İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Gıda Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (GAUM) Müdürü Prof. Dr. Şükrü Karataş, kurbanlıklardan insanlara Covid-19 bulaş riskini değerlendirdi. Prof.Dr.Karataş, “COVID 19 hastalığının koyun, keçi, sığır, manda gibi hayvanlardan insanlara normal koşullarda bulaştığına dair bilimsel bir veri yoktur. Çiğ hayvan eti tüketilmediği sürece, hijyen koşullarına uyulduğu sürece COVID 19 un etten bulaşması söz konusu değildir. Ancak kesim sırasında hijyenik olmayan koşullarda, acemi kasaplarca imece usulü ile kesilen ortamlarda sıkıntılar olabilir” diye konuştu.

KESİLEN ETLER NASIL MUHAFAZA EDİLMELİ?

Prof. Dr. Karataş kesilen etlerin muhafazasıyla ilgili “Kesilen etler hijyenik koşullarda paketlenmeli ve saklanmalıdır. Covid-19 virüsü ancak 900 derece ve üstündeki sıcaklıklarda ölmektedir. Bu nedenle etlerin çok iyi pişirilmesi çiğ tüketilmemesi önemlidir. Hijyenik koşullarda alınan gıdalardan insana transfer olan bir konoravirüs tespit edilmemiştir. Bu virüs insandan insana bulaşmaktadır ve FDA araştırmalarına göre en büyük risk gıda ile temasta olan insanlardan hastalığın bulaşmasıdır. Kurban kesen kişinin sağlıklı olması, hijyen koşullarını sağlaması ve işinin ehli olması bulaş riskini minimuma indirecektir” ifadelerini kullandı.

KURBAN KESİMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Pandeminin olduğu bu dönemde kurban kesiminde nelere dikkat edilmesi gerektiğiyle ilgili Prof. Dr. Şükrü Karataş “Geçirdiğimiz Ramazan Bayramına göre Kurban Bayramı SARS’tan 20 kat daha bulaşıcı olan korona virüs açısından daha farklı önlemler almayı gerektirmektedir. Bilindiği gibi Covid-19 virüsü burun, ağız veya gözlerden girer, daha sonra ACE2 adı verilen, protein üreten, hava yollarındaki hücrelere tutunur ve buradan üremeye başlar. Oradan akciğerlere iner. Bu nedenle kurban satışı, kesimi ve dağıtımında özellikle dikkat edilmesi gereken önemli hususlar vardır. Bu konuda ilgili mercilerce gerekli önlemler alınacaktır. Ancak vatandaş olarak bizlerin de dikkat etmesi gereken önemli noktalar vardır. Kurbanların sahipleri tarafından satış noktalarına nakledilmesi, satışının yapılması ve daha sonra kesimi ve dağıtımı ve pişirilmesi sırasında gerekli özen gösterilmezse bulaş riskinin doruk noktaya çıkması kaçınılmazdır. Bu bağlamda sosyal mesafeye dikkat edilmesi, maske kullanımı ve hijyen kurallarına uyulması durumunda riski minimuma indirmek mümkündür” dedi.

“RİSK GRUPLARI KESİNLİKLE KURBAN KESİM ALANLARINA GİTMEMELİ”

Risk gruplarının kesinlikle kurban alanlarına gitmemeleri gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Karataş “Kurban satışlarının randevu sistemi ile yapılması kurban satış alanlarındaki kalabalığı azaltacaktır. Ayrıca satışların bayramın üç gününe yayılması, vatandaşların toplu olarak değil de bireysel olarak kesim yerlerine gitmeleri insan kalabalığının daha kontrol edilebilir duruma getirilmesi açısından önemlidir. Bunlara ilaveten mümkünse dijital satış kanallarının tercih edilmesi ve kesim yerlerine girişlerin sayı olarak kontrol edilerek insan trafiğinin yoğunluğunun azaltılması sağlanmalıdır.” diye konuştu.

Prof. Dr. Karataş şöyle devam etti;

“Kurban kesimlerinin belirli kesim alanlarının dışında yapılmaması, belediyelerce tahsis edilen yerlerde yapılması önem arz etmektedir. Çünkü bu kesim alanları sosyal mesafe ve hijyen koşulları açısından kontrollü yerler olduğu için hayvan kesim işinde mutlaka bu alanların tercih edilmesi gerekmektedir. Satış ve kesim alanlarından çıkıldıktan sonra maske mutlaka atılıp yenisiyle değiştirilmelidir. Kurban kesim işi ehli kişilere bırakılarak, kesim yapacak olan kişilerin mutlaka sağlık kontrolünden geçmesi, maske takması, her türlü hijyen kurallarına uyması ve kesimin mümkünse veteriner hekim denetiminde yapılması gerekmektedir. Sağlık açısından risk grubu oluşturan, kronik rahatsızlığı olanlar ve risk grubundaki 65 yaş üstü insanlar ve çocuklar bu kurban satış ve kesim alanlarına kesinlikle gitmemelidir Özellikle bu tür risk grubuna bayram ziyaretleri, öpüşme ve tokalaşma mümkün olduğunca yapılmamalı; zaruri olan ziyaretlerde sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına mutlaka uyulmalıdır.”