Özet (TL;DR) @ 2019-01-21T08:10:00.000Z: Sol düşünceye sahip devrimci bir gelenekten geldiğini söyleyen şair Şükrü Erbaş “Son yıllarda muhafazakar diyebileceğimiz bir kitlem oluştu. Çok saygılı bir güzellik yaşıyoruz, örnek olması gereken…



Kultur & Sanat

08:10 21.01.2019(Guncellendi 08:16 21.01.2019) URL'yi kısaltın

Sol duşunceye sahip devrimci bir gelenekten geldiğini soyleyen şair Şukru Erbaş "Son yıllarda muhafazakar diyebileceğimiz bir kitlem oluştu. Çok saygılı bir guzellik yaşıyoruz, ornek olması gereken buyulu bir ilişki bu" dedi.

Şair Şukru Erbaş, Sabah gazetesinden Tuba Kalçık'ın sorularını yanıtladı.

(C) Fotoğraf :

"İçinde yaşadığımız zaman aralığında insan, geçmiş zamanlara gore daha buyuk bir yalnızlık içinde. Diğer insanlarla temasını kaybetmeye başladı. Bağlar kopuyor. Siyasi, sosyal, kulturel pek çok nedenle her gun biraz daha geri çekilerek yaşıyoruz" diyen Erbaş, devamında "Dunyaya karşı bir duvar oruyoruz. Önce ulkemize, sonra şehrimize, sonra mahallemize, sonunda da odalarımıza kadar geri çekilmeye başladık. Govdelerimizi birer hapishaneye donuşturduk. Yehudi Menuhin'in sozudur, 'Bizler birbirimize ait olduğumuzu unuttuk.' Bu yabancılaşma ve yalnızlaşma bizi, herkesi otekileştirmeye goturur" ifadesini kullandı.

Erbaş, şunları kaydetti:

-- Bu yıkıcı yalnızlığı kırmak için birbirimizi tanımamız gerekir. Butun onyargılarımızı, korkularımızı, hırslarımızı bir kenara bırakıp saygı içinde iletişim kurmanın zamanı. Ben sol duşunceye sahip, devrimci bir gelenekten gelen bir edebiyatçıyım. Son yıllarda muhafazakar diyeceğimiz geniş bir okur kitlem oluştu. Olağanustu saygılı, sevgili bir guzellik yaşıyoruz onlarla. Sanırım herkese ornek olması gereken, buyulu bir ilişki bu. Bizim hayata ilişkin ortak yaralarımız var. Benimle birlikte onlar da şiirle soluk alıyorlar. Dunya goruşumuz ne kadar farklı olursa olsun edebiyatın paydasında buluşuyoruz. Bu nokta çok kıymetli. Bir toplumun ortak acılarda veya birlikte yaşama hayalinde buluşması onemli. Birbirimizin hayatına, duşuncelerine saygı duyarak ortak bir yaşam tasavvurunda, gelecek duşuncesinde buluşmak çok kolay aslında. Sadece biraz emek ve saygı. Sadece biraz kendini sevmek yetecek. Dunya bir hafıza kaybını yaşıyor nicedir. Toplumlar, insanlar kendi kimliğini, kulturunu, geçmişini, varlığını unuttu. Bu hafıza kaybından bir an once kurtulmazsak, biyolojik ihtiyaçlara indirgenmiş birer yaratığa donuşeceğiz. Bu, insanın çurumesidir.