VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY) tarafından okura sunulan “Modern Felsefenin Karanlık Tarihi”, modern Batı felsefesinin karanlıkta kalan literatürü detaylıca inceleniyor.

Türkçe çevirisi Öznur Karakaş’a ait kitapta Freydberg, Antik Çağ felsefecilerinden modern çağın düşünürlerine kadar uzanırken Sokrates, Kant, Hegel, Spinoza, Platon, Heidegger, Hume, Berkeley, Herakleitos, Locke, Leibniz ve Descartes gibi felsefecilerin görüş ve çalışmaları ayrıntılarıyla aktarılıyor.

Dersler Kant’la sona erer

Kitapta, modern felsefe tarihi derslerinin genelde önemli şahıslar üzerinden bir ilerleme şeklinde anlatıldığını ifade eden Freydberg, bunun bir anlamda doğru olduğunu söylüyor. Freydberg, Descartes’la başlayan çoğu dersin rasyonalistler ile ampiristleri kronolojik olarak gruplandırarak devam ettiğini ve her iki kesimi birleştirmeye çalıştığı düşünülen Kant’la sona erdiğini belirtiyor. Yazar, “Her iki kesim de ayrı ayrı ya da birlikte aklın rolünü takdir etmiştir. Bu dönemin bütün önemli düşünürleri, aklın rolünün belirlenmesinin modern felsefenin esas konusu olduğunu teslim eder” diyor.

Descartes’ın zihin-beden ikiliği

Freydberg, modern felsefenin önemli kurucusu olarak görülen Descartes’ın düşüncesinin, Anglo-Amerikan ve Kıta Avrupası filozofları tarafından zihin- beden ikiliği isimli bir doktrine sahip olduğunun düşünüldüğünü vurguluyor. Ancak ona göre, Descartes’ın öne sürdüğü zihin ile beden arasındaki ciddi fark, nicel, daha doğrusu matematiksel bir fark! Freydberg, kitapta şöyle devam ediyor: “Bölünebilirlik ve bölünmezlik matematiksel kavramlardır. Düşünen töz (res cogitans) ile uzamlı töz (res extensa) arasındaki meşhur Latince ayrıma başvurmak suretiyle zihin ve beden arasındaki bu ciddi fark, res cogitans için olan ve onun içindeki bir farka tekabül eder. Bu şekilde ele alınan bedenler saf geometri nesnelerinden ne eksik ne de fazladır.”