[Fenerbahçe](https://www.hurriyet.com.tr/sporarena/fenerbahce-
haberleri/)-Opet’in ve milli takımın yıldız ismi [Naz Aydemir
Akyol](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/naz-aydemir-akyol), Uluslararası
[Voleybol](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/voleybol) Federasyonu
tarafından hazırlanan ‘Son 10 yılın dünya çapında en iyi 100 voleybolcusu’
listesine Türkiye’den Neslihan Demir Güler ve Eda Dündar Erdem ile birlikte
adını yazdırdı. Bu süreçte çocuklara sporu sevdirecek bir kitap çıkardı,
kitaptaki karakterin çizgi [film](https://www.hurriyet.com.tr/film-izle/)
projesi de yolda. Bu yaz olimpiyatlarda adını sıkça duyacağımız Akyol’la
Türkiye’de spor kültürü, annelik ve kadın hakları üzerine konuştuk...
**[Voleybolcu](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/voleybolcu) anne ve
babanın tek kızısınız, başta hiç voleybol oynamak istemiyorsunuz ama sonra 13
yaşında milli takıma girip 15 yaşında A takıma çıkıyorsunuz. Bir de
isteseydiniz neler olacaktı? **
Annemin ve babamın voleybolcu olmasından dolayı herkes bana “Sen ne zaman
başlıyorsun voleybola” diye soruyordu. Ben de muhtemelen bu duruma tepki
olarak “Oynamayacağım” diyordum. İlkokulda basketbol takımına seçtiler boyum
uzun diye, atletizm yaptım... Sporla ilgiliydim yani. Sonra bir gün annem
eşref saatime denk getirmiş herhalde, Eczacıbaşı’na götürdü beni. A takım
antrenmanında onları gördüğümde hayran oldum. Ekip ruhu, etrafa yaydıkları
enerji ve özgüvenleri beni çok etkiledi. 9 yaşındaydım “Başlıyorum” dediğimde.
Geldim 31 yaşıma, hâlâ voleybol oynuyorum.
**Uluslararası Voleybol Federasyonu sizi dünyadaki en iyi 100 voleybolcudan
biri olarak seçti...**
Kadın, erkek ve plaj voleybolu dahil olmak üzere totalde son 10 yılın en iyi
100 voleybolcusunu seçtiler. Listede Türkiye’den benimle birlikte Neslihan
Demir Güler ve Eda Dündar Erdem de var. Türk voleybolu adına çok önemli bir
şey bu listede yer alabilmek. Şu anda ülke olarak dünya sıralamasında beşinci
sıradayız. Takım sporlarında dünya sıralamasında en üstte olan takım ve
branşız. Bireysel bir başarı bu ama takım başarıları olmasaydı bizler de bu
listede yer alamazdık.
**GÖZ KIRIŞIKLIKLARIYLA BİR GÜNCELLEME GELDİ**
**Instagram’daki 104 bin takipçiniz arasında çok sayıda genç olduğuna eminim.
Onlar profilinize baktığında dünyada tanınan başarılı bir voleybolcu, evli,
çocuklu ve mutlu bir kadın görüyor. Bugünlere gelmek için yaptığınız
fedakârlıklar neler?**
9 yaşımdan bu yana -yaşadığım sakatlıkları ve doğum arasını saymazsam- iki
hafta üst üste bir tatil yapmadım mesela. Arkadaşlarım evlendi, yeğenim oldu,
ailem bayramlarda toplandı... Bunlar gibi özel anlarda yanlarında olamadım.
Sabahın bir körü kalkar, antrenmana gider, oradan okula geçerdim. Okul
sonrasında da çıkar tekrar antrenmana giderdim. Eve döndüğümde de ders
çalışırdım çünkü karnende kötü not varsa takımdan uzaklaştırma alırsın. Ama
ebeveynimden baskı görmedim ve bu avantajım oldu. Keyif almama izin verdiler.
Diğer türlü bırakabilirdim. Yeni jenerasyonun en büyük problemlerinden biri
bu.
**Aileler başarı baskısı mı kuruyor çocuklar üzerinde?**
Gençler anda kalmayı, keyif almayı becerirken ebeveynler kişisel hırslarını
çocuklara yansıtıyor. Altyapılarda artık çocukların antrenman salonlarına
aileler alınmıyor.
**O halde ailelere ve gençlere ne tavsiye ediyorsunuz?**
Maçların televizyonda yayımlanması, madalyalar, kupalar... Bence bunlar her
sporcunun aklının bir köşesinde olmalı ama hedef bunlar olmamalı. İyi bir
eğitim hayatını spor ve sanat destekler. Spor ve saha, minyatür bir hayat
provasıdır. Sahada kaybetmek, kazanmak, mücadele etmek, iyi ve kötü... Bir
çocuğun hayatı öğrenebilmesi adına her şey var. Bu yüzden ebeveynlere
tavsiyem; bırakın çocuklar keyif alsın, bir yandan da hayatı öğrensin.
**Doğum sonrası bir açıklamanız var: “Voleybol benim için Pamir’den önce
hayatımın merkezinde oturuyordu. Ama doğumdan sonra maçları izlediğimde şimdi
diyorum ki sadece bir oyunmuş voleybol. Sanırım geri döndüğümde bambaşka bir
açıdan bakıyor olacağım yaptığım spora.” Hangi açıdan bakıyorsunuz şu an?**
Sahanın içindeyken yine en önemli şey voleybol çünkü orası bir meditasyon
gibi. Sahanın dışında eskisi kadar voleybolu ve maçları düşünmüyorum. Evde
otururken o adrenalin, hadi gidelim, oynayalım hissi geliyor mu, hayır. Çünkü
evde yeterince meşgulüm. Ancak evden çıkıp arabanın kontağını çalıştırınca o
his yeniden geliyor. Dengelemesi benim açımdan çok kolay olmuyor. Fiziksel ve
mental olarak yorgunluk sahaya girer girmez bir şekilde etkiliyor. Anne
olmadan önceki o dinç vücut ya da sadece voleybol odaklı zihin de değişiyor.
Hâlâ adapte olmaya çalışıyorum. Mesela geçen gün Pamir’in 39.5 derece ateşi
vardı ve hazırlık maçına gitmem gerekiyordu. Böyle zor durumlar yaşanıyor.
**30’ların başındasınız, nasıl bir güncelleme geldi bu yaşla beraber?**
Göz kırışıklarıyla bir güncelleme geldi (gülüyor). Spor yapıyorum ve hâlâ lise
takımındaki gırgır, eğlence devam ediyor. O çevreye dahil olduğun sürece
istersen 40 yaşına gel, hep 18-19 gibi hissediyorsun. Fiziksel olarak belki
vücudun daha çabuk yorulabiliyor ama ruhen çok değişen bir şey yok açıkçası.
_Naz Aydemir Akyol (31) ve milli basketbolcu eşi Cenk Akyol’un (34) çocukları
Pamir 2.5 yaşında._
**TEKNİK DİREKTÖR OLACAĞIMI SANMIYORUM**
**Sporcular belli bir yaşa kadar sahada olabiliyor. Sonrası için planlarınız
var mı?�**
Ben üniversite seçimimi yaparken de psikoloji okumak istemiştim ama o dönem
hocalarım “Devam edemezsen mezun olamazsın” demişti. Reklamcılık mezunuyum.
Pamir’in okula başlamasıyla kendime ayırdığım vakit arttı, o yüzden psikoloji
okumayı ve daha sonra altyapıdaki çocuklarla çalışmayı istiyorum. Adrenalini
bu kadar yüksek bir işin içinden çıktıktan sonra teknik direktörlük gibi
konumlarda yeniden aynı adrenalinin içinde yer alabileceğimi sanmıyorum.
**Yakın zamanda çocuklar için ‘Naz’dan Spora Pas’ serisinin ‘3, 2, 1...
Başla!’ adlı ilk kitabını yayımladınız. Ne anlatıyor kitap?**
Okul çağındaki çocuklara sporu ve spor kültürünü sevdirmeyi amaçlıyor. Çizgi
film projemizi hayata geçirmeyi planlıyoruz, olimpiyat öncesi. Heyecanlıyım
aslında. Çizgi filmde gördükleri karakteri sahada da görmeleri çocuklara spor
kültürünü aşılamak adına güzel bir çalışma olacak. Ben kitap projesine
başladığımda Pamir’in P’si yoktu hayatımızda, şimdi kitabı onun elinde görmek
gerçekten çok garip geliyor ve çok hoşuma gidiyor.
**Sporcu bir ailede siz de sporcu olarak yetiştiniz, Pamir için de akla ilk
gelen bu oluyor tabii. Ama ben ileride ne olmasını istediğinizi değil, nasıl
bir çocuk yetiştirmek istediğinizi merak ediyorum...**
Önceliğimiz iyi yürekli ve merhametli bir insan olması... Yolda gördüğü kedi
yavrusuna mama versin. Hayvanı ve doğayı sevmeyen birinden insanlığa fayda
geleceğini düşünmüyorum. Başkasına yalan söylemeyen, çalmayan çırpmayan bir
insan yetiştirebilirsek bundan daha büyük bir gurur olamaz. Ebeveynlik
sürecinde Pamir’e doğru örnek olabilmek için kendimizi yontuyoruz bir yandan
da aslında.
**‘BABA OLDUNUZ, SPORA ARA VERECEK MİSİNİZ’ DİYE SORMUYORLAR**
**Dünyanın dört bir yanında ve Türkiye’de kadınlar hakları için mücadele
ediyor. Sorunlardan biri iş hayatındaki ücret eşitsizliği. Voleybolda durum
nedir?**
Herkesin kazandığı parayı bilmiyorum ama üst seviyedeki kadın voleybolcuların
erkeklerden daha fazla kazandığını biliyorum. Ama olaya sadece maddi olarak
bakmıyorum. Bana kalırsa spor, cinsiyet eşitsizliğinin olmadığı tek yer. Çünkü
burada kadınlar kadınlarla beraber mücadele ediyor. Bir cam duvar ya da erkek
egemenliğini kıramamak gibi bir durum söz konusu değil. Çünkü sadece kadınlar
ve sadece erkekler var. Sporun güzelliği de bu bana göre, cinsiyet
eşitsizliğine maruz kalınmıyor.
**Diğer alanlardaki durumu nasıl buluyorsunuz peki?**
İş görüşmelerinde kadınlara ne zaman evleneceğini, çocuk yapıp yapmayacağını
soruyorlar. Bir [magazin](http://www.hurriyet.com.tr/kelebek-magazin/)
programında Saba Tümer’e “Evlenmeyi düşünmüyor musunuz, anne olmayacak
mısınız” gibi sorular soruyorlardı. Bunu neden 45 yaşında bir erkeğe kimse
sormuyor? Bir kadın anne olmak istemeyebilir, tercih etmeyebilir, olamıyor
olabilir, başka sebepleri olabilir... Bir sürü şey var ama bunu erkeğe
sormuyorlar! Erkeklere “Baba oldunuz, spora ara verecek misiniz” ya da “50
yaşına geldiniz, evlenmeyecek misiniz” demiyorlar. Herkes mutlu olduğu gibi
yaşamalı!
**BİR SPORCUNUN KURABİLECEĞİ EN BÜYÜK HAYAL OLİMPİYATTIR**
**Olimpiyatlara az kaldı, hazırlıklar ne aşamada? Salgın sebebiyle ne gibi
önlemler alınacak? Son bilgileri sizden alalım…**
Şu anda kulüp sezonlarımız devam ediyor. Yarı final ve finalleri oynadıktan
sonra milli takım antrenmanlarımız başlayacak. Olimpiyatlardan önce Milletler
Ligi adı verilen bir aylık bir turnuva var. 16 ülke katılıyor, İtalya’da
oynanacak. Oraya ailelerin gitmesine izin verildi. Sonra Türkiye’ye döneceğiz
ve bir ay ara verip olimpiyat için Japonya’ya gideceğiz. ‘Bubble’ denilen
balon bir sistem var. Dışarıdan kimse görülmeden, sadece antrenman ve maçlar
oynanıyor.
**Orada yalnız olacaksınız yani?**
Kimsenin gelmesine izin yok. Sevdiklerimizden uzun süre ayrı kalacak olmak
kolay değil. Fiziksel ve mental olarak zorlanacağımı biliyorum. Takımda evli
olanlar var ama oyuncu olarak tek anne benim. Bir sporcunun kurabileceği en
büyük hayal olimpiyatlarda oynamaktır. Bunun motivasyonuyla oğlumdan uzak
kalmayı bir şekilde başaracağım ve oyunuma konsantre olacağım. Bütün dünya
zorlu bir süreçten geçiyor. Umuyorum, sağlıklı bir şekilde düzenlenir çünkü
köyde bir vakanın çıkması demek olimpiyat köyünde neler olacak bilinmez demek.
Çok çaba sarf ediliyor, gerekli tüm önlemlerin alınacağını düşünüyorum.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**