Özet (TL;DR) @ 2018-06-18T06:13:00.000Z: TBMM Anayasa Komisyonu'nun AK Partili Başkanı Mustafa Şentop parlamento ve cumhurbaşkanının 24 Haziran sonrası farklı partilerden olma olasılığını değerlendirirken "Aradaki ihtilaf düşmanlığa varırsa…



Turkiye

06:13 18.06.2018(Guncellendi 06:14 18.06.2018) URL'yi kısaltın

TBMM Anayasa Komisyonu'nun AK Partili Başkanı Mustafa Şentop parlamento ve cumhurbaşkanının 24 Haziran sonrası farklı partilerden olma olasılığını değerlendirirken "Aradaki ihtilaf duşmanlığa varırsa belirlediğimiz bir çıkış yolu da var" dedi ve bu çıkış yolunun seçimlerin yenilenmesi olduğunu aktardı.

Turkiye, 24 Haziran'da erken seçime giderken parlamentoda çoğunluğu sağlayamama ihtimaline dair konuşan Şentop'tan yeni bir erken seçim açıklaması daha geldi. Şentop, cumhurbaşkanı ve parlamentodaki çoğunluğun farklı olması durumu için "Birbiriyle husumet içinde bulunmayan bir parlamento ve cumhurbaşkanıyla sistem iyi işler" yorumunu yaparken bir de 'çıkış yolu' olduğundan bahsetti. Parlamento ve cumhurbaşkanının arasındaki durumun duşmanlığa gitmesi durumunda yeniden seçim yapılabileceğinin işaretini veren Şentop, "Boyle bir ihtimal de gormuyorum ben" diye ekledi.

Hurriyet'ten İpek Özbey'e konuşan Şentop'un açıklamalarının ilgili kısmı şoyle:

Bu sistem, Cumhurba şkanlığını ve meclisi farklı taraflar kazanırsa da işler mi?

Bu sistem en iyi, cumhurbaşkanının siyasi partisinin çoğunlukta olduğu bir parlamento yapısıyla işler. Parlamento yapısının farklı bir durumda olması halinde de iyi işler diyebilirim ama bu ancak sistemin yerleşmesinden sonrası için geçerli. Yani 2023, 2028… 24 Haziran seçimlerinde, Meclis'te cumhurbaşkanının siyasi partisinin çoğunlukta olması çok onemli; bir kuruluş donemi bu. Aksi halde sistem kor topal başlar, Turkiye 7 Haziran'daki gibi yeni bir duraklama donemine girer.

(C) AA /

Ö yleyse yerleşmesi için epey uzun bir zamana ihtiyaç var…

24 Haziran'dan sonra oluşacak parlamento sadece sistemin uygulanacağı bir ilk donem değil, aynı zamanda sistemin butun kurum ve kurallarıyla yerleşeceği, kurucu bir donem olacak. Bu sistemle ilgili anayasal bir değişiklik yaptık. Fakat yapılması gereken değişik sadece anayasal duzeyde değil. Uygulamaya dair bazı değişikliklerin de kanunlarla yapılması, yeni bir Meclis iç tuzuğunun hazırlanması gerekiyor. İlk 5 yıllık donem kuruluşun tamamlanacağı donem.

Peki; farkl ı taraflar kazanırsa meclis, başkanı kitleyebilir mi?

Başkanın işini zorlaştırabilir. Tabii kanunla duzenlenecek birçok alan var. Biz Cumhurbaşkanı'na kararname çıkarma yetkisi de verdik. Bu yetkiyle Cumhurbaşkanı Meclis'in kanun çıkarmasına ozel olarak gerek duymadan, kararnameyle icra yetkilerini kullanabilir. Ancak Meclis, butçe uzerinden bir engelleme yapabilir. Gerçi biz bu sistemle, bu tur ihtilafları minimize edecek mekanizmaları da kurduk. Vetodan sonra zorlaştırıcı veto dediğimiz salt çoğunlukla kanunu geçirme zorunluluğu getirdik. Cumhurbaşkanı, butçenin vaktinde hazırlanmaması halinde geçici butçe yapıp devam edebilecek. Tabii bu da meclis denetiminde olacak. Birbiriyle husumet içinde bulunmayan bir parlamento ve cumhurbaşkanıyla sistem iyi işler. Bu soylediklerim 24 Haziran seçimleri için değil, sistem yerleştikten sonraki donemler için geçerli. Ancak aradaki ihtilaf duşmanlığa varırsa belirlediğimiz bir çıkış yolu da var.

Nas ıl bir çıkış yolu?

Meclis'in beşte uç çoğunlukla seçimleri yenileme kararı alması --ki boyle bir durumda meclis kendi seçimiyle beraber cumhurbaşkanlığını da yeniliyor- veya cumhurbaşkanının kendi seçimini ve meclisin seçimini yenileme" kararı alması…

Diyelim ki yeniden erken se çime gidildi. Cumhurbaşkanı seçilme hakkının birini yitirecek mi?

Tabii. Burada bir tespitimi soylemek isterim: Biz bu hukumet sistemi değişikliğini yaptıktan sonra prensip olarak 3 Kasım 2019'da seçim yapılacağını benimsemiştik. Muhalefetin temel stratejisi 3 Kasım 2019'a kadar bir oyun kurmaktı. 2002'den bu yana biraz da dunyadaki guç unsurlarının Tayyip Erdoğan'ın gitmesine yonelik yuruttuğu bir operasyon var. Bunu dışarıdan yapmak gibi bir imkanı yok, içeriden yapılması için çalışılıyor. 16 Nisan'da 'hayır' oylarının toplamı bir umit ortaya çıkardı. O zamanki kampanyayı yurutenler kendi amblemlerini silikleştirdi, sadece Tayyip Erdoğan muhalifliği uzerinde toplandılar. Alınan sonuç da onları umitlendirdi. 'Hayır' blokunu 3 Kasım'da seçimlerde bir arada tutacak bir strateji uzerinde çalışıyorlardı. Tek adayla yola çıkmak gibi bir niyetleri vardı. Ancak erken seçim kararı alınınca oyun kurmaya değil, oyun duşunmeye bile vakitleri olmadı. Çok kısa bir zaman içinde aralarındaki ihtilafları aşmaları gerekiyordu, beceremediler. Şimdi ikinci bir stratejiyi benimsediler, o da Meclis'te çoğunluğu almak. Bu muhalefete oğretilen B planı. Onun dedikodusunu yayıyorlar. Boyle bir ihtimal de gormuyorum ben.