Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
Bölümünden [Uzm. Dr. Emin Çağlar](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/uzm-
dr-emin-caglar), 2 Nisan Dünya
[Otizm](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/otizm) Farkındalık Günü'ne
ilişkin açıklamalarda bulundu. Dr. Çağlar, otizmin erken çocukluk döneminde
(okul öncesi), belirtilerin gözlendiği önemli bir [nörogelişimsel
bozukluk](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/norogelisimsel-bozukluk)
olduğuna değinerek, “Beynin sosyal iletişim ve etkileşimi sağlayan
kısımlarının gelişiminde görülen farklılıktır. Otizme dair belirtiler bazı
çocuklarda gelişim basamaklarının erken dönemlerinde başlarken, bazı
çocuklarda öncelikle normal seyreden gelişimde gerileme veya aksaklıklar olur.
Örneğin, 1 yaşına kadar gelişimi normal olan çocuğun iletişim becerilerinde,
konuşmasında gerilik olabilir. Otizm şüphesi, çocuğun konuşmasının gecikmesi
veya etrafa ilgisiz, tepkisiz olması ile ortaya çıkar. Aile çocuğun akranları
konuştuğu halde hiç kelime çıkarmamasından ya da daha önce “anne, baba” gibi
tekli kelimeleri söyleyebilirken son aylarda bu kelimeleri unutması nedeniyle
doktora başvurur” diye konuştu.
**ERKEK ÇOCUKLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR**
Yapılan araştırmalar sonucu her 54 çocuğun ortalama 1’inde, yani yüzde
1.9’unda, Otizm Spektrum Bozukluğu tespit edildiğini belirten Dr. Çağlar,
“Otizm Spektrum Bozukluğu erkeklerde (yüzde 3.0), kızlara (yüzde 0.7) göre 4.3
kat daha yaygın olarak görülür. Otizm poligenik bir bozukluktur ve
kalıtsallığı yüzde 90’ın üzerindedir. Kalıtsallık ne demek? Pek çok genin
etkilenmesi ve bu genlerin otizm üzerindeki katkısının yüzde 90’ın üzerinde
olması anlamına gelmektedir. Peki genler neden etkileniyor? Çocuk aşı oldu
diye mi? Çocuk çok televizyon izledi diye mi? Anne-baba çocuğu ile çok
ilgilenmedi diye mi? Hepsinin cevabı ‘hayır’. Otizm tek bir sebeple oluşacak
kadar basit bir bozukluk değildir. Tek bir zararlı olayla tüm bozukluğu
açıklamak mümkün değildir. Her insan genetiğinde bozuk genler, mutasyonlar
olabilir. Hem anneden hem babadan aktarılan bu genlerin, insanların beynindeki
iletişim kurmayı sağlayan büyük ağlarla ilgili olması durumunda otizm ortaya
çıkmaktadır. Tabi ki bu genlerin çevresel faktörlerle etkileşimi de söz konusu
olmaktadır. Ancak kalıtsallık olmadan çevresel faktörler tek başına otizm
oluşmasına neden olmaz. Çevresel faktörlerden üzerinde en çok durulan ileri
anne ve baba yaşıdır” dedi.
**AİLELER BU BELİRTİLERE DİKKAT ETMELİ**
Dr. Çağlar, anne babanın yanlış tutum ve davranışlarıyla otizm oluşmadığına
dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
“Çocuk çok televizyon izlediğinde, ekrana çok maruz kaldığında ya da ilgisiz
kaldığında içe kapanma, konuşmada gerileme gibi bulgular ortaya çıkabilir ama
bunlara neden olan şeyler ortadan kaldırıldığında bu bulgular hızlıca düzelir.
Bu çocukta otizm olduğu anlamına gelmez. Aileler için işaret sayılabilecek
birtakım otizm bulguları vardır. Bunlar 6-9 ay arası bebeklerde; babıldamanın
olmayışı ya da akranlara göre çıkardığı ses çeşidinin az olmasıdır. Aynı
zamanda bakım verenin sesine ve yüzüne ilginin az olması, göz temasının ve
karşılıklı gülümsemenin olmaması, ismine bakmama, kucağa alınma ve başka
insanlarla oynama beklentisinin olmaması, bazı objelere veya parçalarına aşırı
ve atipik ilgi (objeleri tuhaf biçimde göze yakın tutarak inceleme) olması
otizm şüphesi oluşturur. Sık aralıklarla bu bulguları takip etmek gerekir.
Otizmi olan çocukların yüzde 20 ila 47’sinde normal gelişimin ardından 1
yaşından sonra gerileme başlar. Aileler için kırmızı bayrak sayılabilecek
belirtiler ise 1 yaş sonrasında gülümsemenize yanıt vermemesi, konuştuğunuzda
yüzünüze bakmaması ya da az bakması, nesneleri işaret ederek göstermemesi,
oyuncağını getirip birlikte oynama isteği göstermemesidir. Aynı zamanda
etkileşime girmeye isteksiz olması, taklit oyunlarının ya da ‘miş’ gibi
oyunların olmaması (bebeğine [yemek](http://www.hurriyet.com.tr/lezizz/yemek-
tarifleri/) yedirme, ayıcığını sallayarak uyutmaya çalışma), 1 yaşında kelime
çıkarmaya, 2 yaş civarı iki kelimeli cümle kurmaya başlamamadır.”
**OTİZMİN ŞİDDETİ HER ÇOCUK DA AYNI DEĞİL**
Tanı koyabilmek için bu belirtilerin tümünün çocukta bulunması gerekmediğini
ifade eden Dr. Çağlar, “Otizmi olan çocukların hepsi aynı şiddette otizme
sahip değildir. Bazı çocuklar şiddetli sosyal ilişki kuramama, konuşmanın hiç
olmaması ve tekrarlayıcı hareketlerin yoğun olduğu şiddetli otizm tablosu
içerisindeyken, bazı çocuklarda ise belirtiler oldukça hafif olabilir. Otizmin
bir spektrum bozukluğu olması demek belirtilerin şiddetinin her çocukta farklı
derecelerde olduğu bir yelpaze bozukluk olmasındandır. Çocuğunda bu
belirtileri olan aileler vakit kaybetmeden Çocuk Psikiyatriye gitmelidirler.
Otizmin farkında olmak, yok saymamak ilk basamaktır. Erken tanı ve yoğun özel
eğitim programları çok önemlidir. Çocuğun bundan sonraki hayat kalitesi ve
bağımsız yaşam sürebilmesi açısından hayati önem arz etmektedir. Çocuğunda
otizm tanısı olan aileler imkânlarının yettiği ölçüde haftalık alınan özel
eğitim saatini artırmalıdırlar. Son yapılan çalışmalar haftalık en az 15 saat
eğitim önermektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/kripto-para-piyasasi/) ne
kadar?**