Bugün öğrendim ki: Dracula'nın (1931) aynı anda çekilen iki farklı versiyonu vardı. İngilizce versiyonu (Bela Lugosi klasiği) gündüz ve gece çekildi, farklı bir aktör grubu aynı setleri kullanarak İspanyol versiyonunu filme aldı.

Cadılar Bayramı yaklaşıyor, bu da bazı İspanyol deyimlerini tazelemek için iyi bir zaman olduğu anlamına geliyor. Örneğin, Cervantes'in dilinde "Drakula" nasıl diyebilirsiniz? Cevabın temelde aynı şeyi İspanyol aksanıyla söylemeye eşdeğer olan “Drácula” olduğu ortaya çıktı. Böylece Universal Pictures'ın yakında çıkacak olan klasik 1931 korku filmini **_Dracula_** çekme zamanı geldiğinde, İspanyolca konuşan bir izleyici kitlesine ulaşmanın en iyi yolunun tam da bunu yapmak olduğunu düşündüler: aynı filmin başka bir versiyonunu yapmak film, ama İspanyol aksanıyla. 1930'ların başlarında, sesli filmler Hollywood standardı haline gelmişti ve büyük stüdyolar, yabancı dildeki izleyicilerini, özellikle de film delisi İspanyolca konuşan sinema izleyicilerini tatmin etmenin yollarını bulmaya çalışıyorlardı. Altyazılar kartlarda yoktu ve o zamanlar dublaj karmaşıktı, bu yüzden stüdyolar İngilizce konuşan ekip günü tamamladığında aynı filmi İspanyolca olarak çekmeyi seçti. Her gece, mezarlık vardiyası aynı setleri kullanacak ve aynı sahneleri çekecekti, ancak Amerikalı aktörler uluslararası bir dizi Hispanik beyaz perde yıldızlarının yerini alacaktı. Aynı filmin vasat bir versiyonunu yapmak için harika bir yol gibi görünüyor, ancak _Dracula'nın durumunda, İspanyolca versiyonu film eleştirmenleri tarafından aynı malzemeye çok daha cüretkar, şık ve sinematik bir yaklaşım olarak tanındı. Eva Seward rolünde Meksikalı genç cadı **Lupita Tovar**, Conde Drácula rolünde İspanyol Carlos Villarías ve Juan Harker rolünde Arjantinli Barry Norton, yönetmenler **George Medford** ve **Enrique Tovar Ávalos** özellikle karamsar, atmosferik bir film yarattı. , ve Bram Stoker'ın üstün film olarak kabul edilen vampir klasiğinin seksi versiyonu. Ama bu tamamen tesadüf değil. Medford ve ekibi, her gece işe gitmeden önce, Browning'in günlük gazetelerine bakma şansına sahip olacaktı.