bazı
şeylerin değerini anlamamızı sağladı. Benim için korku dolu bir yıldı. Bu
yılın en üzücü taraflarından biriyse eğitim hayatımdı, son dönemini çevrimiçi
eğitimle tamamladım ve bu kötü bir deneyimdi. Arkadaşlarımızla ve
hocalarımızla o gün son kez görüşmüşüz... Nerden bilebilirdik ki? O hayalini
kurduğum kep atma törenini yaşayamadan mezun oldum. Evde zaman nasıl geçiyor
diyorsanız, sosyal medya ve birtakım dizi, filmlerle... Bu dönemde internet
üzerinden eğitimle kişisel gelişimime katkı sağlayacak sertifikalar alma
fırsatı buldum. Pek tercih etmediğim online alışverişe yöneldim ve kolaylık
sağladığını gördüm.
** _SOSYAL MEDYADA ŞAKA YAPMAK GENÇLERİ ANLAMAK DEMEK DEĞİLDİR’_**
_ **Araştırmacı, yazar Evrim Kuran** _
* Pandemi öncesi zaten kaygılı olan Z Kuşağı, pandemide boylarından büyük belirsizlikleri yönetmek zorunda kaldı. Pandeminin hemen öncesinde yaptığımız araştırmalarda umut, iyimserlik ve yılmazlık konularında türlü dertleri olan gençler için kapanma, kısıtlanma dönemleri daha da derinleşmiş güçlükler getirdi. Daha güzel bir gelecek hayalleri kurma çağında olan bir nesil için bir ekrana kilitlenmek; okulu, sokağı, hayatın fiziksel boyutunu yaşayamamak ve belirsizliklerle baş etmek zorunda kalmak çok büyük bir lokmaydı. Geçen yıl Google’da en çok “HES kodu nasıl alınır? Zoom programı nasıl kurulur? 1.000 TL yardım başvurusu nasıl yapılır? Uzaktan eğitim nasıl oluyor?” sorularına yanıt aradılar. Yaptığımız araştırmalarda en çok arkadaşlarıyla yüz yüze sohbet etmeyi özledikleri yanıtını aldık. Bir de dezavantajlı gençler var ki okula, derse, kursa, sosyal etkinliklere dijital kanallar aracılığıyla da ulaşamadılar. Türkiye genelinde 2.4 milyon öğrenci EBA’ya erişemedi.
* Türkiye araştırmalarımızın yanı sıra dünya genelinde yapılan pek çok araştırma pandeminin özellikle Z Kuşağı’nın psikolojik esenliği üzerindeki olumsuz etkiyi ortaya koyuyor. Kapanma önlemleri alınan dönemlerde kuşakta anksiyete artıyor. Bilhassa kapanma dönemlerinde sosyal medyayla aralarına mesafe konmasını öneriyorum. COVID-19’a infodemi ismi de veriliyor. Yani dijital medyada COVID-19’la ilgili olağanüstü bilgi fazlalığı ve kirliliği var. Bu da tükenmeye yol açabiliyor. Gençlere mümkün olduğunca ev içi fiziksel aktivitelere yönelmelerini ve ekran sürelerini kısaltmalarını öneririm.
* Gençlerin adres edilmeyen sorunlarına yönelmek, hayatlarını kolaylaştırıcı çözümler sunmak önemli. Bunca karmaşanın içinde genç nesle nasıl umut verebiliriz? Eğitim, istihdam ve özellikle de yetkinlik gelişimi konularında gençlere dokunabilen markalar ve kurumlar sürdürülebilir başarıyı yakalayabilir. Sosyal medyada şaka yapmak gençleri anlamak demek değildir.
** _‘EN BÜYÜK KORKULARI MONOTONLUK’_**
** _Marka danışmanı, dijital stratejist Akan Abdula_**
* Bu kuşak bireysel özgürleşmesini hâlâ tamamlayamadı. Başta ekonomi ve pandemi olmak üzere hayat yollarında pek çok kısıtlamalarla karşılaştılar. Engellerle mücadele etmek ve güçlenmek yerine hayal kırıklıklarıyla birlikte daha az ve daha küçük hayal kurma yoluna gitmeye yatkınlar. Gençliğe geçmeden yetişkinliğe geçmeye çalışıyor ve tabii ki duvara tosluyorlar. Bizden farkları tam da burada... Biz hayatı biraz daha yavaş algılıyor, “Yavaş yavaş olur” diyorduk. Onlar maalesef hızlı büyüme baskısı altındalar.
* KONDA 2018 Medya Araştırma Raporu’na göre Türkiye’de dokuz farklı hayat tarzı var. Hepimiz yankı odalarında yaşıyoruz. Yankı odasını, giderek kutuplaşan dünyalarımızda, dijitalde sadece kendi görüşlerimize uyan insanların görüşlerine maruz kalmamız olarak anlatabilirim. Sosyal medya sitelerinde uygulanan filtreleme ve algoritmalar, insanları kendileriyle aynı görüşteki kullanıcılardan oluşan, görünmez küçük bir odaya hapsediyor. Herkes etrafında kendi Z Kuşağı’nı görüyor. Bu durumda dokuz farklı Z Kuşağı tanımı yapabilir, dokuz farklı hayat tarzı görebiliriz. O nedenle ortak duygulara bakmak lazım: En büyük korkuları monotonluk. Kendilerini her gün aynı düzene atmak, hayatlarından heyecanı kesmek istemiyorlar. İstemiyorlar ama COVID-19, bu aralar onlara bu istediklerini vermiyor.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**