Gitarist bir baba, ressam bir dede, sanat ve müzik dolu bir çocukluk. Ardından İTÜ Devlet Konservatuvarı’nda eğitim. Bugün karşımızda duranSimge olacağınız, hikâyenin başından belliymiş sanki...

- Evet, dediğiniz gibi müzisyen bir babanın kızı olarak büyümek ve ailedeki diğer bireylerin sanata yatkın olmaları; bana çok güzel yansıdı. Çocukluğum boyunca babam gitar çaldı, ben şarkı söyledim. Benim için de çocukluk hayalim müzisyenlik, gerçek oldu.

Sanatla iç içe, yaratmanın ve üretmenin kıymetli olduğu bir ortamda büyümüşsünüz. Çocukluğunuzda evde genellikle hangi tarz şarkılar çalınırdı, söylenirdi?

- Babam caz gitaristi olduğu için genellikle evde caz şarkıları ve hafif Batı müziği çalınırdı. Bunun yani sıra annem de klasik Türk müziği dinlerdi. Ben her ikisini de severek söylerdim.

EN İYİ YAPTIĞIM ŞEY HAYAL KURMAK

O yıllarda da hayal kurma, isteme ve ‘oldurma’ konusunda inatçı ve mücadeleci bir yapınız var mıydı?

- Çocukluktan beri en iyi yaptığım şey hayal kurmak oldu. Etrafımdaki herkes hayalperest olduğumu ve bunun ileride beni çok üzeceğini söylerdi.

Ben tam aksine hayal kurmanın ve kurduğum hayalin enerjisini yaymanın hep çok büyük faydalarını gördüm.

‘Kadın olmak’ yaptığınız işin önüne geçtiğinde; ne giydiğinizle, nasıl göründüğünüzle ilgili konuşulduğunda ne hissediyorsunuz?

- Rachel Feltman’ın ‘cinsiyetçilik bir tebessümle başlar’ sözünü çok severim.

Giyim tarzım, dış görünüşüm ve söylemlerim tamamen beni yansıttığı için; işimin önüne geçip beni rahatsız edecek herhangi bir konuyla karşılaşmıyorum.

Şarkılarınızda arzularını bastırmayan, acı çekse de kimseye müdana etmeyen, güçlü bir kadın imgesi var. Evet, belki direkt toplumsal bir mesaj değil; ancak özenle seçildiği belli. Güçlü kadın sizin için ne ifade ediyor?

- Çabuk pes etmeyen, mücadeleci bir ruhum var. Güçlü kadın benim için kendi ayakları üzerinde durabilen, işini ve kendini doğru yönetebilen kadındır.

Popüler olmak için müzik yapmıyorum

Sezen Aksu’yla şarkı alışverişinden öte bir bağınız var... Aklınızdan çıkaramadığınız bir öğüdü
var mi?

- Sezen Aksu ile yollarımızın kesişmesi, müzik kariyerimde başıma gelen en güzel şeylerden biri oldu. Dört yıl önce bana şarkı söyleme tekniğiyle ilgili çok önemli bir şey öğretti.

“Özünüzü değiştirmeden, kendini, çizgini bozmadan devam et Simge” demişti. Bu da aklımdan çıkarmadığım çok kıymetli bir öğüt.

Şarkılarınız her kesimden insana hitap ediyor, geniş kitlelere ulaşıyor.
Popüler kültüre dahil
olan, çoğunluk tarafından onaylanan bir iş; zannedildiği gibi o işin değerini azaltır mi sizce?

- Ben popüler olmak için müzik yapmıyorum. Hissettiğim müziği yapıyorum.

Bu nedenle büyük kitlelere ulaşıyor.

Evet, her kesimden, geniş bir dinleyici kitlem var ve bu da beni çok mutlu ediyor.

En başında amaç popüler kültüre hizmet etmek olmadığı için; o işin değeri hiçbir zaman azalmıyor.