: Bu Jamestown Journal'ı okul için bir görev olarak aldım. Bunu yazdığım için şahsen kendimle gerçekten gurur duyuyorum. Birkaç tarihsel yanlışlık olabilir ama bunu daha eğlenceli hale getirmek için yaptım.

Jamestown Journal 7 Kasım 1609Koyu çam-meşe ormanı donmuş James Nehri'nin her iki tarafında tatsız ve hatta tehdit edici görünüyordu. Ağaçlar, beyaz buz örtülerinin devam eden bir esintisiyle sıyrılmıştı ve solan ışıkta karanlık ve uğursuz bir şekilde birbirlerine doğru eğildikleri görülüyordu. Arazide büyük bir sessizlik hüküm sürdü. Toprak yıkımdı, ölmüştü, gelişme göstermemişti (yerliler tarafından hepsi yakılmıştı), o kadar yalnız ve soğuktu ki, içinde acımanın ruhu bile yoktu. Kolonist arkadaşlarım çıldırdı, çünkü ölü bedenlerin kalıntılarını yutuyorlar ve hasta olanlardan şeytani bir şekilde kanı yalıyorlar. Yerlilerden çok fazla şey talep etmenin bir sonucu olarak, Jamestown'daki yoksul kolonimiz için tüm umutlar kayboldu. Powhatanlarla savaşın eşiğindeyiz ve Powhatan kabilesinin ölümünden korktuğumuz için kalemizden ayrılmıyoruz. Aile üyelerimden on dört tanesi öldü. Dördü açlıktan öldü, yedi tanesi hastalıktan öldü ve geri kalanı Yerlilerin tartışmalarından kurtuldu. Vücudumun her yerinde gelişigüzel akılar ve şişliklerden muzdarip oldum. Günlük öğünlerimiz peynir, ekmek, mısır ve her türden etli güveçten, eğer şanslıysanız, at, köpek, kedi, fare gibi önemli ölçüde değişti. Çoğu, ölen ya da ayakkabı ve kemerlerden deri kaynatmış olan yerleşimcileri yer. Bu bildiğim her şeyin sonu olabilir, ama umarım, bu kıtlığı göreceğiz ve sevgili Kral James'ten erzak gelene kadar hayatta kalacağız. 19 Aralık 1609 Kardeşim ve ben, olası gelişini keşfe çıkmak için kıyıya yönlendirildik. gereçler. Mümkün olan en kötü şekilde parçalanmış bedenlerimizin işi adına konuşmaktan kaçınarak, söylemsiz devam ettik. Her iki tarafta da büyük bir mevcudiyetle bizi sıkıştıran sessizlik vardı. Derin suyun sayısız atmosferi vücudu etkilediği için düşüncelerimizi etkiledi.