Özet (TL;DR) @ 2017-11-01T11:47:03.000Z: Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) olduğu yerin yıkılıp yerine daha büyük ve modern bir mimari ile opera binası yapılacağını söyledi.
Son dakika haberi! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kultur ve Kongre Merkezi'nde duzenlenen 3. Turizm Şurası'nda konuştu.
Bir mujde vermek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul'da Ataturk Kultur Merkezi'nin olduğu yeri yıkıyoruz ve oraya daha buyuğunu, çok farklı, çok modern bir mimariyle, inşallah pazartesi gunu İstanbul'da lansmanını yapacağım ve bu lansmanını yapmak suretiyle de 2019'un sonuna kadar inşallah orada biz bir opera binasını İstanbul'umuza kazandırmış olacağız. Gerçekten proje çok çok guzel ve muhteva itibarıyla bugunku mevcut projeyle mukayese edilemeyecek derecede zengin, birçok ihtiyaca cevap verecek çok amaçlı ve İstanbul'daki bizim turizm faaliyetlerinde de hakikaten Turkiye'nin bu alandaki gucunu ortaya koyabilecek bir imkan, bir zemin hazırlıyoruz. 2019 sonuna kadar da inşallah onu bitirecek, belki de 2019 seçiminden onceye yetiştireceğiz. İstanbul'umuza, ulkemize şimdiden hayırlı olsun diyoruz.''
Erdoğan, Turkiye'yi bugunlere getiren turizm politikasının artık tıkandığını da belirtti. Turizm politikasında yeni vizyona, bakış açılarına, yaklaşımlara ihtiyaç bulunduğunun aşikar olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedefleri çerçevesinde, turizm sektoru için de çıta belirlendiğini ifade etti.Erdoğan, 3. Turizm Şurası'nda ortaya konulacak goruşlerin, yapılacak tartışmaların, geliştirilecek onerilerin buyuyen ve guçlenen Turkiye'nin çok onemli bir unsuru olan turizm sektorundeki hedeflere ulaşmada katkı sağlaması temennisinde bulunarak, Turkiye'nin turizmde zengin arşive sahip olduğunu vurguladı.Buna rağmen turizmde dort dortluk bir çekim alanı oluşturulamamasındaki eksikliklerin ortaya çıkarılmasının onemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların gorme, tanıma, dinlenme veya benzeri amaçlarla bir başka yere seyahat etmesi anlamındaki turizmin insanlığın tarihi kadar eski olduğunu belirtti.Turizmin geçen yuzyılda sektor haline donuşmeye başladığını, 2. Dunya Savaşı sonrası sektorun çok buyuk bir atılım gerçekleştirdiğini dile getiren Erdoğan, şunları soyledi:"Bugun artık doğrudan ve dolaylı etkileriyle dunya ekonomisine yaklaşık 7,5 trilyon dolar katkı sağlayan, 300 milyona yakın istihdamı ifade eden bir buyukluğe ulaşan bir sektoru konuşuyor, boyle bir sektorden bahsediyoruz. Bir başka ifadeyle turizm sektoru, tum dunya gayri safi milli hasılasının ve toplam istihdamın yuzde 10'una denk gelen buyukluğu sahip. Önumuzdeki 10 yıl boyunca da turizm sektorunun dunya ortalamasının uzerindeki buyume eğiliminin sureceği ongorulmektedir. Hizmet sektoru denildiği zaman turizm bu işte başı çekiyor. Turkiye, turizmin neredeyse tum alanlarını kapsayan geniş potansiyeliyle bu sureci yakından takip etmesi gereken ulkelerin başında geliyor."
TUR İZM GELİRLERİ
Turizmi hassas bir sektor olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şoyle konuştu:"Kuresel, bolgesel ve ulkelerle ilgili tum gelişmeler turizm sektorunu derinden etkilemektedir. Bu gerçeği Turkiye olarak biz son yıllarda çok yakından bizzat yaşamış bir ulkeyiz. Suriye ve Irak merkezli olarak bolgemizde yaşanan gelişmelerle ulkemizdeki teror eylemleri ve darbe girişimi turizmimize çok ciddi bir darbe vurmuştur. 2015'te 40 milyona yaklaşan turist sayımız geçtiğimiz yıl 25 milyona kadar gerilemiştir. Bu yılın ilk sekiz ayında 22 milyon rakamını yakalayarak, dokuz aylık rakamın da 26 milyona çıkması, bizler için ayrıcaumut vesilesidir. Demek ki olumlu istikamette gelişiyoruz. Artık sektorun yaşadığı kotu donemi geride bırakmaya başladık. Bu tablo aynı zamanda Turkiye'nin turizm alanında da kendi kendine yetebilen, aldığı yaraları tedavi edebilen, hemen ayağa kalkıp hedeflerine yurumeyi surdurebilen guçlu bir ulke olduğuna işaret etmektedir."Erdoğan, turizm gelirleri konusunda katedilmesi gereken çok mesafe olduğunu belirterek, "Turizmde gelen tum turist sayısına paralel geliri elde edemiyoruz" diye konuştu. Bununla ilgili konunun da şurada muzakere edilmesinin onemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:"Turizm gelirlerimizin turist sayısındaki artışa paralel yukselmemesinde sertleşen rekabet şartlarının yanında yaşanan olumsuzlukları telafi etmek için uygulanan duşuk fiyat politikasının da etkisi olduğu açıktır. İnşallah diğer alanlarda olduğu gibi turizmde de en kotusunu artık geride bıraktık. Ekonomiye ve istihdama katkısıyla ulkemiz için vazgeçilmez bir sektor olan turizmde artık yukseliş donemidir. Devletimiz tum imkanlarıyla sektorun yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir. Turkiye'nin potansiyeli oyle buyuktur ki ihracatta olduğu gibi turizmde de kaybettiğimiz pazarların katbekat buyukleri hemen bir el uzatımı mesafede bizi beklemektedir."
" BU BÜYÜK BİR DEĞİŞİMDİR"
Değişen dunyayla turizm algısının da değiştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlar artık sadece eğlenmek, hoş vakit geçirmek için bir ulkeden diğer bir ulkeye gitmiyor" ifadesini kullandı.İnsanların artık lezzetli bir yemeği tatmak kadar o yemeğin nasıl yapıldığını da gormek, malzemelerini tanımak, tecrube etmek, artık iyi bir muzik dinlemek kadar onun nasıl icra edildiğini gormek, sanatçılarla tanışmak, onlarla vakit geçirmek, kendi sanat anlayışlarına yeni renkler katmak da istediğini belirten Erdoğan, "Bu yuzden turizmi belirli alanlarla kısıtlamak mumkun değildir. Doğa turizmi kadar gastronomi turizmi de adı giderek daha sık anılan ve rağbet goren turizm çeşididir. Aynı şekilde inanç turizmi insanların yoğun ilgisini çekmektedir. Yine termal turizm, sağlık turizmi gibi yeni alanların suratle geliştiğini goruyoruz" diye konuştu.İnsanların artık sadece dinlenmekle gezmekle yetinmediğini vurgulayan Erdoğan, şoyle devam etti:"İnsanlar hediyelik eşyalar kadar unutulmaz hatıralar da biriktirmeye onem veriyorlar. Elbette bu buyuk bir değişimdir. Şayet doğru şekilde değerlendirebilirsek bu yeni turizm anlayışından en karlı çıkacak ulke de biziz. Dunyada başka hangi ulkede ulkemizdeki gibi zengin bir mutfak kulturu tecrubesi edinilebilir Başka hangi ulkede bizdeki kadar zengin muzik çeşidiyle, folklor kulturuyle karşılaşılabilir Yeryuzunun başka hangi koşesinde kuzeyden guneye, doğudan batıya gidildiğinde bu denli koklu ve farklı medeniyetlerin izleri surulebilir Bizimle aşık atabilecek, denizi, yaylaları, dağları, ovaları bir başka hele insanı daha bir başka guzelliğe sahip kaç ulke bulunabilir Butun bu paylaşımlar aynı zamanda karşılıklı duyguların, duşuncelerin, vicdanların da etkileşimini beraberinde getirecektir. Açıkçası insanlığın buna ihtiyacı var. Belki o zaman Suriye'de, Irak'ta, Arakan'da, pek çok Afrika ulkesinde yaşanan insanlık dramları karşısında duyarsız kalan dunyanın buyuk bolumunun vicdanı harekete geçebilir. Bizim ulkemize gelen her misafirimize bu konuda da gosterebileceğimiz çok orneğimiz, aktarabileceğimiz çok tecrubemiz var. Kultur yapımız turizmin ulke sathına yayılması için de çok uygun bir temele sahiptir. Kapısını çalan kişiye kokenine, dinine, meşrebine, rengine, diline, kıyafetine bakmaksızın Tanrı misafiri gozuyle bakan bir milletiz biz.""Kapısına gelene oyle ters bakan bir millet değiliz biz. Tam aksine kapısını rahatlıkla açan bir milletiz" diyen Erdoğan, Turkiye'ye gelen turiste gezdiği çarşıdan aldığı bir kaç parça otantik eşya veya yediği bir kaç lokmadan ziyade Turk orfunun, adetinin, misafirperverliğinin sunulduğunu, sunulmaya da devam edileceğini belirtti.Erdoğan, "Turistlere ulkemizin guzellikleri yanında insanımızın gonul zenginliğini, ahlaki olgunluğunu, manevi derinliğini gosterdiğimizde sadece para değil aynı zamanda dost kazanmış oluruz" dedi.Yunus Emre'nin, "Gelin tanış olalım. İşi kolay kılalım. Sevelim sevilelim. Dunyaya kimse kalmaz" sozlerinin Turkiye'nin turizm anlayışının manifestosu olduğunu dile getiren Erdoğan, kimseye kalmayacak dunyada, gonlu kazanılan insanlarla, geride bırakılan eserlerle gok kubbede hoş bir seda bırakabilmenin mutlu edeceğini soyledi. Erdoğan, bundan daha etkili bir tanıtım, pazarlama duşunemediğini ifade etti.Cumhurbaşkanı Erdoğan, sozlerini şoyle surdurdu:"Turkiye'nin bir açık hava muzesi olmasıyla ovunmek elbette hakkımızdır. Ama asıl olan bu zenginliği hakkıyla değerlendirebilmektir. Son yıllarda Anadolu'daki şehirlerimizde bu doğrultuda atılan bazı umit verici adımlar var. Örneğin, Gaziantep gastronomi alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağına katılmıştır. Şanlıurfa'nın muzik alanında yaptığı başvuru kabul edilmiştir. Bu da onemli bir gelişme. Pek çok şehrimiz kendileriyle ozdeşleşmiş urunlerine sahip çıkarak coğrafi işaretlerini almaya başlamışlardır. Sahip olduğumuz Malatya kayısısından Adana kebabına, Damal bebeğinden Isparta halısına kadar gerçekten çok zengin guzelliklere once sahip çıkıp tescillemeli ardından da tum insanlığın hizmetine sunmalıyız."
2018 'İN TRUVA YILI İLAN EDİLMESİ
Erdoğan, Çanakkale'deki Truva Antik Kenti'nin mitolojideki pek çok efsaneye ev sahipliği yapmasıyla dahi çok buyuk bir turistik değer olduğunu soyledi."UNESCO'nun Dunya Kultur Mirası Listesi'nde yer alan Truva Antik Kenti'nin sadece kalıntılarıyla değil bolgede kurulacak turizmin tum unsurlarına hitap edecek altyapısı ile dunya çapında bir cazibe merkezi haline getirmemiş olmamız bizim eksiğimizdir" diyen Erdoğan, 2018 yılının Truva Yılı ilan edilmesinin bu eksiği giderme yonunde atılacak adımlar için bir fırsat haline donuşeceğini umit ettiğini dile getirdi.Erdoğan, aynı şekilde sanat değeriyle nadide bir eser olan Sivas'taki Divriği Ulu Cami'nin başka bir ulkede olsa yılda milyonlarca ziyaretçi çekebileceğini anlatarak, Karadeniz'in yaylalarının da yeni yeni keşfedilen bir başka turizm değeri olduğunu aktardı.Teror sorunu tamamen sona erdiğinde Doğu ve Guneydoğu'daki dağların, ırmakların, vadilerin, mezraların her birinin birer turizm yuvası haline geleceğine inandığını vurgulayan Erdoğan, tabiat turizmi konusunda markalaşmaya uygun pek çok değere sahip olunduğunu ifade etti.
" KARŞIMIZA ÇIKAN ENGELLER DİKKATE ALACAĞIMIZ TECRÜBEDİR"
Erdoğan, bu amaçla yapılan çalışmalar sonucunda ulke genelinde tabiat turizmi faaliyetlerine uygun 2 binin uzerinde alan belirlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:"Anadolu'nun dort bir yanında değerlendirilmeyi bekleyen bunlar gibi nice tarihi, kulturel, doğal kıymetlerimiz var. İstanbul gibi mucevher değerinde bir şehrin potansiyelini dahi tam olarak kullanabilmiş değiliz. İstanbul ulkemize gelen turist sayısını tek başına ağırlayabilecek bir potansiyele sahip bir şehrimizdir. Bunun yanında İzmir'den Bursa'ya, Hatay'dan Erzurum'a, Konya'ya, Edirne'ye kadar hakkıyla değerlendiremediğimiz nice şehrimiz var. İnşallah turizm politikamızı bu yonde geliştireceğiz. Son donemde karşımıza çıkan veya çıkartılan engeller bizim için geleceğimizi inşa ederken dikkate alacağımız birer tecrubedir. Turistlerin beklentileri ile elimizdeki imkanları en ideal şekilde bir araya getirdiğimizde ustesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorunun olmadığına, olmayacağına inanıyorum.""Muşterisiz iş motorsuz otomobile benzer." ifadesini kullanan Erdoğan, "Goruntu tamam ama sizi hiçbir yere goturemez. Turizmde de yapmamız gereken elimizdeki urunden once muşterinin haberdar olmasını sağlamak sonra da bunu en guzel şekilde sunmaktır. Son çeyrek asırdaki tecrubelerimiz, turizmde altyapıdan insan kaynağına kadar her alanda, gerektiğinde sunduğumuz imkanları katlayacak guce sahip olduğumuzu gosteriyor. Yeter ki şoyle bismillah deyip bir doğrulalım, harekete geçelim, çalışmaya başlayalım. İnanın bana gerisi kolayca gelecektir" değerlendirmesinde bulundu.Şuradaki konuşmasında ekonominin diğer alanlarıyla birlikte turizmin de ulkeler arasındaki ilişkilerde gerektiğinde bir silah olarak kullanılabildiğini belirten Erdoğan, bunun son birkaç yıldır dunyanın değişik yerlerinde gorulebildiğini ifade etti.Turkiye'nin son birkaç yıldır guvenlik sorunlarının yanında ekonomik saldırılara da maruz kaldığına işaret eden Erdoğan, "Kredi derecelendirme kuruluşlarının tamamen siyasi ve art niyetli notlarını artık kimse de ciddiye almıyor. Hep soyledim 'Yapılan açıklama siyasidir.' Nitekim bakıyorsunuz aradan birkaç ay geçiyor, siyasi olduğunu goruyoruz. Onun için biz işimize bakacağız, yolumuza devam edeceğiz. Turkiye guçlu bir ulke ve guçlenerek de yoluna devam ediyor" diye konuştu.
" YALANLARIN EN BÜYÜK PANZEHİRİ HAKİKATLERDİR"
Turkiye'ye yonelik seyahat uyarılarının giderek ciddiyetini kaybettiğini dile getiren Erdoğan, şunları soyledi:"Ülkemizi ziyaret eden insanlar burada gordukleri manzara ile kendi devletlerinin uyarılarını, medya kuruluşlarının yayınlarını yan yana getirdiğinde gerçeği çabucak kavrayıveriyorlar. Tabii bu durum bizim hem kurumsal duzeydeki tanıtım çalışmalarımızı hem de fert fert uzerimize duşen sorumlulukları ortadan kaldırmıyor. Hep soylediğim gibi, yalanların en buyuk panzehiri hakikatlerdir, onun için biz hakikatleri haykırmaya devam edeceğiz. Biz tum dunyaya hakikatleri ifade etmenin, gostermenin, anlatmanın gayreti içinde olacağız. Ülkemiz dışında yaşayan ve sayıları 6 milyonu aşan vatandaşımızın her birini gonullu turizm elçimiz olarak kabul ediyorum. Buna, ulkemizi ziyaretlerinde duyduğu memnuniyetle fahri vatandaşlarımız haline gelen dostlarımızı da eklediğimizde karşımıza devasa bir tanıtım ordusu çıkıyor."Avrupa'daki vatandaşlara yonelik geçen yıl başlattıkları "Komşunu da al tatile gel" kampanyasının devam ettiğini belirten Erdoğan, "Almanya'daki seçim surecinde aleyhimizde yurutulen tum kampanyalara rağmen bu ulkeden gelen turist sayısının yılın ilk 8 ayında 2,5 milyonu geçmesi, kampanyamızın başarılı olduğuna işaret ediyor. Rus turistlerin sayısı da 3,5 milyona yaklaştığına gore oradaki sorunlar da çozuldu demektir" dedi.
Korfez ulkelerinin Turkiye'nin tabii ve en buyuk turizm pazarı haline geldiğini soyleyen Erdoğan, "Yeni donemde mevcut pazarları geliştirmenin yanında yılda 120 milyon turistin dunyaya dağıldığı Çin başta olmak uzere Hindistan, Malezya, Endonezya, Japonya, Guney Kore, Guney Amerika ulkeleri gibi yeni alanlara ağırlık vermeliyiz. Bu pazar çeşitliliğini sağladığımızda bolgemizdeki siyasi sorunların turizm sektorune etkisini asgari duzeye indirebiliriz" değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı, Turizm Şurası'nda bu konuların enine boyuna tartışılacağını belirtti.