Özet (TL;DR) @ 2017-10-24T13:06:08.000Z: CHP Lideri Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerin erkene alınması çağrısında bulunarak, "17 ay beklemenin bir anlamı yok. Kim milletten kaçıyor, kim kaçmıyor çıksın ortaya. Gidelim seçime, bütün gerçekler…



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Turkiye'nin bir sorunlar yumağı altında olduğunu belirterek, kimseden umutsuzluğa kapılmamasını istedi. "Sozum soz. Butun bu sorunlardan Turkiye'yi arındıracağım" diyen Kılıçdaroğlu, hapishane değil, fabrikalar yapacağını soyledi.

Turkiye'deki taşeron işçi sorununu ilk kez kendisinin dile getirdiğini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Tamamına sahip çıktım. Sizin haklarınızı savunmak benim boynumun borcudur" ifadesini kullandı. Aylardır Enis Berberoğlu'nun hapiste olduğunu ve geçtiğimiz gunlerde bir fıtık ameliyatı geçirdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şoyle konuştu:"Beni uzen ameliyat geçirmesi değil, bu ameliyatı havuz medyasının istismar etmesi oldu. Enis Berberoğlu ameliyattan sonra tekrar hapishaneye gitme kararı aldı, bunlara ibretlik olsun diye. Emin olun insan duşmanına dahi insanca davranmalı. Bunların gozu o kadar kararmış ki kim yanında değilse 'herkesin yok edilmesi lazım' diye duşunuyorlar. Enis Berberoğlu içeride boş durmadı, bir kitap yazdı, bu kitabın butun gelirlerini gazetecilik stajı yapan oğrencilere verecek. Ergenekon, Balyoz davalarında bir Silivri kulliyatı oluşmuştu, onlarca kitap çıktı. Şimdi 20 Temmuz darbe kulliyatı çıkacak. O kulliyatlardan biri de budur. Mağdur olan harp okulları oğrencileri, askeri lise oğrencileri, işine son verilen akademisyenler... Bunların tamamı geleceğe bırakılan onemli notlardır, o kitapları yazan herkese teşekkurlerimizi sunuyoruz."

TUTUKLU GAZETEC İLER

Kılıçdaroğlu, tutuklu olan gazetecilerin serbest bırakılması gerektiğini savundu. Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak, Altan kardeşler gibi bazı tutuklu gazetecilerin isimlerini soyleyen ve bir gunahları bulunmadığını ileri suren Kılıçdaroğlu, "Eğer bir ulkede gazeteci hapisteyse o ulkede demokrasi yoktur, nokta" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, şoyle devam etti:"Adını saydığım bazı gazeteciler yazı yazdıkları donemde belki bir cumle dahi CHP'yi ovmemiştir. Bizi savunmak zorunda değiller, onlar gazeteci, 'kalemleri ozgur olsun' diyorum. Onlar gazetecilik yaptığı surece hep saygı gosterdim, şimdi hapisteler onların hakkını demokrasiye inanan biri olarak biz savunuyoruz ve sonuna kadar savunacağız."Buyukada'da toplantı yapan aktivistlerin tutuklandığını hatırlatan ve bunların gizli bir toplantı yapmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Ne gizli toplantısı Bu aktivistler daha once AK Parti'nin bakanlıklarında da gorev yapmışlar, yani beraber eğitim vermişler. Bunu yaptığınız surece Turkiye dunyada itibar kaybediyor. Gazetecileri hapiste olan, aktivistler hapiste olan bir Turkiye itibar kazanamaz" dedi.

KAYSER İ'DEKİ KİTAP FUARINDA YAŞANANLAR

CHP'ye oy versin, vermesin butun insanların duşuncelerini ozgurce soyleyebilmesi gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, bazı belediyelerin zaman zaman kitap fuarları duzenlediğine dikkati çekti. Kayseri Buyukşehir Belediyesinin de bir kitap fuarı duzenlediğini belirten Kılıçdaroğlu, şoyle konuştu:"Çok guzel. Bu tur fuarlara her goruşten yazar gelir okuyucuyla buluşur. Yazarla okuyucu arasında sıcak ve samimi bir ortam oluşur. Kayseri'de de yapılıyor. İhsan Eliaçık hepimizin bildiği saygıdeğer bir insan. İnanç, din ve vicdan ozgurluğunu savunur. Dini içerikli çok sayıda eseri vardır. Yayınevi davet eder ancak fuarı duzenleyen belediye İhsan Eliaçık'ın oraya gelmesini yasaklar, bu belediye en buyuk hakareti Kayserililereyapıyor. Kayserililer demokrattır, Kayseri duşunce ozgurluğune onem verir, siz İhsan Eliaçık'ı davet eden yayınevine yasak getireceksiniz ancak polisler koruyacak, bu Kayserililere, duşunce ozgurluğune getirilen buyuk bir kısıtlamadır.İhsan Eliaçık, 28 Şubat surecinde tutuklanıp hapse atılan bir kişidir, mağdur olan birisidir. İbrahim Kaboğlu için de yasak getirilmiş. O da mağdur. Bunlar bizde demokrasi olmadığını, tek adam rejiminin olduğunu gosteriyor. Buyuk bir ihtimalle tek adam telefon etmiştir, 'bunları içeri sokmayın' diye. Bekledim 'tepki gosterir mi ' diye gostermedi, demek ki talimat oradan gidiyor. Belediyede ne yapsın. 'Beni de istifaya zorlarlar' diye gereğini yapıyor."

Ş IRNAK'TAKİ MADEN KAZASI

Şırnak'taki bir komur madeninde yaşanan kazayı hatırlatan Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden 8 kişiden birinin 17 yaşındaki işçi olduğunu soyledi."17 yaşındaki bir çocuk komur madeninde çalışmaya zorlanıyorsa herkesin oturup duşunmesi lazım. En başta da devleti yonetenlerin" diyen Kılıçdaroğlu, "Onlar 17 yaşındaki Sıddık'ı değil, ceplerini duşunuyorlar. O açıdan Şırnak'taki kardeşlerime sesleniyorum, Doğu, Guneydoğu'dakikardeşlerime sesleniyorum; artık şapkayı alıp onumuzde koyup duşunme zamanıdır. Kim senin lehine çalışıyor, kim haktan hukuktan adaletten yana, kim cebini doldurmaktan yana, sen duşun taşın" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, bu olaydan sonra ocağın kaçak çalıştırıldığına dair açıklama yapıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:"Oysa kaçak değildi, ihaleyle verilmişti. İhale de zaten Resmi Gazete'de yayımlanmış. Bir bakan yalan soyler mi Dokularına işlemiş bunların. O yalan soyleyen bakanın gorevi bırakması lazım. 8 işçinin kanı onun boynundadır. Kendi kabahatini gizlemek için 'maden ocağı kaçaktır' diye çıkıp konuşabiliyor. İhaleyi sen yapıyorsun, Resmi Gazete'de yayınlıyorsun, gorevini yapmıyorsun, bir anlamda olenleri suçluyorsun. Bu doğru değil."

UYU ŞTURUCUYLA MÜCADELE

Geçtiğimiz grup toplantılarında uyuşturucunun ne kadar tehlikeli oluduğuna değindiğini aktaran Kılıçdaroğlu, uyuşturucu kullanma yaşının 11'e kadar duştuğune dikkati çekti.Kılıçdaroğlu, uyuşturucunun ozellikle çocuklar için buyuk tehlike olduğuna vurgu yaparak, bu sorunun çozum yerinin TBMM olduğunu soyledi. Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:"Peki sorun nasıl çozulecek Önce oturup konuşulacak, sağlıklı bir teşhis, ardından yasalar çıkacak. Biz bu sorunu kendi sorunumuz kabul edip bir araştırma onergesi verdik. 'Butun miletveklilleri oturup konuşalım, bu sorunu nasıl çozeceğimizi karara bağlayalım' diye. Biz bunu verdik, iktidar partisinin milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Uyuşturucu sorununun ayrıntılarını ortaya koymak ve çozum uretmek için verdiğimiz onergeyi AK Parti milletvekilleri reddetti. Butun annelere sesleniyorum; bunun hesabını AK Parti milletvekillerine sorun. 'Siz çocukları mı savunuyorsunuz, uyuşturucu baronlarını mı savunuyorsunuz' diye sorun anneler. Soracak mısınız? Soz mu?"

OHAL 'İN UZATILMASI

OHAL'in yeniden 3 ay uzatıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, darbe girişiminden hemen sonra Çankaya Koşku'nde Başbakan Binali Yıldırım ile yaptığı goruşmeyi anımsattı. Yıldırım'ın çok kısa bir sure için OHAL ilan edileceğini ifade ettiğini, ancak surenin bir yılı aştığını belirten Kılıçdaroğlu, bir halkın bir de "sarayın 15 Temmuz'u" olduğunu ileri surdu. Kılıçdaroğlu, şoyle devam etti:

"Halkın 15 Temmuz'un da insanlar sokağa çıktı. 250 şehidimiz, çok sayıda gazimiz var. Darbeyi engellediler. Burada en ufak bir tereddutumuz yok. Ama bir de 15 Temmuz'u fırsat bilip OHAL ilanıyla bir sivil darbe ortamı hazırlayan sarayın 15 Temmuz'u var. Biz sarayın 15 Temmuz'una karşıyız, herkes bunu boyle bilsin. Binlerce kişiyi hapse attılar. Yuzlerce kişi işkenceden geçti. 'İşkence yapıyoruz' diye BM'ye yazı gonderdiler. 'Hukukun ustunluğunu ihlal edeceğiz' diye BM'ye yazı gonderdiler. Her darbe kendi hukukunu yaratır. 12 Mart 1971 darbesi, 12 Eylul 1980 darbesi kendi hukukunu yaratmıştır. 20 Temmuz 2016 sivil darbe, o da kendi hukukunu yarattı ve devam ediyor. 20 Temmuz sivil darbesi, herkes bu tarihi hafızasının bir yerine yazsın. 20 Temmuz darbesi sureci içindeyiz."

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin ardından Mecliste bir araştırma komisyonu kurulduğunu, ancak komisyonun engellendiğini, komisyona gelip ifade vermesi gereken kişilerin davet edilmediğini savundu.Darbe girişiminin en kilit isimlerinden Adil Öksuz'un cep telefonlarıyla beraber serbest bırakıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak İbrahim Kaboğlu'nun, İhsan Eliaçık'ın takip edildiğini belirtti. "Bunların ne gunahı var?" diye soran Kılıçdaroğlu, Öksuz olayının halen muamma olduğunu, hesabının verilmediğini one surdu. Kılıçdaroğlu, FETÖ soruşturmasını yapan durust ve namuslu savcıların da gerçekler ortaya çıkmasın diye ellerinden o soruşturmanın alındığını one surdu. Kılıçdaroğlu, bir milyonu aşkın ailenin mağdur edildiğini savunarak, "Askeri oğrencilerin, er, erbaşların ne gunahı var?" dedi.Soruşturmada orgutun ust kademelerinin bırakılıp, aşağıdakilerle uğraşıldığını ileri suren Kılıçdaroğlu, "Dayısı, parası, siyasi arkası olanlar dışarıda. Bylock kullan kullanma. Hele kayınpederin de çok iyiyse damat olarak keyfin keyif" diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, "20 Temmuz darbesi" olarak ifade etttiği Olağanustu Hal (OHAL) ilanınından sonra bir korku iklimi yaratıldığını, hakimlerin bile korkularından adalet dağıtamaz noktaya geldiğini one surdu. Kılıçdaroğlu, şoyle devam etti:"Butun namuslu, iradesini saraya ipotek etmemiş hakim ve savcılara sesleniyorum Siz adaleti dağıttığınız surece tarihte yerinizi alacaksınız, adalete sahip çıktığınız surece itibarınız artacaktır. Adalet dağıttığınız surece sadece ulkede değil butun dunyada saygınlık kazanacaksınız. Siz adalet dağıttığınız surece 20 Temmuz darbesinin uzerindeki butun kulleri atmış olacağız, her şeyi aydınlığa kavuşturmuş olacağız. Namuslu hakim ve savcılara duşen gorev ağırdır. Bu şekilde gorev yaptığı surece hepsinin başımızın uzerinde yeri vardır."

" TEK ADAMIN KANDIRILMASI, ÜLKEYİ FELAKETE GÖTÜRÜR"

Parlamentonun işlevsiz bırakıldığını, gostermelik çalıştığını, KHK'lar ile istenilen her şeyin yapıldığını one suren Kılıçdaroğlu, devletin akılla, birikimle, irfanla, ilimle, tecrubeyle, istişareyle, iş bolumuyle yonetileceğini soyledi.Devletin butun yetkilerinin bir kişiye teslim edilmesi halinde orada devlet yonetimi değil kaos olacağını, hak, hukuk olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, butun milletin iradesinin bir kişiye teslim edilmesinin, toplumu felakete gotureceğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, Hitler, Mussolini, Pinochet'i buna ornek verdi.Kılıçdaroğlu, "tek adam rejiminde tek adamın kandırılmasının, ulkeyi felakete gotureceğini" ifade ederek, şoyle konuştu:"Örnek mi PKK, FETÖ, Esat, Barzani, Obama, Trump kandırdı, dunyanın dolarını odedi ABD'ye, lobicilere, lobiciler de kandırdı. Bu kadar kandırılan bir adamın bu ulkeye faydası olur mu? Eğer bu ulke, karamsar iklim içindeyse, korku iklimi hakimse herkesin kandırdığı bir adamın, Turkiye'ye getirdiği korkudur. Eğer sarayın da dahil her gece bir odada yatıyor ve korkuyorsa Meclis'e geliyor helikopterler havada, 'Acaba birşey olur mu' diye. Korkan adam ulkeyi mi yonetir? Korkunun egemen olduğu bir ortamda ulke mi yonetilir? Niye, neden korkuyorsun? Çık git, kahvede otur, vatandaşla sohbet et, taşeron işçilerle, çiftçiyle sohbet et. Devleti yoneten aldatılırsa ne olur, devletin kozmik odasını teror orgutune teslim eder. Turkiye Cumhuriyeti devletinin butun sırlarını, bir teror orgutune teslim eden vatan hainidir. Sen Turkiye Cumhuriyeti'nin butun sırlarını, kozmik odayı teror orgutune açtın, bunun hesabını vermedin. Bunun hesabını vereceksin.Her seferinde 'aldatıldık, kandırıldık' diyor. Niçin aldatılır; bilgisi, birikimi, kulturu, devlet deneyimi yoktur, herhangi bir şey yapmamıştır, zeka yetersizliği vardır, birisi gelir aldatır, kandırır. Bunu anlayışla karşılarım. En çok da çocukları aldatabilir, kandırabilirsiniz ama ihanet farklı bir şeydir. İhanette aldatma ve kandırma yoktur, doğrudan siz tasarlıyorsunuz, planl��yorsunuz, uygulamaya koyuyorsunuz. Bunu ben mi soyluyorum, hayır. TDK yayınlarına bakın. İhaneti yapan kişiye hain denir. O da TDK'nın sozluğunde vardır."

" NE BİÇİM KÜSMEYMİŞ?"

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'a ilişkin, "Bu şehrin kıymetini bilmedik, bu şehre ihanet ettik. Hala da ihanet ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum" dediğini soyledi.Hainlerin devleti yonetemeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Sultanahmet Camisi ve arkasında 16/9 kulelerinin bulunduğu bir fotoğraf gosterdi. Bunun aynı zamanda tarihe, inanca ihanet olduğunu one suren Kılıçdaroğlu, bu kulelerin ihanet kuleleri olduğunu savundu.Danıştayın, kuleleri yıkım kararı verdiğini ancak kimsenin bu kararı ciddiye almadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Şimdi 'İhanet ettik' diyor, hain kim? Sensin kardeşim başka kim olabilir. Danıştay ve Kultur Bakanlığı 'Yık' demesine rağmen yapan adam, 'Yıkmam', Erdoğan da 'Yıkmıyorsan ben seninle kustum' diyor. Ama geçen gun yine yan yana kurdele kestiler. Ne biçim kusmeymiş bu? Kendini hain ilan ettiysen o koltuktan kalkacaksın. Hain biri, bu ulkeye ihanet eden o koltukta oturamaz" dedi.Kılıçdaroğlu, bir otel yasadışı yeni katlar inşa ettiğinde, donemin Belediye Başkanı Nurettin Sozen'in kaçak katların tamamını traşladığını anlattı. İstanbul depreminden sonra Bulent Ecevit'in 493 bolgeyi, deprem sonrası toplanma alanı olarak belirlediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, ancak 16/9 kuleleri de dahil 400'e yakınının imara açıldığını soyledi. Kılıçdaroğlu, İstanbul Buyukşehir Belediyesinin,10 bin metrekarelik arsaya 145 bin metrekarelik inşaat ruhsatı verdiğini ileri surdu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a, "ihanetini itiraf ettiği için teşekkur ettiğini" soyledi.

" DEMİRDEN KORKAN TRENE BİNMEZ"

"CHP'li belediyelerin uzerine gidileceği"ne yonelik yorumlar uzerine Kılıçdaroğlu, "Gidin kardeşim. Demirden korkan trene binmez. Bizim belediye başkaları, namuslu adamlardır. Git bak bakalım bizim belediyelere. Doğal yaşam parkı nerede, en buyuk kent ormanını kim yapmış, kamulaştırma yapıp Sumerbank'ın alanını yeşil alan ilan etmiş bak bakalım. Yolun duşerse Aydın, İzmir, Tekirdağ, Eskişehir, Beylikduzu, Bakırkoy'e git. Bizim belediyeler yeşili, ağacın yeşilini seviyorlar, doların yeşilini değil" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerin, suç oranının, uyuşturucun en duşuk olduğu yerler olduğunu soyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bizi korkutmaya çalışıyorlar. Hiç korkmayız. Hiç endişemiz de yok. Kendi kabahatini ortmek için bizden belediye başkanını alıp, içeri atacaksın. Bunu zamanında FETÖ denemişti zaten" ifadesini kullandı.

" BELEDİYE BAŞKANLARI İSTİFAYA ZORLANDI"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2014'te demokrasinin sandıktan geçtiğini soylediğini, "Demokrasi sadece sandıktır. Halkın iradesini birileri ipotek altına alma girişimine girmesin. Bırakın halk, kendi iradesini rahat kullansın" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şimdi yuzde 49,5 oy alan başbakanın gorevden alındığını savundu."Milli iradeyi açıkça tanımıyorum, milli irade benim" denildiğini one suren Kılıçdaroğlu, seçimle gelen belediye başkanlarının şantajla istifaya zorlandığını savundu. Kılıçdaroğlu, sozlerini şoyle surdurdu:"Milleti bir kenera atıp, kendini millet yerine koyarsan orada demokrasi, ahlak, duşunce ozgurluğu, adalet olmaz, bir kişi her şeye egemen olur. Suçluyorsun, tehdit ediyorsun, şantaj ve istifaya zorluyorsun. Bunun adı kirli pazarlıktır. Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden adam, kirli pazarlığın ana aktorudur. Boyle bir adam Turkiye Cumhuriyeti'nde cumhurbaşkanlığı makamını işgal edemez. İşgal altındadır. Milli irade orada temsil edilmiyor. Namus ve şeref kavramını yureğinde, ruhunda taşımayan insanların o koltukta oturmaya hakları yoktur."

" GEL KARDEŞİM SEÇİM YAPALIM"

Kılıçdaroğlu, tek adam rejimi kaos yaratacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Kaos sarayda uretiliyor. Baskı, şantaj, tehditle devlet yonetilir mi? Hangi çağda yaşıyoruz? Ben bunları soylediğimde 'Belediye başkanını mı koruyorsunuz' diyor. Hayır biz demokrasiyi savunuyoruz, demokrasiyi koruyoruz. Şimdi teklif ediyorum; demokrasiyi koruyalım. 17 ay beklemeyelim yerel seçimler için. Buyurun gelin seçimleri erkene alalım. 17 ay beklemenin bir anlamı yok, anlamını kaybetmiştir. Şunu soyleyebilir: Efendim seçimleri erken yapacağız da Anayasa'da hukum var, 367'yi bulamayız. Soz, CHP'nin sozu, Kılıçdaroğlu'nun sozu. Getir kardeşim Anayasa'yı değiştirelim, erkene alalım bu seçimleri. El mi yaman bey mi yaman çıksın ortaya. Kim milletten kaçıyor, kim kaçmıyor çıksın ortaya. Bu kadar açık, net soyluyorum, demokrasi adına soyluyorum. Demokrasiyi artık daha fazla katletmeyelim, yeter artık. Gidelim seçime, butun gerçekler ortaya çıksın. Milletten mi korkuyoruz, hayır. Sen milletten korkmuyorsan, millet millet diye sabah akşam geziyorsan, şimdi kendini milli iradenin yerine koyduysan açıkça sana meydan okuyorum. Gel kardeşim seçim yapalım."