İYİLEŞECEĞİNE SON ANA KADAR İNANDIM
"Oğlum hastalandığında hep 'iyileşecek, neden geride böyle
haberler' kalsın diye düşünüyordum. Bir çocuğun
hastalığını magazin malzemesi
yapmak bana yanlış geliyordu. İyileşeceğine son ana kadar inandım ama aksi
olacağını bilseydim de yine ketum davranırdım."
"UĞUR'UN EVLİLİĞİ KAĞIT ÜZERİNDEYDİ"
"Eşim Uğur (Akkuş) beni Riyad'da çalıştığı yıllarda, pilates dersinde
kasetlerimden biri kullanılınca tanımış. Merak etmiş, bir sürü iş yaptığımı
görünce, bir yatırımcı gözüyle bunları bir marka çatısı altında toplamayı
düşünüp menajerlerime ulaşmış."
"Ben yalnızdım o sırada, Uğur'un da evliliği sadece kağıt üzerindeydi. Birbirimize ilk görüşte çarpıldık. Hafta sonları sürekli çocuklarıyla ilgilenen, işinde gücünde, çalışkan, zeki, düzgün bir adam olduğunu gördüm."
"ANNE NE OLUR EVLENİN" DİYORDU
"Uğur'un ekonomist zekası, benim de kendi alanımı iyi bilmem ikimize de
eğlenceli geldi. Böyle böyle her şey iyi giderken Ponçik hastalandı. Uğur'a,
'Henüz yolun başındayken gitmek istiyorsan git. Benim geleceğim belirsiz' diye
bir konuşma yaptım. Ama o gitmedi. Aksine, sürekli ponçiği ziyarete geldi,
onunla ağabey-kardeş ilişkisi kurdu. Oyunlar oynadılar hep.
Pars da 'Anne ne olur evlenin'
diyordu hep."
"Herkesin kaldırabileceği bir süreç değil. Ama başa gelince çekiyorsun. Ponçik'in kötülediği o son altı ayda yapılabilecek her şeyi yapmak istedim. Bir umutla şifa aradım, bir bilinçaltı terapistine gittim. 'Şu an evladın yoğun bakımda ve sen çok iyi görünüyorsun. Bir bakalım bu gücü nereden buluyorsun?' dedi kadın. Regresyonla bu güçlü durma halinin çocuklukta alınmış bir karar olduğunu gördük. Babam, 'Hakkına razı bu kız' derdi benim için. Hiç isyan etmezdim."
"UMARIM 100 YAŞINA KADAR DEVAM EDEBİLİRİM"
"Çalışmak benim şifam, üretmeden duramam. 17 yaşından beri paramı kazanıyorum.
Girişimlerde bulunmaktan, çalışmaktan hiç gocunmadım. Markam benim için öyle
değerli ki. Umarım 100 yaşına kadar devam edebilirim.
"Ponçik'le birlikte başladığımız yardımları devam ettiriyorum. Çok iyi hissettiriyor bana. Psikoloğum da acımı biraz daha yaşamamı söylüyor. 'Çalışmak mı istiyorsun, çalış. Ağlamak mı istiyorsun, ağla. Mayo giyip denize mi girmek istiyorsun, gir. Kimseye acını nasıl yaşadığın konusunda hesap vermek zorunda değilsin' diyor. Dünyada maalesef çocuğu hastalanan, evladını kaybeden öyle çok insan var ki. Önemli olan güzel bir örnek teşkil edip, diğerlerine moral olmak, onlardan moral almak, birbirimize destek olmak."
"BİZDE ACIDAN BESLENME VAR"
"Biz başarıları tebrikte, iltifat etmekte, güzellikleri dillendirmekte
zorlanırız. Bizde acıdan beslenme vardır. Alkışlamak bizim için zordur. Oysa
hayata tutunmak çok önemli, çok zor bir şey. Bizde ajitasyon seviliyor. Böyle
olsaydım müthiş prim yapardım.
BU VİDEO İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR