Özet (TL;DR) @ 2019-01-11 08:27:22.568837: Saman altından su yürüten, lego canavarı, bilim tutkunu o çocuk büyüdü, hiç aklında olmayan bir yola sapıp oyuncu oldu. “Dağ” filmiyle çıkış yapan, “Fazilet Hanım ve Kızları” dizisiyle hayran…



Hikayenin en ba şından başlayalım bence... Bugunun unlu oyuncusu Çağlar Ertuğrul, çocukken de boyle ilgi odağı mıydı? Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

- Aslında gayet sakin bir çocukluk geçirdim ben. Gerçi saman altından su yuruttuğumu soylerlerdi ama...

Nas ıl yani?

- Plan yapardım gizli gizli, insanları bu zamanın deyimiyle trollerdim. Eğlenmeyi seviyordum. Hep dışarıdaydım, parklardan eve donmezdim. Eve geldiğimde de legolarımla oynardım. Bazen sabahtan akşama kadar oynadığım olurdu. Hala takip ederim lego dunyasını.

Saman alt ından su yuruten lego canavarı o çocuk, "Buyuduğunde ne olmak istiyorsun?" diye soranlara ne cevap verirdi?

- Surekli legolarla oynamaktan olsa gerek bilim ve beceri gerektiren meslekleri kendime uygun gorurdum. Özel bir idealim yoktu ama biraz ailemin de gazıyla makine muhendisliği okudum. İyi ki okuyup mezun olmuşum. Şimdilerde hayalim fizik okumak, gerçi çok zor artık bir daha o duzene girmek. O yuzden şimdilik bilim ve fizik dunyasını sadece dışarıdan takip ediyorum.

Aile desem...

- Çok şukur çok sıcakkanlı, birbirine bağlı bir ailem var. Tabii ki her aile gibi bizim de inişlerimiz çıkışlarımız oldu ama hep kenetlenmeyi bildik. Onların desteği paha biçilemez.

FOTO ĞRAFIM ÇEKİLMESİN DİYE  TANTUN İCİYE GİDEMİYORUM

Ve onlardan ald ığınız destekle bilim yerine sanata yoneldiniz.

- (Guluyor)... Biraz oyle oldu.

"Dağ" filmi ile çıkış yaptınız ama "Fazilet Hanım ve Kızları"nda ustlendiğiniz Yağız roluyle yıldızınız daha da parladı. Neydi o projeyi farklı kılan?

- Enerjisi yuksek bir diziydi bir kere... Seyirci de sağ olsun beğendi. Yapımcımız Şukru Avşar da hep arkasında durdu. Yağız bu kadar yuksek tempolu bir dramada hep ağırbaşlı, soğukkanlı kalmaya çalışıyordu. Sanırım o yonu sevildi.

Art ık sizi herkes tanıyor. Şohret hayatınızı değiştirdi mi? Bazılarının şikayet ettiği gibi bir kısıtlama hissi veriyor mu mesela?

- Ben normalde hayat standartlarımdan odun vermeyi sevmiyorum. Tek başıma sinemaya da giderim, metrobuse de binerim. Bunlar gayet normal şeyler. Ancak bazen bu normal şeyleri yapmak guç olabiliyor. İşte değiştiğim noktalar bunlar. Biri izinsiz fotoğrafımı çekip paylaşacak diye tantuniciye gidemiyorum mesela (guluyor).

HAYIR, BU ROL Ü BENDEN  BA ŞKASINA VEREMEZSİNİZ

Sizi komediye yak ıştıran da var, "dramalar için biçilmiş kaftan" diyen de... Siz kendinizi daha çok hangi ture yakın hissediyorsunuz?

- Komediye daha yatkın olduğumu duşunuyorum. Ancak Turk seyircisinin alışık olduğu mizah tarzından çok İngiliz ve Amerikan ekolleri hoşuma gidiyor.

Peki sinema m ı yoksa dizi mi desem? Hangisini seçersiniz?

- Her zaman sinema derim. Umarım Turk dizileri de 60-70 dakika civarlarına duşer. Bu hem dizi hem de sinema sektoru için çok faydalı olur.

G onlunuzden geçen gerçek oldu, yine bir sinema filmiyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyorsunuz. Cuma gunu vizyona girecek "Yanımda Kal"dan biraz soz edelim mi?

- "Yanımda Kal" senaryosunu okuduğum andan itibaren çok inandığım bir proje. Yapımcımız Şebnem Aşkın'la tanıştığımızda ona soyledim "Bu rolu benden başkasına veremezsiniz" diye (guluyor). O da benim bu isteğim karşısında çok gurur duymuş. Son derece ozenilerek hazırlanmış bir film oldu. 21 Aralık'ta vizyondayız. Seyircinin de beğenip takdir edeceğine suphem yok.

OF İSİ DAĞITTIĞIM SAHNE  Ç EKİLİRKEN DELİRDİM

Bu projede nas ıl bir rolde izleyeceğiz sizi?

- İşadamı Emir'i canlandırıyorum. Son derece işkolik ve hırslı biri. İşinde de başarılı. Başarısızlığa tahammulu yok. Bu da onu sistemin içinde robotlaştırmış. Derinde bir yerde aslında çok rahatsız hissettiği bir durum. Ailevi sorunlardan kaynaklı...

O sarmaldan nas ıl kurtulacak peki?

- Zeynep'le tanışınca... Ondan sonra hayatı tumuyle değişiyor.

Anlad ığımız kadarıyla filmde aşk da var, dram da... Siz neler hissettiniz çekerken?

- Dramdan ziyade ozverili bir çiftin dayanışması diyebiliriz. Evet ozunde bir aşk hikayesi ama birbirlerine sevgiden daha ote duygularla bağlılar.

Senaristimiz Çağlar Yurt, karakterleri ve olayları çok iyi betimlemiş. Yonetmenimiz Uğur Yağcıoğlu da hep doğallıktan yanaydı. Çekerken gerçekten ağladık, gulduk, heyecanlandık.

Sizinle g ulup sizinle ağlayan isim de partneriniz Meriç Aral oldu. Nasıldı onunla çalışmak?

- Algıları çok yuksek biri. Oyun alışverişinde çok başarılı, çok doğal ve sempatik bir oyuncu. Umarım başka projelerde de denk geliriz.

O kadar m ı tuttu kimya?

- Yetenekli ve disiplinli birisiyle karşılıklı oynamayı kim istemez ki? Bu film sayesinde bir de arkadaş kazanmış oldum.

Sizin a çınızdan "Yanımda Kal"ın en unutulmaz sahnesi neydi?

- Ofisi dağıttığım sahne... O sahnede cidden delirmiştim, sayesinde çok da iyi stres attım (guluyor). O sahneyi unutamam işte...

Ya sizi en çok zorlayan sahne?

- Filmin sonlarına doğru olan bir sahne... Surprizi bozmak istemiyorum ama duygusu cidden ağırdı o sahnenin.

İnsanlar bu filmi neden izlemeli?

- İnanma isteğini tazelemek isteyen herkese iyi gelecek bir film. İnsanlar bu filmden sonra sevdiklerine bir kez daha sımsıkı sarılacaklar.

İstanbul insana iyi
gelmiyor

İ ZMİR'E, EVİME DÖNDÜM

Bir haber okudum hakk ınızda... İstanbul'u terk etmiş, İzmir'e yerleşmişsiniz. Kaçış için çok erken değil mi?

- Kaçış sayılmaz aslında. Zaten İzmirliyim ve evime geri dondum diyelim. Hem dizi hem de filmler sona erince, artık İstanbul'da olmamın bir anlamı da kalmamıştı.

Sekt orun kalbi burada atıyor. Kariyeriniz açısından bu bir handikap değil mi?

- İstanbul çok kaotik ama... Soylemeye gerek yok zaten, trafiği ve gurultusu insana iyi gelmiyor. Fırsatı olan daha huzurlu yerlere goçuyor. Yeni projelerde geri gelirim.

Bu sezon ekranda olmaman ızın sebebi de bu kaostan uzak kalmak istemeniz mi?

- Yoo, hayır. Aslında beğendiğim bir dizi projesi oldu ancak şimdilik bekleme surecinde herkes.

O belirsiz projenin d ışında, başka projeler var mı uzerinde duşunduğunuz? Hatta belki "evet" dediğiniz...

- Bu aşamada sadece "Yanımda Kal" filmine odaklanmış durumdayım. Bir de Olgun Özdemir'in "Kızım Gibi Kokuyorsun" filminde rol aldım, onun vizyona girmesini heyecanla bekliyorum.

B ÜYÜK ŞEHİRLERDE İNSANLIĞA İNANCIMI KAYBETTİM

G uzellik gibi yakışıklı olmak da bu sektorde avantaj sağlıyor mu?

- Ben kendimi hiç oyle konumlandırmadım. Dolayısıyla bu sorunun yanıtı bende yok sanırım.

Nelerle mutlu olur, nelerle uzulursunuz?

- Kedilerle, kopeklerle, kuşlarla, bilgisayar oyunlarıyla mutlu olurum. İnsanlığa inancımı ve sabrımı ozellikle buyuk şehirlerde yitirdim. Ara sıra başarı hikayeleri duymak beni çok mutlu ediyor.

SEV İYELİ DERECEDE KISKANCIM

Bir kad ında sizi etkileyen ozellikler neler?

- Kulturlu ve duyarlı olmalı. Sosyal sorumluluk bilincinin yuksek olması da etkiler. Ayakları yere sağlam basan, zeki kadınlar guzeldir.

Evlilik ve a şk desem...

- Her zaman sevgi ve saygıdan yanayım.

K ıskanç biri misiniz? Sadece ozel hayat anlamında sormuyorum bunu...

- Seviyeli derecede kıskancım artık. Lise ve universite yıllarımda daha kıskançtım. Şimdi kendim dahil herkesi olduğu gibi kabul ediyorum. Kimseye karışmaya veya değiştirmeye gucum yok.

İstanbul insana iyi
gelmiyor

HER G ÜN SELFIE ÇEKENLER İTİCİ GELİYOR

Sosyal medya desem...

- Bana kalsa butun hesaplarımı silerim. Ama işimiz gereği kendimizi orada gostermemiz gerekiyor. Ben de ara sıra istemeden selfie çekiyorum ama her gun selfie çeken insanlar bana narsisist ve itici geliyor.

Hangi oyuncular yak ın takibinizde?

- Engin Gunaydin ile "Galip Derviş"te kısa bir sahnemiz vardı. Onunla koca bir filmi beraber oynamak isterim açıkçası. Haluk Bilginer'le de tiyatro yapmak isterim.

Ve sonu ç

YETENE Ğİ ONU MÜHENDİSLİĞE YÖNLENDİRMİŞ

Çağlar Ertuğrul'un çocukluğunda legolara olan duşkunluğu, aslında aldığı muhendislik eğitimiyle tamamen ortuşuyor. Her ne kadar "Ailem için o bolumu okudum" dese de aslında sahip olduğu yetenek doğrultusunda yol almış. Peki oyunculuk nereden çıkmış olabilir? Her insan birden fazla yeteneğe sahip olabilir, Çağlar'daki durum da aynen oyle. Çocukluğundaki "saman altından su yurutme" diye tabir edilen durumu, onun heyecanı ve riski sevdiğini gosteriyor. Bu da yeni şeyler denemekten kaçmayacağının işareti. Motivasyon kaynaklarından belki de en onemlisi, yaptığı işten hemen geri donuş alabilmek ve takdir edilmek. Tıpkı sinema filmine başlayıp bitirmek, hemen sonucunu gormek ve oradan başka bir heyecana atılmak gibi.

Bu arada fiziği de takip ettiğini belirtiyor; ileride o alanla ilgili bir çalışma yapması hiç şaşırtıcı olmaz.