/Paylas.io

VeYasin, bir ‘müzik kazıcısı’. Türkiye ve Anadolu müziğini dijital çağın sahnelerinde hakkıyla temsil edebilecek bir pro...

2019-03-22 19:46:15.191000 | URL | acar_muhabir




Özet (TL;DR) @ 2019-03-23 08:18:18.247296: VeYasin, bir ‘müzik kazıcısı’. Türkiye ve Anadolu müziğini dijital çağın sahnelerinde hakkıyla temsil edebilecek bir prodüktör/müzisyen. Hiphop’la başladığı hikâyesi Hey! Douglas projesinde 70’lerin…



Hiphop kokenlisin ama 70'li yılların funk, rock, psikedelik ruha sahip Turkçe şarkılarından parçalar alıp sesleri ince ince işledin ve elektronik bir sound'la yeniden kurguladın. Yaptığın iş gençler arasında buyuk ilgi gordu, surekli geliştirdiğin canlı performansların doldu taştı. Nedir bu çabanın hikayesi? - Uzun sure hiphop'la uğraştım. Doğal olarak once yurtdışında yapılanları taklit ediyorsun. Sonra goruyorsun ki işin ruhu eksik kalıyor, yani ne yaparsan yap sana ait olmuyor. Aldığın sample'ların (parçaların) bu topraklardan olması gerekiyor. Zamanında Cartel'in yaptığı buydu; proje çok sevilse de doğru şekilde anlaşılamadığını duşunuyorum. Gurbetçi muziği gibi algılandı ama çok daha fazlasıydı. Ben bu işle biraz daha derinlemesine uğraşırsam sound'un nereye gideceğini merak ettim. Kafamdakini hayata geçirdim. Bizim içinde bulunduğumuz coğrafya bir hazine çunku. Bu işi bir ekipman meselesi ya da teknik bir konu zannedenler oluyor ama bir fikir, bir yaklaşım, bir yorum meselesi aslında. İlgi de bu nedenle gitgide buyudu.

Peki, telif haklar ı nedeniyle başının ağrıması nasıl oldu?- Önceleri muzik şirketleri harddisklere yukleyip katalog gonderiyorlardı. Bu; 'Bizim temsil ettiğimiz eserleri de kullan, tam destek, açık çek veriyoruz' anlamına gelir. Gonul rahatlığıyla 'muzik kazıcılığı' yapmaya devam ettim. Performanslarda sorun olmuyordu ancak iş, parçaları YouTube, Spotify, Apple Music gibi platformlarda yasal olarak paylaşma noktasına gelince sorun çıktı.

Neydi o sorun?

- Yapımcıların çok yaratıcı olması beklenmiyor belki ama en azından vizyoner olmaları gerekiyor. Dijital çağda muziğin ozgurce yayılmasını engellemek değil, bunu sağlamak için uygun yasal zemini yaratmak onların gorevi. Bizim bu şarkıları, video'ları paylaşarak çok para kazanmak gibi bir derdimiz asla olmadı. Konserler ve marka anlaşmaları yaparak zaten yaratıyoruz kendi ekonomimizi. Biz sadece insanlara ulaşmak istedik. Ama bize bir zamanlar kataloglarını açanlar ağız değiştirdi. Bana sorarsanız Turk toplumuna mal olmuş şarkılar kimsenin ozel arşiv malı değildir. Biz hukuksuz bir şey yapmak istemiyorduk. Dedik ki 'Fonogram hakkı kimdeyse o yayınlasın', ama ona da yanaşmadılar. Sanıyorum bu izinleri verirlerse benim ne kadar para kazandığımı kontrol edemeyeceklerine dair bir saplantıları vardı. Derken, eser sahipleri de bizimle uğraşmaya başladılar. Birçok unutulmuş şarkıyı gundeme getirip hak sahiplerinin reklam anlaşmaları yapmalarına vesile olsak da kimseye yaranamadık. 'Yaradana Kurban' adlı şarkı buna guzel bir ornektir. Öte yandan bugun telif haklarını korur gibi gorunerek muziğin onune çıkartılan engeller Spotify çalma listelerinin, dinlenme rakamlarının Turkiye muzik endustrisindeki kural koyucu rolunu guçlendirdi. Yani aslında ipler bizim elimizde değil artık. Oyun bundan sonra başka turlu oynanacak.

Ç ok haklısın ama bu seni kendi şarkıların uzerine duşunmeye ittiği için yine de memnunuz. Anonimler ve kendi şarkılarına eşliklerden 3 tekli ortaya çıktı. Ben ilk albumun tamamen eşliklerden oluşacağını duşunmuştum ancak vazgeçtin sanırım; başka eşlik olacak mı?

- Evet, once Goksel'le 'Duruyor Dunya', arkasındansa Can Gox'la 'Deterjan' ve Gaye Su Akyol'la 'Ayva Çiçek Açmış'ı yayımladık. Başka eşlikler ve projeler de olacak; yabancılardan Kadebostany ile yuzduk yuzduk kuyruğuna geldik. Turkiye'den Mabel Matiz, Kenan Doğulu, Kalben; Gripin'in solisti Birol Namoğlu ile surpriz bir çalışma soz konusu. Ayrıca ilk kez sana soyleyeyim, Turk Halk Muziği Korosu ile proje turku albumu ve konserler planlıyorum; Moğollar'la bir canlı performans projesi uzerine çalışıyoruz.
Harika haberler bunlar … O zaman dun yayımlanan ilk albumun 'Marşandiz'e gelelim… Tamamen enstrumantal ve bir butunluğu var ancak yuk treni benzetmesi yapacak olursak her bir vagonda farklı muzikal yukler taşıyor. Hey! Douglas'la eğlenme alışkanlığı olan gençlerin bunu algılaması guç olmayacak mı sence?
- Yuk treni ve vagon benzetmesi doğru. Biz istiyoruz ki her bir parçamız Spotify'da farklı bir playlist (çalma listesi) 'in içinde yer alsın. Birinde kahve molası verilsin, biriyle dans edilsin hiç fark etmez. Dijital album yaptığınızda işin gereği bu. Ama daha onemlisi başka muzisyenler, DJ'ler de bu şarkılardan sample alsın istiyoruz. Dunyada sample'lar için yuzbinlerce plak yayınlanıyor. İlerde bu minvalde bir plak çalışmam da olacak. 'Marşandiz'i oluşturan şarkıların zaman içinde daha iyi anlaşılacağını duşunuyorum. Bu albumun temel amacı muzisyen ya da muziksever; birilerine ilham vermek. İddialıyım yani… Asıl hedefimse yurtdışı.

Yurtd ışı demişken gundem kalabalık bildiğim kadarıyla…

- Sonar Istanbul'un ana sahnesinin açılışını yaptık, Sonar Barselona ekibi çok beğenmiş, davet ettiler. Exit Festival var, Sziget'le goruşmeler yapıyoruz. İsrail'de bir festivale headliner'lık (ana grup) yapmamız soz konusu. Tum dunyadaki Soho House'ları gezerek bir nevi turne yapacağız, global etkinlik projelerini yoneten kişiden teklif aldık. Daha genel ifade edecek olursam; bizim de bir fikrimiz var ve artık biz de onlarla aynı donanıma sahibiz. Yurtdışındaki sahnelerde birikimimizle, kulturumuzle en tepelere çıkabiliriz. Buna içtenlikle inanıyorum.

I slandman 'la birlikte yaptığınız 'Searching For Sound' belgeseli Motion Picture Sound Editors Ödullerinde 'En İyi Sound Edit'i Ödulu'nu kazandırdı size. Başınıza da ilginç olaylar geldi galiba çekimler sırasında…

- Belgeselin kurgusu şoyle: Islandman'le 'saz'ın hikayesinin peşinden gidiyoruz ve Moğollar'dan Cahit Ağabey'le (Berkay) buluşuyoruz. O bize diyor ki 'Bunun sırrını aşıklardan oğrenin'. Âşıklar bize; 'Burdur'da yapılıyor bu sazlar, once oraya gidin' diyorlar. Derken yolumuz Orta Asya'ya kadar uzanıyor. Biz iki Amerikalı, iki Turk Rusya'ya gidiyoruz; oradan Guney Sibirya'da Rusya kontrolundeki Özerk Turk Cumhuriyeti Tuva'ya geçip kultur merkezinde kayıt yapmaya başlıyoruz. Tam o sırada içeri biri girip hızla fotoğrafımızı çekip ortadan kayboluyor. Kısa sure sonra geri gelip bizi dışarı çağırıyor ve 'Fotoğrafta olanlar benimle gelsin' diyor. Karakola goturulup Rus komutanlar tarafından çapraz sorguya alınıyoruz. Sosyal medya hesaplarımız inceleniyor. Panturkizm faaliyetleri ve Turk siyasetçilerle bir ilgimiz olup olmadığını soruyorlar ısrarla… Hızla mahkemeye çıkartıp bir gun sonra karar açıklamak uzere salıyorlar bizi… Biz o arada çekimleri tamamlayıp ardından para ve sınır dışı edilme cezasına mahkum edilerek Turkiye'ye donuyoruz. Belgeseli merak edenler Youtube'ta bulabilir. Ödul aldığımız için gururluyuz.


Devamını oku