Yedi yaşında piyano eğitimi almaya başlamış ama üniversitede tercihini inşaat
mühendisliği ve mimarlık bölümlerinden yana kullanmış. Şantiyelerde çalışırken
çok sevdiği müzik hayatını profesyonel bir şekilde sürdürmeyi de ihmal etmeyen
ve pandemi öncesinde çeşitli festivallerde ve caz kulüplerinde sahneye
çıkan�[Selen Beytekin](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/selen-
beytekin)’le hikâyesini konuştuk.
**İnşaatlarda toz toprak içinde çalıştıktan sonra sahnelere ve o pırıltılı
dünyaya geçmek nasıl oluyor?**
İş hayatım ve müzik her zaman birlikte ilerledi. Gece konserim bittikten sonra
sahne kıyafetlerimi çıkarıp şantiyeye gittiğim, sabaha kadar beton döktüğüm
çok olmuştur. İki tarafı da profesyonel bir şekilde yönetirken yaptığım
işlerin ciddiyetinin bozulmaması için çok uğraştım. Bu uğraşım sayesinde de
hep çok yapıcı geri dönüşler aldım. İnşaatta ne zaman akustiği güzel bir yer
bulsam, hemen şarkı söylemeye başlarım.
**Ne üzerine eğitim aldınız? Sahneye çıkmaya ne zaman başladınız?**
İnşaat mühendisliği ve mimarlık okudum. Mimarlık yüksek lisansı da yaptım.
Sahneye çıkmaya inşaat mühendisliği üçüncü sınıftayken başladım. O dönemde
çelik dersinin finaline payetli elbisemle girip sınavdan koşa koşa sahneye
yetişmiştim. Bütün fakültenin diline düştüm, hatta takma adım da ‘Assolist’ti.
**Mesleğinizin müziğinize katkı sağlayan tarafları var mı?**
Yaptığım meslekler birbirinden çok farklı dünyalar gibi görünse de bence
ikisinin de temeli aynı. Görsel ve işitsel yaratıcılık... Bunlar birbirini
tamamlıyor. Gördüğümü müziğe, müziği de forma çevirebiliyorum. Yüksek lisans
tezim de bu konuyla ilgiliydi.
**KENDİ RADYOMU KURDUM**
**Cazla nasıl tanıştınız?**
Çocukluğumdan beri ilgimi çeken siyahların müzikleri, özellikle de gospel
müziği oldu. Araştırmaya başlayınca gospel beni caza götürdü. Konservatuvara
gitmedim ama 7 yaşımdan beri piyano çalıyorum. Piyanist Ergican Saydam beni
konservatuvar eğitimine eşdeğer bir şekilde yetiştirdi. Ciddi bir klasik müzik
altyapım var. A cappella korolarda senelerce şarkı söyledim, hatta kendi
koromu kurdum, yönettim.
**Caz yerine pop şarkılar söyleyip daha kalabalık kitlelere ulaşmayı hiç
düşünmediniz mi?**
Alkış almak, ünlü olmak için müzik yapmıyorum. Müzikle yarattığım, mutluluk ve
ümit veren o dünyayı insanlarla paylaşabilmek için yapıyorum... Yalnız
hissetmemek ve hissettirmemek için... İnsanlar her yerde duyamadığı için caz
kalabalık kitlelere ulaşmıyor. Daha çok kulaklarına çalındıkça herkesi içine
alacak asıl müziğin bu olduğunu göreceksiniz.
**Türkiye’de caz müziğin daha çok entelektüel kesime hitap ettiği yönünde bir
algı var. Buna katılıyor musunuz?**
Caz ayrıştırıcı değil, birleştiricidir. Siyahların kültürünü tanımak bu
nedenle önemli çünkü cazı yaratanlar entelektüel kesimden değil, gerçek
hayattan kişiler... Bu insanlar doğal, sevgi dolu, paylaşımcı ve en önemlisi
cesurlar. Kendilerini gizleme veya üstünlük taslama kaygıları yok. Halka açık
festivallerde konserimden sonra “Ne dediğinizi hiç anlamadık ama dinlemeyi
bırakamadık, çok güzelmiş” diyen şantiye çalışanları oldu. Müziğin güzelliği
de bu... Hissedebilmek için bilgiye, eğitime gerek yok. Açık bir kalp yeterli.
**İyi bir cazcı olmak için sizce neler gerekli?**
Cazı hissedebilmek için siyahların kültürünü iyi bilmek gerekiyor. Müzikten
bahsetmiyorum; siyahların yıllarca karşılaştığı zorluklar, hayatları,
ilişkileri... Acıyı umuda çeviren yeteneği ve yaratıcılığı, yaşam
enerjilerinin ne kadar yüksek olduğunu görüyorsunuz.
**Şarkı söylemek dışında başka nelerle ilgileniyorsunuz?**
Bu yaz kendi internet radyomu kurdum. Adı, Mami Wata Radio. Günün her saatinde
sadece siyahi müzikleri çalıp hafta sonlarıysa kendi radyo programım ‘Jazz In
The House’u sunuyorum. 18-20 Haziran arasında Kemerburgaz Kent Ormanı’nda,
International NuJazz Festival adında uluslararası bir caz festivali
düzenleyeceğim. Yerli ve yabancı birçok sanatçı sahne alacak.
**Pandemi nedeniyle uzun zamandır sahneler kapalı. Bu dönem sizin için nasıl
geçiyor?**
Kendimi çok iyi hissediyorum, bunun için özel bir şey de yapmıyorum. Hayatımın
sonuna kadar sahneye çıkmasam benim için hiçbir şey değişmez çünkü ben yine
müzik yapmaya devam ederim. Dünya sıkıntılı bir dönem geçiriyor ama şöyle bir
durup nefes aldığımızda anımsamamız gereken önemli bir şey var: “Biz insanız.
Bedenimiz, algılarımız, dürtülerimiz var.” Son yıllarda en doğal halimizde
dahi huzuru bulamadığımız bir hayat yaşıyorduk. Pandemiyle insanlar özlerini
hatırladı. Ben özel hayatımda çok güzel bir temizlik yaptım. Beni kontrol
etmeye çalışan özgüvensiz insanlardan kurtuldum.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**