: Okul Müfredatında Tarih
Okul tarihi müfredatı berbat! Katıldığım her kurs ya da sınıf, ya fazlasıyla önemsiz ve sıkıcı İngiltere krallarına ve kraliçelerine odaklandı ya da bariz bir şekilde Avrupa merkezlidir. Öyle ki, bunu bir araya getiren insanların ne kadar cahil olduklarını sorguluyorum. Dahası, öğretmenlerin neden bu konuda iyi göründüğünü ya da en azından gönülsüzce bunu 'nasıl öğretilmemiz gerektiğini' kabul ettiğini anlıyorum. Bu dar görüşlü sistemin dışında olayları incelemenin neden 'alakasız' veya 'gereksiz' olacağına dair bir argüman görmüyorum. Tarih 1066 ya da 1776'da başlamadı; Yakın Doğu, Çin, Hindistan, Amerika ve Afrika'nın büyük medeniyetleriyle başladı. Tunç Çağı Çöküşü, Üç Krallık, Babürler, İnka, Aztek, Mali, Asante, Majapahit imparatorluğu ve Osmanlı hakkında öğretilmek bize daha açık fikirli ve çok yönlü bir tarih yorumu sağlar mı? Evet. Topluma katkılarında bu kadar sık rastlanan insanların kültürlerini anlamak ve empati kurmak, ırksal önyargıları ve tarihsel bilgisizliği azaltmada etkili olur mu? Evet. İnsanlar her zaman geçmişten habersiz olacaklar, ancak aydınlanmanın tam limanı olan okulların, 1066 veya 1776'nın insanlık tarihindeki en belirleyici anlar olduğuna inanan öğrenciler yetiştirmesi gerekmez mi? Ya da Henry VIII ve George Washington'un bugün dünya hakkında her şeyi tanımladığını? Kesinlikle değil. Dahası, insanlar hâlâ, sömürgeciliğin sadece Yeni Dünya'daki benzerlerinin aşağı doğasından kaynaklanan bir süreç olduğu şeklindeki bu ilkel Avrupa fikrine sahip görünüyorlar. Blah! Avrupa tarihinden uzaklaşmak istemiyorum, ama bir adım geri atıp şu anda içinde bulunduğumuz durumu yeniden değerlendirmemiz gerekiyor. Tarihin her köşesini ve köşesini seviyorum, ancak; Yanlış anlatılar yansıtarak konuyu gölgeleyen Milliyetçi gündemlere tahammül etmeyeceğim.