Arşivdeki ilk inşaat defterindeki notlara göre, yapımı Temmuz 1863'te başlayan
[Beylerbeyi Sarayı](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/beylerbeyi-
sarayi)'nın resmi açılışı, 21 Nisan 1865'de Sultan Abdülaziz'in katılımıyla
gerçekleştirildi. Dolmabahçe ve Çırağan saraylarından farklı olarak temsil ve
ağırlama özellikleri ön planda olan saray, dış cepheden Batılı, içeriden ise
klasik Osmanlı mimari yapı tarzını yansıtıyor.
Yapıldığı dönemde çoğunlukla yazlık saray ve devlet konuk evi olarak
kullanılan, üst düzey misafirlere tahsis edilen bir devlet misafirhanesi de
olan Beylerbeyi, Fransız İmparatoru III. Napolyon'un eşi İmparatoriçe Eugenie,
Alman İmparatoru II. Wilhelm gibi siyasi aktörleri de ağırladı.
Sarayın dış cephesi neo-klasik, barok ve rönesans etkileri ile Batılı bir
görünüme sahipken, iç mekan yapısı ve süslemelerin geleneksel saray yapısına
göre tasarlandığı görülüyor. İç mekan süslemelerindeki yoğunluk ve
gösterişlilik Selamlık Bölümü'nde ön plana çıkıyor. Bu kısımlarda özellikle
mermer taklidi sıva (stuko mermer), tuval üzeri kalem işi süsleme ve altın
varak ağırlıklı görülüyor.
Taban alanı yaklaşık 3 bin metrekare olan Beylerbeyi Sarayının her iki katında
6 salon ile 25 oda, tuvalet ve banyolar yer alıyor. Saray, Mabeyn-i Hümayun,
Hünkar Dairesi ve Harem Dairesi adı verilen 3 bölümden oluşuyor. Sarayın
ziyarete açık olan Mabeyn ve Harem bölümlerinin yer aldığı ana yapısı, yerli
ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
"Cephe için uygun mevsim koşullarının sağlanmasıyla kısmi onarım çalışmalarına
başlanacak"
Çeşitli restorasyonlardan geçen sarayda, bir süredir Cumhurbaşkanlığı Milli
Saraylar İdaresi Başkanlığı Restorasyon Dairesi Başkanlığınca restorasyon
çalışması yürütülüyor.
Beylerbeyi Sarayı Restorasyon Sorumlusu mimar Bahar Oğuz, AA muhabirine
restorasyona ilişkin bilgi verirken, 3 ana bölümden oluşan sarayda, bölümlerin
bağlantılarının koridorlar eşliğinde ve kademeli geçiş şeklinde sağlandığını
dile getirdi.
Oğuz, şöyle devam etti: "Yapıldığından itibaren sarayda restorasyon adı
altında hep onarım çalışması yapılmış. Yapının ihtiyacı gereği, dış koşullara
maruz kalması ve zaman içerisinde malzemelerin değişim ihtiyacıyla onarım
çalışmaları yapılıyor. Şu anda kendi personelimizle kısmi onarımlar yapıyoruz.
Çivit mavisi rengindeki mermer taklidi sıva kaplı sütunlardan adını alan Mavi
Salon'un duvar yüzeylerinde, tavan ve tavan eteği yüzeylerinde önce hasar
tespiti yapıp sonrasında konservasyon çalışmalarını yürütüyoruz. Salonda
kurulan iki iskelenin birincisinde tavandaki konservasyon çalışmalarımız
tamamlandı. Şu an duvar yüzeyinde temizlik ve sağlamlaştırma işlemlerimizi
yapıyoruz. Bunlar aşamalı şekilde ilerliyor ve bünyemizdeki personel
tarafından hasar tespitlerine göre yapılıyor. Salonun tam ortasında tavan
yüzeyinde hem deniz hem kara tarafında 2 tuvalimiz var. Dönemin önde gelen
hattatlarından Abdülfettah Efendi tarafından yapılmış talik yazılı hat
yazılarında kısmi onarım çalışması gerçekleştirdik."
Oğuz, tavan yüzeyindeki uygulamanın tamamlandığını, 30 santimetreye yakın bir
yırtığın onarıldığını kaydederek, "Mabeyn-i Hümayun bölümündeki üst kat
salonunda mermer taklidi sıva uygulamalarımız devam ediyor. Hasar tespitleri
üzerinden doğrama altlarında genelde dış koşullara maruz kalmış ve su almış
alanlarda yüzeyde çok fazla renk değişimi veya parça eksiği, çatlağın olduğu
kısımlarda müdahalelerimiz söz konusu." diye konuştu.
Yapının deniz cephesinde cephe taraması yapılarak ortofotolar oluşturulduğunu
ve kısmi fotogrametrik rölöve çalışmalarının tamamlandığını belirten Oğuz, "Bu
çalışma üzerinden hasar tespiti ve müdahale için proje altlıkları
hazırlanacaktır. Cephe için uygun mevsim koşullarının sağlanmasıyla kısmi
onarım çalışmalarına başlanacak." dedi.
**Mermer taklidi sıva onarımı
**
Beylerbeyi Sarayının iç bölümünde mermer taklidi sıva yoğun şekilde
kullanılırken, özellikle dış etkenlere maruz kalan bölümlerde onarım ihtiyacı
ortaya çıktı.
Bu bölümleri onaran stuko mermer ustası Ahmet Karaduman da korozyona uğramış,
kırılma olmuş bölgeleri tespit ederek buralarda çürütme yapıp, restorasyonu
aslına uygun gerçekleştirdiklerini belirtti.
Karaduman, çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi: "Doğal renkli
pigmentlerimiz var. Kemik tutkalından yaptığımız hamur şeklindeki malzemeyi
hasarlı bölgeye birebir renklerine göre uyguluyoruz. Bazı kısımların
yüzeylerinde sorun görülmese de arkalarında çürüme, boşalma oluyor. Bu
kısımlara yönelik de uygulamamız var. Özel bir kireç sıvayı bölgenin
arkasındaki boşluğu doldurup daha sonra dikiş sistemine geçiyoruz. Sağlam
zemine ulaşıp özel paslanmaz çelik malzemeyle dikiş atıyoruz ve tamiratını
yapıyoruz. Dökümden sonra su zımparası yapılıyor. 7-8 aşamalı şerbeti, bir gün
aralıklı kurumaya bırakıp yapıyoruz. Son olarak da yüzeysel işlemler bittikten
sonra kurumaya bırakıyoruz. Kuruma mevsim şartlarına göre değişiyor, 1
hafta-15 sürebiliyor. Kuruduktan sonra özel olarak aslına uygun yaptığımız
cila ile mevcut parlaklığını sağlıyoruz."
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**