Özet: Merhabalar... Bugün sizlere oldukça ilgi çekici bulduğum ve derslerde sıkça değindiğimiz Hititlerin kaybolan tanrısını anlatacağım.📌Hititler, Tanrılarını insan biçimli (antropomorfik), insani karakter, yönelim ve duygular barındıran insan dışı varlık olarak düşünmekteydiler. Bu yüzden karşılaştıkları sorunların sebebini öfkelenen bir tanrının ülkeyi/kenti/tapınağı terk etmesine bağlamaktaydılar.

Bu durumu Ksenophanes çok güzel açıklar: "Eğer öküzlerin, atların ve aslanların elleri olsaydı ve onlar elleriyle insanlar gibi resim yapmasını ve sanat eserleri meydana getirmesini bilselerdi, atlar tanrıların biçimlerini atlarınkine, öküzler öküzlerinkine benzer çizerlerdi."

Hitit anlayışının özgünlüğü aslında bazı düşünsel sistemin yeniden yorumlanmasına bağlı. Bu yorumlardan en ilgi çekici gördüğüm "kaybolan tanrı" efsanesidir. Baş kahramanımız tabi her zamanki gibi Telepinu'dur. Farklı kaynaklar bu rolü babasına, güneş ve fırtına ilahlarına verir. Hitit metinleri genellikle ezberlenmek zorundaydı. Metnin başlangıç kısmı kayıp olduğu için bizim tanrının neden kaybolmaya karar verdiğini maalesef ki bilemiyoruz. Belki insanlar onu oldukça rahatsız etmiştir? Telepinu gidince ocaklarda yanan alev bir anda sönmüş. Diğer tanrılar ve insanların üzerine bitkinlik çökmüş, koyunlar kuzularını, danalar buzağılarını beslemez olmuş ve insanlar çiftleşmeyi bırakmış, dereler kurumuş, toprak buğday vermez olmuş... O dönemde Güneş Tanrı, Telepinu'nun aranması için bizzat ulaklar göndermiş. İlk önce bir kartal gelmiş Hitit ülkesine ama tanrıyı bulamamış ve daha sonra fırtına tanrısının kendisi iştirak etmiş. Sonunda Ana tanrıça Kubaba gelir... (erken dönem Kibele) DEVAMI YORUMLARDA…

, tarih , sanat , mitoloji , hitit , hatti , antik , antikçağ , antiktarih , history , art