Özet (TL;DR) @ 2018-02-25 09:31:08.463085: Bir asırdan fazla tarihi bulunan ‘kayakla atlama’ ile Türkiye yaklaşık 10 yıl önce tanıştı. Ve bugün kapanışı yapılan Güney Kore’deki Kış Olimpiyat Oyunları’nda ilk kez bir Türk sporcu yarışıp…



Fatih Arda İpcioğlu'nun kayakla tanıştığı andan bugun geldiği noktaya son derece ilginç bir hikayesi var. En çarpıcı kısmıysa antrenmandan ayağının karıyla gelip babasının halı dukkanında overlok yapması.

Ama biz şimdi en başa donelim: Kayakla atlama Norveç'te başlayan bir spor. 1808'de Ole Rye'in atladığı 9.5 metre bu işin başlangıcı sayılıyor. Daha sonra 1866'da yarışmaya donen bu spor dalı, 1924'te artık olimpiyatların bir parçası oldu.

Turkiye'de kayakla atlamayla ilgili ilk çalışmalar 2008'de başladı. Turkiye Kayak Federasyonu'nun girişimleriyle Erzurum'da seçme yapıldı. Arda da seçilenlerin arasındaydı. Hayatındaki ilk yurtdışı deneyimini de bu vesileyle yaşadı. Slovenya'ya gitti. Ancak ne yapacağını hala bilmiyordu... "7-8 yaşlarındaydım. Babam kayak yapıyordu. Ablam da... Bazen beni de gotururlerdi. Ben de kızak kayardım. Sonra bir gun kulupten (Aras Edaş Kayak Kulubu) bir hoca geldi. Babamdan ablamla beni kulube yazdırmasını istedi. İl içinde yarışlara katıldık."

Overlok masasından olimpiyat
oyunlarına
_ Foto ğraflar: Selçuk Şamiloğlu_

Televizyonda bile g ormemiştim

Arda'nın hayatının en onemli anı 2008'de, 10 yaşındayken 'kulup şampiyonası' adı verilen bir yarış sonrasında oldu: "Yarışma sonrası parti vardı. Fatih Kıyıcı Hoca (TKF Genel Sekreteri) geldi. 'Kayakla atlama için seçmeler var. Vucudu zayıf sporcu var mı?' dedi. Hocamız, 'Yok' dedi. Ancak ben o konuşmayı duydum. Babama seçmelere gitmek istediğimi soyledim. Kulubume soylemedim. O zaman rampalar filan yok. Yabancı hocalar vardı. Sadece birkaç hareket gosterdiler. Vucutlarımıza bakıp 'Seçilenleri arayacağız' dediler.

"Eve gittiğimde annem 'Yine okuldan kaçmak için bahane buldun değil mi?' dedi. Bir hafta sonra Fatih Hoca aradı. Babamla konuştu. Sonra bana pasaport çıkarttılar. Slovenya'ya gittik. Hayatımda yurtdışına ilk kez boyle çıktım. Oraya gidene kadar televizyonda bile kayakla atlamayı gormemiştim."

Sonra antrenmanlara başladı. "Ben bunu yapacağım" dedi: "Bu sporu yapmak için yetenek gerekli ama asıl, yapıp yapmak istemediğinle ilgili. Artık A Takım'daydım..."

Arda, altı-yedi yıl once onemli bir sakatlık atlattı; hatta milli takımdan ayrılma noktasına geldi: Bir antrenmanda atlayış sonrasında kayağı bariyerlere sıkıştı. Kayak kaval kemiğine çarptı. O an bir şey hissetmedi. Ancak bacağında birkaç noktada kırıklar oluştu. O anları ve sonrasını da şoyle anlatıyor:

"Ağlamaya başladım. Acıdan değil, en çok da annemler uzulur diye. Çunku tehlikeli bir spor. Zaten hep tedirginlerdi. 'Aileme soylemeyin' dedim. Yurtdışında ameliyat oldum. Sonra Erzurum'a dondum. İyileşme surecine girdim. Bir yıl kaybettim. Annem ısrarla bırakmamı istedi. Ama çok istiyordum devam etmeyi. Beni kırmadılar, razı geldiler. Sonra kotu atlamaya başladım. Federasyon 'Kayaklı koşuya yazdıralım seni' dedi. İstemedim, devam etmek istedim. 'Kampa getirmeyin ama devam edeyim' dedim. Takımdan atılma durumuna geldim. Kendimi toparladım. Yarışmalara katıldım. Eski gucume dondum... Ve şu an olduğum konuma geldim."

Overlok masasından olimpiyat
oyunlarına

İ stenileni zaten yapmıştım

Guney Kore'deki Kış Olimpiyat Oyunları'nda kayakla atlama branşına 65 sporcu katıldı. Buraya gelmek çok da kolay olmadı. Arda'nın olimpiyatlara gideceği son bir haftaya kadar belli değildi. Birçok yarışa gidip çeşitli puanlar toplamak gerekiyor. Arda tum bunları başardı.

Guney Kore'de ise atlama barına geldiğinde kameralarda yuzundeki heyecan okunuyordu: "Heyecanlı gorunsem de aslında rahattım. Çunku kotu bir atlayış olsa bile istenileni yapmıştım. Yarışmaya hak kazanmış, bayrağımızı dalgalandırmıştım. Oraya çıktığımda mutluydum. Gurur duyuyordum. İyi bir atlayış yapmak istiyordum. Olmadı. Çok buyuk tecrube edindim. Antrenmanda buyuk rampada iyi atladım: 104 metre. Yarışmadaysa 96.5 atladım. Dunya şampiyonları bile bir atlayışta 90 atlıyor, diğerinde 140 metreye çıkabiliyor. Boyle bir branş bu. Dayanıklılık sporu değil. Patlayıcı kuvvet gerektiriyor. Antrenmanda atladığım 104 metreyi atlasam... Elemeyi geçiyordum!"

Overlok masasından olimpiyat
oyunlarına

Gelecek kayg ım var 

Arda'nın şimdi hedefi belli. Bir sonraki Kış Olimpiyat Oyunları'nda hem Turkiye'nin hem de kendisinin ilk madalyasını kazanmak. Ancak aklında birçok soru işareti var. Onlardan biri de sporu bıraktığında ne yapacağı...

Arda, Ataturk Üniversitesi Spor Akademisi'nde beden eğitimi oğretmenliği okuyor. Turkiye'deki mevzuata gore, milli sporculara universitelerde kontenjan veriliyor. Eğer bir takım sporu yapıyorsa ve 10 defa milli olmuşsa, KPSS puanına bakılmaksızın oğretmen ataması yapılıyor. Ancak kayakla atlama, takım sporuna girmiyor. Milli kafile Guney Kore oncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret etti. Arda, bu konuyu Erdoğan'a aktardığını soyluyor: "Gelecek kaygım olmasa iki elle değil, dort elle sarılırım bu spora. Ancak şu anda geleceğim belli değil. Cumhurbaşkanı'na anlattım. Kendisi hemen Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'a talimat vereceğini soyledi. Yanımızda 'Duzeltin bunu' dedi. Umarım çozume kavuşacak..."

T urkiye'nin neden madalyası yok?

Turkiye kış olimpiyatlarıyla çok geç tanıştı: 2011'de yapılan Dunya Üniversiteler Kış Oyunları'yla (UNIVERSIAD). İlk kez curling tesisi, kayakla atlama kulesi o zaman yapıldı. Kış olimpiyatlarında madalya kazanmak uzun ve zahmetli bir yol...

TKF, bu konuda onemli adımlar attı. En muhim hamlelerden biri iki onemli hocayı Turkiye'ye getirmesi oldu. Özellikle dunyanın en başarılı kayakla atlama antrenorlerinden biri olan Finlandiyalı Pekka Niemela...

Guney Kore'de Fatih Arda İpcioğlu'nun başarısı çok onemliydi. Ülke kontenjanı olmadan, kendi başarısıyla, topladığı puanlarla hak kazandı. Bu Turkiye için bir ilkti. Başka bir ilk de buz pateninde yaşandı. Turkiye tarihinde ilk kez son 20'ye kaldı: Alisa Agafonova ile Alper Uçar 19. oldu. Spor denilince akıllara tesis geliyor. Bu onemli ancak sonrasındaki eğitim ve antrenorler de çok onemli. Tesis yapmakla iş çozulmuyor. Örneğin Hollanda'da dağ yok ama Hollanda Guney Kore'den tam 34 madalyayla dondu. Surat pateninde madalyaları silip supurduler. Turkiye Kayak Federasyonu Başkanvekili Doç. Dr. Fatih Kıyıcı, Turkiye'nin neden madalya alamadığıyla ilgili sorularımıza yanıtı şunlar oldu:

"Elbette iyi dereceler elde etmek istiyoruz. Ancak realiteyi de bilmek lazım. Bu çocukların her gunlerini antrenmanla geçirmek için çalıştık. Buzullarda antrenmanlar yaptık. Kendi performanslarını yansıtamadılar. Daha iyi sonuçlar da alabilirdik. Ancak bulundukları seviyeden 5-10 sporcu daha iyi olabilirlerdi. Biz şu anda ulke olarak madalyadan çok uzağız. Bu gerçeği bilmemiz lazım. Arda ilk defa geldi. Start barına oturduğunda kalbi çıkacaktı. Daha iyi olması için onun iki olimpiyat daha gormesi gerek. Fizik olarak ilk 10 içinde ancak teknik olarak çok yeni. İzlerken sadece kaza geçirmemesi için dua ettik. Havadaki en ufak bir hatanın telafisi yok. Ama ustesinden geldi. Amacımız olimpiyat kapısını açmaktı. Bunu başardı. Bundan sonra surekli antrenmanlar yaparak daha iyi sonuçlar elde edeceğiz. Çok buyuk başarılar, çok buyuk emeklerle olur. Şu an harcadığımız butçeler, ilk 10'a giren ulkelerin butçesinin beşte biri civarında. Sorun sadece parayı bulmak da değil, bu kolay kısmı. Surdurulebilir sistemin olması lazım. Sporcuların aklında, sporculuğu bitirdikten sonra hayat standartlarının ne olacağı var. Bu sorunlara artık bir son vermeliyiz. Örneğin kayaklı koşu sporcumuz Hamza Dursun... Şimdi bursları var ancak olimpiyat sonrasında kesilecek. Sonra? Asıl sorun da sporu bıraktığında bir işi olmayacak. Biz hala bunlarla uğraşıyoruz..."