Özet (TL;DR) @ 2018-07-31 09:48:05.709516: Sahneye çıksın çıkmasın, program yapsın yapmasın her nasılsa hep göz önünde, reytingi hep yüksek. Hem programındaki başarısı ile hem özel hayatıyla konuşuluyor. Mayıs ayında St. Tropez’de Yaşar…



◊ Seren Han ım, yeni bir kanala transfer olduğunuzu duydum. Yine magazin mi yoksa başka bir formatla mı karşımıza geleceksiniz?

- Ben bir TV starıyım, magazinci değil. Magazini seviyorum, magazinin içindeyim ama yarın başka bir format deneyebilirim. Sonuçta televizyonda olmaya devam edeceğim, çunku herkes beni ekranda gormek istiyor.

◊ Öyle olduğu kesin, son programınız "Duymayan Kalmasın"ın başarısı ortada. Bu başarıyı neye borçluydunuz?

- Aslında bizim programımızda da sabahları diğer kanallardaki magazin programlarında işlenen konuların aynısı işlendi. Gundem neyse, aynısı konuşuldu. Ama biz iki onemli farklılıkla rakiplerimizi eledik diye duşunuyorum.

Birincisi, ben magazin programı yapıyor gibi gorunsem de aslında kadın-erkek ilişkilerini ve aile yapısının korunması konusunu ele alıyordum daha çok.

Genel anlamda da kadını koruyan bir pencereden bakıyordum olaylara. Artı, Cengiz (Semercioğlu) çok iyi bir gazeteci, ben değilim, yani bilirkişi Cengiz'di.

Kişilik olarak zıt kutuplar olmamız çok cazip geldi izleyiciye. Ele aldığımız konularda gerçekten tartıştığımızı, iki ayrı fikir olarak bir ortak yol bulmaya çalıştığımızı gorduler. O sayede bırakın sabah kuşağındaki diğer magazin programlarını, sabah yayınlanan butun kadın programlarını geçtik reytinglerde.

◊ Özellikle kadınlar çok sevdi ve izledi sizi...

- Çunku ben hep kadınların yanında durdum. Magazin haberi verir gibi yaptım, alttan alta bir ihanetle evlilik kurumunu, aileyi, sevgiyi ve aşkı harcayan erkeklerin karşısında durdum. Mesela bir erkek sanatçı karısını mı aldatıyor? Ben o erkeği eleştirirken aslında karısını aldatan tum erkekleri eleştiriyordum.

Eleştirirken de kimsenin aldatılmayı hak etmediğini, hiçbir kadına bunun yakıştırılmaması gerektiğini belirtiyordum. İşte bu bakış açısı halka geçti.

Aldatılan, kandırılan, fedakarlık yapıp da karşılığını goremeyen o kadar çok evli kadın var ki. Maalesef Turk erkekleri parayı bulunca ya evdekini beğenmez ya da kendisi yaşlandıkça genç bir kadına gitmek ister. Bir yandan da duzeni bozmak, evdekinden olmaktan çekinir.

Tek korkum eşimi
kaybetmek

İ LİŞKİLER KONUSUNDA BEN DE HASAR ALDIM

◊ İyi ama erkekler hiç mi mağdur olmuyor? Onlar hep mi hatalı taraf?

- Olmaz mı? Hatta bu yıl mağduriyet yaşayan erkekler kadınlardan daha fazlaydı.

◊ Programda ele ald ığınız konuları nasıl belirliyordunuz?

- Ben kanala gittiğim ilk gun şunu soyledim: Bana hiçbir sanatçıyla, hiç kimseyle ilgili yasak koymayın.

Aksi takdirde çalışmam. Çunku o zaman çifte standart olur. Arkadaşım da olsa kardeşim de, fark etmez. Bu programı yapıyorsam hakkaniyetli davranmak ve inandığım ne varsa soylemek zorundayım.

Bana bin tane telefon geldi "Şunları konuşma, bu konuyu kapat" diye. Konuşmalarımı engellenmeye çalıştılar ama kabul etmedim.

İyinin de kotunun de bilinmesi için konuşmam gerekiyordu. Bu uğurda bedel de odedim ama diğer yandan bazı çiftlerin yuvasını kurtardım.

◊ Kad ın-erkek meselesine nasıl bakıyorsunuz...

- Kadın-erkek ilişkisi değil aslında mesele... İhanet... Her erkek bir başka kadına gidebilir.

Ben de evliyim, eşim de yarın beni sevmediğini soyleyebilir, çekip gidebilir. O zaman ona kapıyı ben açarım. Gitmek isterse uğurlarım. Yeter ki durust olsun.

Ama kandırılmak ve aldatılmak kabullenilecek şey değil. Bu her turlu ilişki için geçerli; ilişkide de, arkadaşlıkta da, evlilikte de. Ama bana kalırsa Turkiye nufusunun yuzde 70-80'i bunu yaşıyor.

◊ Neredeyse bizim gazetenin G uzin Abla'sı gibi bir hale geldiniz. Duyduğuma gore size başvuran, akıl alan, eşlerinden dert yanan çok kadın varmış.

- Hakikaten yok boyle bir şey. "Seren boyle oldu, eşimle şunu yaşadım, ne yapmam lazım?" diyen, akıl danışan o kadar çok oluyor ki. Akıl vermek ne haddime ama bazı tavsiyelerde bulunuyorum.

◊ Peki neye dayanarak o tavsiyelerde bulunuyorsunuz?

- Ben de zamanında benzer konularda hasar aldığım için, benim de bu konuda tecrubelerim olduğu için konuşuyorum. Hasarlı olmayan biri bu konularda ne anlatabilir?

Bunun okulunu okusanız ne olacak? Psikoloji okusanız ne olacak bunları yaşamadıktan sonra. İlişkiler konusunda ilginç bir durumum var.

◊ Ne gibi bir ilgin çlik?

- Birçok arkadaşımı barıştırmışımdır, evlendirmişimdir. Enteresan, çozumcul bir durumum var.

Ayrıca ne dersem çıkar.

◊ Mesela...

- Mesela Aslı Enver ile Murat Boz'un ilk ayrıldıkları donemdi... Cengiz "Bir daha asla barışmazlar" dedi. Ben "Gorursun bak iki aya kadar barışacaklar" dedim.

Öyle de oldu. Tamamen kadınsal içgudu. Mesela Sıla ile Ahmet'in (Kural) durumu.

◊ Ne var durumlar ında?

- Geçtiğimiz gunlerde birbirlerini sosyal medyada yeniden takibe aldılar falan işte. Ben bir kadın olarak bir ilişki bittiğinde aşkın da aynı gun bitmediğini hissedebiliyorum.

KORKULU R ÜYA HALİNE GELDİM MAALESEF

◊ Program yaparken herkese objektif yakla şabiliyor musunuz? Konu ettikleriniz arasında dostlarınız da var kus olduklarınız da sonuçta...

- İnsanlar programı izlerken tanıdıklarımı koruduğum anlar olduğunu duşundu. Oysa işin aslı, tanıdıklarımın ne yapıp yapmayacağını çok iyi bildiğim için bazı konularda çok ısrarcı davrandım ben.

Herkesin sempati ve antipati duyduğu insanlar vardır. Sizin de benim de... Ama ben sisteme karşıyım, kişilerle alakam yok, kimseyle husumetim yok. Doğruları herkesin bilmeye hakkı var.

Ayrıca benim konuştuklarımın 100 katı başka programlarda da konuşuldu. Ama benim konuştuğuma çok inanılıyor ya, birçok insanın işine gelmiyor bu. Korkulu ruya haline geldim maalesef. Ama bir taraftan da birçok aile, yuvası yıkılmış birçok kadından teşekkur telefonları geldi. Bu bana yetti.

MURAT BOZ 3 HAFTA BOYUNCA R ÜYAMA GİRDİ

◊ Bu konular ı surekli konuşmak, tartışmak psikolojini bozmuyor mu? Biri alkışlarken oteki vuruyor, surekli kendini savunmak durumunda kalıyorsun, surekli bir şeylere cevap veriyorsun...

- Bozuyor tabii. Çunku başkalarının derdini dert ediniyorum ben. Mesela bir gun tansiyonum 17-18'lere fırladı.

◊ Sebep?

- Ünlu biriyle alakalı bir haber geldi. Çırılçıplak resimleri internetteymiş diye... Bu kız benim yıllardır arkadaşım.

E ben bunun fiziğini biliyorum. Fotoğraflardaki kesinlikle o değil.

Diyorlar ki "Bu o",  ben diyorum ki "Hayır, değil." Reklam arası revire kaldırıldım.

Annem de aramış, diyor ki "Sana ne, sen niye bu kadar dert edip de hastalanıyorsun" Doğru, bu kadar kişinin derdini dert edindim ben.

◊ Ba şka kimin derdini dert edindiniz?

- Murat Boz hani bir ev partisine gitti ya, o yuzden Aslı Enver'le ayrıldılar. İlk ayrıldıkları zaman, 3 hafta boyunca benim ruyalarıma girdi Murat Boz. Nasıl yapar bunu diye? Sanırsın ki yanlışı bana yaptı. Sanki o kızlarla o evde benim sevgilim eğlendi. İşte o yuzden bu programı omur boyu yaparsam hasta olurum.

Seren Serengil hiçbir şey yapmasa da hep gundemde, hep var. Bu işin sırrı ne?

- Çunku hayatımda kimseyi taklit etmedim, hayatım hep orijinaldi. Ben kopeklerimle plaja gittim, millet kopekleriyle plaja gitmeye başladı. Makyajım, saçım, hayat tarzım her zaman konuşuldu. Ve ben bunlar için hiç ozel bir çaba sarf etmedim.

İlla her yıl TV'de olayım, illa her gun haberim çıksın diye kendimi yırtmadım. Hep orijinal oldum... Bir kere sarı-siyah yaptım saçımı. Pinterest'ta bile o saç meşhur oldu.

DO ĞDUĞUM GÜNDEN BERİ İYİ ŞARTLARDA YAŞADIM

◊ Bunda ailenizin, Serengil soyad ının etkisi yok mu?

- Evet, konuyu "Özturk Serengil'in kızı olduğu için"e getirenler de var ama ben babamın adını ağzıma bile almıyorum ki.

Sende bir şey yoksa, annenle, babanla, dayınla, amcanla bir yerlere gelemiyorsun.

Ben bu işe mecbur olmadığım için en başından beri kendimi hiç yırtmadım. Kalitesiz işlerde bulunmadım, iş seçtim.

Ve az once dediğim gibi orijinaldim her zaman. Bir de o star ışığı zorla kazanılmıyor, zorlamayla olmuyor.

Eğer o ışık varsa, sen hiçbir şey yapmasan bile insanlar senin uzuntune de, mutluluğuna da, sana da sahip çıkıyor.

Benim tarifim bu. İnsanlar bana sahip çıkıyor. Beni seviyorlar, uzuntume uzuluyorlar.

◊ Nereden anl ıyorsunuz bunu?

- Gunde 200-300 mesaj geliyor, çoğu "Çocuğun olsun diye her gun dua ediyoruz" diyor. Allah herkese hak ettiği yaşamı sunuyor bence. Cennet de cehennem de bir anlamda bu dunyada diye duşunuyorum.

Çok şukur ben doğduğum gunden beri iyi şartlarda yaşadım. Kimseye ihtiyacım olmadı. Tabii uzuntuler yaşadım. Hiç uzuntu yaşamasam adaletli olmazdı ama guzel bir hayatım oldu. Hayat tabii ki uzuntuler veriyor, çok normal. Ama hayatımın geneli rahat, refahtı.

Tek korkum eşimi
kaybetmek

YAŞAR'LA 7-8 SENE ÖNCE YAKINLAŞMIŞTIK

Yaşar İpek'le yollarınız nasıl kesişti?

- Ben Yaşar'ı çok eskiden beri tanıyordum. 20 yılı var aslında.

◊ A çık soyleyeyim, bu aşka başta inanmamıştım. Yaşar'ın albumu falan çıkacak herhalde, Seren de arkadaşına destek veriyor diye duşunmuştum.

- Aslında tam tersi o bana destek verdi. Çunku kotu gunler geçiriyordum. Bu cezaevi olayları falan. O sureçte onun yanımda duruşu, cezaevi kapısından 3 gun boyunca ayrılmayışı ve bana yazdığı notlar beni ayakta tuttu.

◊ E şinizin en çok hangi ozelliğinden etkilendiğinizi hala soylemediniz.

- Yaşar çok iyi kalpli, o sert gorunuşunun altında çok vicdanlı, merhametli, sevdiği insan için kopruden atlayabilecek biri. Erkeğin duruşu onemlidir. Ayrıca hakkaniyetli bir adam, adaletli bir insan. Haksızlığa tahammulu yok. Bu huylarını gordukçe, tanıdıkça, gozumde yeri çok değişti, ona aşık oldum.

◊ Eskiden kafan ızda nasıl bir Yaşar İpek imajı vardı?

- Kafamda arabesk şarkı soyleyen, sanki arabesk yaşam tarzı olan biriydi. Ama gezip dolaştığı yerleri gorunce, arkadaş çevresini tanıdıkça, soylediği muzik tarzıyla hiçbir alakası olmayan bir yaşam surduğunu gordum.

Dunyayı gezmiş, kendini geliştirmiş. Annem hayatım boyunca her ilişkime karşı çıkmış bir kadındır, Yaşar'a bayıldı yani. O da ayrı bir konfor çunku omrum annemi ikna etmeye çalışmakla geçiyordu. Ben Yaşar'a hemen aşık olmadım. Yaşadıkça, onu tanıdıkça, huylarını gordukçe aşık oldum.

◊ Çocukla ilgili bir mujdeli haber varsa ilk ben duymak isterim. Hazır konusu da açılmışken...

- İnşallah guzel haberler vereceğiz yakında.

◊ Birlikte program yapman ız için teklifler gelmiyor mu?

- Var, kabul de ettik zaten. Ekimde birlikte sahne almaya başlayacağız. Yılbaşında Kıbrıs'tayız mesela...

TEK KORKUM E ŞiMi KAYBETMEK

Gayet mutlu ve huzurlu g orunuyorsunuz artık. "Şu sıralar en buyuk korkunuz ne?" diye sorsam...

- Yaşar'ı kaybetmekten çok korkuyorum çunku çok mutluyum. Ayaklarımı yerden kesiyor. Kadınlar ilişkiyi goturmek için çok uğraş verirler, hep karşılarındaki adamın ruh haline gore hareket etmek zorunda kalırlar ya. Öyle bir şey yok işte. İlk defa hayatımda rahat ettim. Beni duşunen, beni koruyan bir adam var. Üstumu orter, saçımı okşar. Baba şefkatini onda gordum ben.

YAŞAR İPEK: ONU ÇOK SEVİYORUM

Ya şar Bey, siz hep dinlediniz, konuşmak istemediniz. Hiç değilse eşinizin hangi ozelliklerine vurulduğunuzu soyleyin...

- (Guluyor). Ben Seren'in hayata karşı duruşuna, azmine hayranım oncelikle. Bana olan duşkunluğu de beni çok mutlu ediyor. Kader bizi zaman zaman bir araya getirdi ama doğru zaman şimdiymiş, sonunda eşim oldu. Beraber vakit geçirmekten çok keyif alıyoruz; sevgiliyiz, arkadaşız, eşiz... Çok mutluyuz. Onu çok seviyorum.

HER ŞEYİ ANNEMDEN İSTEDİM

Hep kendi ayaklar ınızın uzerinde mi durdunuz?

- Çoğunun geçmişinde bir zengin sevgili var, bir para pul, hediye hikayesi var. Bende bunlar hiç olmadı. Bana bir çift çorap alan yok daha. İstemedim. Her şeyi annemden istedim o ayrı. Ama o annem. O yuzden de çok gururluyum. Kendi paramı kazanırım, kimseden bir şey istemem. Karşımdaki beni duşunup bir şey alırsa tamam ama o zaman da parasına acırım. Tuhaf huylarım var aslında, bu kadarı da doğru mu bilmiyorum.

SON 24 SAATTE YA ŞANANLAR