**◊ 27 yaşındasın ve 6 yılda pek çok nitelikli işte yer aldın. Bugün durduğun
yerden çocukken oyunculuğu kafana koyduğun yere baktığında nasıl bir Büşra
görüyorsun?**
\- Bunun böyle olacağını biliyordum. Nasıl olacağını bilmiyordum ama nitelikli
bir şey yapmak istediğimi ve bunun için çaba harcamam gerektiğini biliyordum.
O yüzden aslında hiçbir şey benim için sürpriz olmadı bu yolculukta.
Hayatımdaki en büyük sürpriz, konservatuvarı kazanmamdı. O kadar büyük bir şok
yaşadım ki, geçmişten o Büşra’ya baksam inanılmaz hissederdim, çünkü hiç
ihtimal vermiyordum.
**◊ Tam aksini düşünürdüm aslında, şaşırdım.**
\- O yaşta kendindeki yeteneği tanımlayamıyorsun, bir karşılaştırma
yapamadığın için birinin sana bunu söylemesini bekliyorsun. Birinin, “Evet,
sen bunu yapabilirsin” demesiyle başlayan bir yolculuk. O onayı aldığında
hiçbir şey seni kolay kolay durduramıyor.
**BENİMKİ CAHİL CESARETİYDİ**
**◊ Oynadığın filmleri, dizileri gördüğümde, içimden “Şanslı bir insanmış”
diye düşündüm. Şanslı biri misin sence?**
\- Yüzde yüz! Bence zaten herhangi bir başarının sadece insanın elinde
olmasının imkanı yok. Sana kötülük yaptığını düşündüğün insanlar bile
ilerleyen zamanda sana faydalı olabiliyor. Yani aslında hep birilerinin
desteğiyle ilerliyorsun. Tabii ki kendin başarıyorsun bir şeyleri ama yolda
elini tutan, düştüğünde destek olan bir sürü insan oluyor. Hayatına bir kere
girip çıkmış ama o sayede bir kapının açıldığı insanlar mesela. Hani bir şeyin
gerçekleşmesi gerekiyormuş ve evren senin önüne bu insanları çıkararak bir
fırsat sunuyor gibi...
**◊ İçinde oyunculuk ateşinin ilk yanmaya başladığı zamana dönsen, o kız
çocuğuna ne söylemek isterdin?**
\- Ben küçük bir yerden geldim. Cesur olanları hayatın ödüllendirdiğini
düşünüyorum. Bunu söylemek isterdim.
**◊ Risk almaktan korkmamak bu, değil mi?**
\- Konservatuvar sınavına girdiğimde hayatımda bir tane oyun izlemiştim.
Benimki cahil cesaretiydi. Oraya gittiğimde 3-4 senedir hazırlanan insanları
gördüm. Ben cahil davrandım ama cesur da davrandım...
**◊ “Cahil cesareti” ağzımıza kötü bir şey gibi yapışmış ama asıl o gerekiyor
galiba bazen.**
\- Eh, genç cahildir, hayat cahilidir. İlla bilgiyle alakası yok ki,
yapabileceğini düşünürsün ve yaparsın. Keşke “Kim ne der” şüphesini insanların
kafasından çekip alabilsek. Olağanüstü başarılı insanlar var, sırf bu yüzden
bir fanusun içinde yaşıyorlar.
**HİÇ TANIŞMADAN EDİLEN ‘TATLIM’,** **‘ŞEKERİM’ LAFLARINDAN NEFRET EDERİM**
**◊ Soğuk ve mesafeli olmak veya öyle bilinmek daha mı kolay sence? Gereksiz
samimiyetin önüne geçmek için özellikle...**
\- Bizim topluluk halinde yaşayan toplumlarda samimiyet seni hiç beklemediğin
yerlere götürebilecek bir şey. O yüzden, zaten sağlıklı olan ve olması gereken
bu gibi geliyor bana. Benim samimi diye adlandırdığım şey farklı... Direkt
canım cicimle girilen değil de, zamanla verilen değeri gerçekçi buluyorum. Hiç
tanışmadan edilen tatlım, şekerim laflarından o kadar nefret ederim ki...
Böyle insanlar çok kişisel alanıma girmiş gibi hissederim. Kişisel sınırları
iyi korumak lazım.
**◊ Galiba kimsenin reddetmeyeceği şey, güzelliğin. Güzel olduğunu ne zaman
fark ettin?**
\- Çocukken kendimi çok güzel bulurdum ama insanlar beni güzel bulmazdı.
Bununla ilgili çok komik bir anım var. 10 yaşındayken, bir arkadaşımla yolda
yürürken hangimizin daha güzel olduğunu konuşuyoruz. O kadar eminim ki ondan
güzel olduğuma, “Gidip birine soralım” dedim. Bir kadın gördük, “Teyze,
hangimiz daha güzeliz” diye sorduk. Arkadaşımı göstererek “İkiniz de çok
güzelsiniz ama o daha sürmeli” dedi. O kadar üzülmüştüm ki, o günden sonra hep
bu güzellik algısıyla devam etti hayatım; “Çünkü ben sürmeli değilim. Kara
kaşlı, kara gözlü değilim.” Üniversiteye kadar böyle düşündüm.
**KALABALIK AİLEDE İNSAN DAHA AZ ARKADAŞA İHTİYAÇ DUYUYOR**
**◊ Ailenle ilişkin nasıldır?**
\- Ailem her şeyden önce gelir. Şimdi yeğenlerim de oldu, aile büyüdü, sırf
onlar için gidiyorum Antalya’ya. Çevremde çok fazla insan olmaması biraz da
kalabalık bir ailem olmasından kaynaklı sanırım. İnsan ister istemez daha az
arkadaşa ihtiyaç duyuyor. O kalabalığın içinde herkes kendine bir karakter
edinmiş oluyor, ben de evin asi, canının istediğini yapan çocuğu karakterini
seçmiştim.
**PANDEMİ BENİ DAHA SOSYAL BİRİ YAPTI**
**◊ Karantina dönemi nasıl geçiyor, nedense içine kapalı biri izlenimi
uyandırdın bende...**
\- Aslında kendi sosyal ortamımda hiç içe kapanık değilim. Bilakis, sahne
benimdir genelde hep. Ama pandemi beni daha sosyal biri yaptı. Aramadığım
arkadaşlarımı aradım, uzun süredir görüşmediğim insanlarla tekrar bağlantı
kurdum. Buna vakit kaldı.
**SOSYAL MEDYADA BİR İLLÜZYONUN İÇİNDEYİZ**
**◊ Sosyal medyayla aran nasıl?**
\- Çok nadir kullanıyorum. İki ihtimal var orada... Ya kendini apaçık ortaya
koyman gerekiyor bir başarı yakalamak için ya da bir persona yaratıp, bunun
üzerinden bir hayat aktarman gerekiyor. İkisi de bende yok. Ben sadece kendim
olmayı biliyorum, bunu da sadece yakın çevremle paylaşıyorum.
Bence ne olacak biliyor musun; şimdi eski zamanın magazinine bakarken
şaşırıyoruz ya, ona dönecek. Bir illüzyonun içindeyiz orada ve her illüzyonun
bir sonu var. Gerçek olmayan hiçbir şey uzun süre kalmaz insanın hayatında.
**HIRSLARI OLAN KÖTÜ BİR KADINI OYNAMAK İSTERDİM**
**◊ “Hep çok akıllı roller oynadım” demişsin bir röportajında. Seni
zorlayacak rol, komik bir karakter mi olurdu?**
\- Komedi yapmak isterim. Her tür kadını oynamak isterim aslında. Kötü kadını
oynamak isterdim mesela, kendi hırsları olan, bu hırsları uğruna bir şeyler
yapan. Nasıl ki sinemada izlediğimiz o cool erkek karakterler var, onların
kadın versiyonunu oynamak isterdim. Bence doğru bir metinde, o karakteri kadın
ya da erkek yaptığın zaman bir şeyin değişmemesi lazım. Ama maalesef hep
kadınlığa ya da erkekliğe vurgu yapılarak yazılıyor karakterler.
_Sinem DÖNMEZ - Fotoğraflar: Emre DOĞRU / Moda editörü: Tuğçe KILINÇLI_
**İNSANLARIN SEÇİMLERİNİ** **YARGILAMAKTAN YORULDUM**
**◊ Hızlı şöhret çağındayız, pek çok genç kestirme yoldan ünlü ve zengin
olmak istiyor. Bu açıdan düşününce, çalışkanlığınla, sükunetinle seni bir rol
model olarak görmelerini isterdim. Sen kendini nasıl görüyorsun?**
\- Birilerine ilham veriyorsam ne güzel ama adımlarımı bu amaçla atmıyorum.
Ancak tabii ki beni takip eden insanlara karşı bir sorumluluğum olduğunu
düşünüyorum. Onları müşteri olarak görmüyorum ve bir şeyler satın almaya
teşvik etmek istemiyorum. Doğal olarak, her şeyi en kendime yakışır şekilde
yapmak istiyorum. Hayatın tüm bu zorluğu içinde kendini ortaya atmak isteyen
insanları da çok iyi anlıyorum. Kapitalizm o kadar vahşi hale geldi ki,
insanlar bir şekilde oldukları yerden çıkmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar.
Yaptığı her şey doğru oluyor insanın, kendini tanıyıp, ona göre hareket ettiği
zaman.
Yoruldum insanların seçimlerini yargılamaktan; o iyi, bu kötü demekten. O
yüzden herkes kendini tanısın, ona yakıştığını düşündüğü şeyleri yapsın, öyle
mutlu oluyorsa da öyle mutlu olsun.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**