Özet (TL;DR) @ 2019-03-23 08:18:23.186147: Müzeyyen Senar’dan Safiye Ayla’ya, Ajda Pekkan’dan Nilüfer’e, Tanju Okan’dan Ayten Alpman’a, Hümeyra’dan Füsun Önal’a bir resmigeçit... Ortak özellikleri hepsinin yolunun bir dönem Odeon Müzik’ten…
Siz iki karde ş, taş plakla muzik dunyasına atıldınız. Bugunse dijital
dunyanın onde gelen çalışmalarını yapıyorsunuz. Bu sektore nasıl girdiniz,
nasıl başladınız?
Deniz Erdem: Biz ilk olarak uydu ileti şim şirketi kurduk. Daha sonra
kendi vericimizi yaptık. 1992'de Turkiye'nin ilk ozel radyo yayın
şirketlerinden birini kurup İstanbul, İzmir ve Ankara dahil dort bolgesel
radyoyla muzik dunyasına adım attık. Yayınların erişimini artırmak için gece
gunduz çalışıp bu radyoları ulusal boyuta taşıdık. Eğlence yonu daha ağır
basan radyolar 90'lı yıllarda çok populerdi ve tum şarkıların zirve adresiydi.
Sonra da donemin muzik kanallarından biri olan sadece muzik kliplerinin
yayımlandığı MMC TV'yi kurduk.
Yap ımcılığa giriş ne zaman oldu?
D.E.: 1998 'de Avrupa Muzik ve Super Muzik'i kurarak başladık. Ardından
bazı onemli şirketleri bunyemize katarak bu alanda buyumeye devam ettik.
Bunların en onemlilerinden biri de, kuruluşu Osmanlı donemine uzanan,
Turkiye'nin en eski yapım şirketlerinden Odeon.Bu bir bayrak yarışı
1916 'da kurulmuş, koklu ve dev bir arşive sahip bir firma Odeon. Size nasıl devredildi?
Cengiz Erdem: Odeon bize para için devredilmedi. Üçuncu kuşak sahibi Dani Grunberg, şirketin muduru Yavuz Salar vasıtasıyla bize ulaşarak ofisine davet etti. Odeon'un koklu tarihini anlattıktan sonra bu buyuk şirketi bize devretmek istediğini, bedelini onemsemediğini, tek isteğinin atalarının mirası olan bu ismin varlıklarını korumamız, onu yaşatarak daha da ileriye goturmemiz olduğunu soyledi. Biz de memnuniyetle kabul ettik. Dani Grunberg de devrin ertesinde guzel duygularını dile getirdi. Odeon'un 1916'dan beri oluşan kulliyatını gunumuze taşımaya devam ediyoruz.
D.E.: Biz kendimizi asl ında Odeon ailesinin verdiği bu bayrağı en iyi yerlere taşımak için bir yarışta goruyoruz. Yuzde 2'si elde olan arşivi bugun hemen hemen yuzde 95 seviyelerine çıkardık.
Avrupa Muzik'e başka hangi firmaları kattınız?
D.E. : Odeon'un ardından Tempa, S, Neşe, Mars, Sembol, Yavuz Burç, Arma,
Mod gibi donemlerinin onemli yapım şirketleri de Avrupa Muzik bunyesine
katıldı. Boylece 14 muzik şirketi ve onların kataloglarıyla birlikte sahibi
olduğumuz ve temsilciliğini ustlendiğimiz şarkı adedi 130 bini geçti. Dijital
pazarlamasını ustlendiklerimiz de sayılınca Avrupa Muzik bunyesinde 180 şirket
bulunuyor.
Sekt or krize teslim olmuşken siz devamlı buyuyorsunuz. Bu nasıl oluyor?
D.E.: Asl ında dunyada muzik sektoru geri gitmiyor, şu an çok ileride. Ama
artık CD plastik satışlarında değil, daha çok dijital alanlarda ve temsili
durumlarda, yani oteller, internet, cep telefonu alanlarında çok ciddi
satışlar var. Sadece plastik satışlar geriye gidiyor. Ama işini bilen, hala
muzikten çok iyi paralar kazanabilir.
C.E. : Muzik kabuk değiştiriyor, mecralar farklılaştı. Ama yapımcıların
çoğu bu değişime ayak uyduramadı, bu yeni mecralara urun veremedi. Taş plaktan
CD'ye kadar olan evrede urunler muzik marketlerde satılıyordu. İnternet yoktu,
hızlı internet hiç yoktu. Derken, 2006'nın Mayıs'ında muzik sektoru duvara
çarptı diyebilirim ama biz 2003'te bunu gormuştuk.
T urkiye'de dijital platformlarda sanatçı hakları bakımından sistem oturmuş
durumda mı?
C.E.: 2006 'daki krizden sonra çok satan-az yapan demedik, hepimiz bir
orgutun içine girdik. Yapımcılar MÜYAP çatısı altında birbirine sıkı sıkıya
sarıldı. Biz de Avrupa Muzik olarak sadece kendi urunlerimizi değil, dijital
alanda tum urunleri pazarlayarak bir nevi dijital dağıtımcılığı ustlendik.
Yani yapımcı olarak kendi haklarımı koruyup paylaşırken, eser sahibine de para
kazandırıyorum.
S ırada muzik muzesi
ve k utuphanesi var
m Peki yeni projeler var m ı?
C.E.: Elbette, bundan sonraki i şimiz muzik kutuphanesi ve muzik muzesi.
Turkiye'nin bu iki onemli ihtiyacına cevap verecek çalışmalar yapacağız.
Satışlardan, piyasadan memnun musunuz? CD satışları artık çok azaldı,
zarar ettiriyor mu?
C.E.: T urkiye'de hala album satılıyor, kaliteli yaptığın surece sıkıntı
yok. Ben satışlarımdan çok memnunum, ozellikle de dijital alandakilerden. Biz
muziğe yatırım yapıyoruz ve hiçbir zaman zararda olmadık.
İ şbolumunuz nasıl?
C.E.: Deniz sat ışlar ve produksiyonlarla ilgilenir. Sanatçılarımızın
hangi aranjorlerle çalışacağı, hangi şarkıları okuyacağı onun kontrolunde. Ben
bir başta olurum, bir de sonda; ortada hiç olmam. Album biter, ben tekrar
sahneye çıkarım. Sanatçımızı nasıl projelere koyabiliriz, promosyonları hangi
alanlarda nasıl yayarız, onların urettiği urunleri nerelerde
değerlendirebiliriz... Bunların projelerini ekibimle beraber hazırlarım,
sanatçı bile bilmez onun için ne yaptığımı...
Ar şivimiz duzgun olmadığı için şarkılarımız yozlaştı, 'Hey
Onbeşli' ağıdı duğunlerde
oyun havası oldu
Deniz Erdem: M uzik alanında dunyanın en eski kulturune sahibiz. Binlerce
album çıkmış ama kayıtları yok. Bunlar çıkarılması mumkun şeyler ama
uğraşılmamış. Basit orneğini vereyim: Ticari amaçlı çekilmiş sinema filmlerine
verilen geri donuşu olmayan hibelerden sadece biriyle, bu arşivin yuzde
50'sini devlet yapabilir. Kayıtlar alınır, plakların kendileri bulunur, muzik
kutuphanesi kurulur... Arşivimizi ve kayıtlarımızı duzgun yapamadığımız için
şarkılarımız yozlaştı. Mesela
Çanakkale'de 15 yaşında
vatanı için savaşa gidenlere yakılan bir ağıt olan 'Hey Onbeşli', bugun
duğunlerde oyun havası haline geldi. Birbiriyle rakip olan tum plak şirketleri
bir araya gelip, şarkılarımızı dijitale koyup dunyaya pazarlamaya çalışıyoruz.
Kultur Bakanlığı'ndan beklentimiz de kanunla bize yardımcı olunması...