Özet (TL;DR) @ 2018-12-06 08:23:16.629246: Mehmet Fatih Çıtlak, her perşembe “M.Fatih Çıtlak ile Huzur Vakti” adlı programıyla Kanal D izleyicisinin karşısına çıkıyor. Ekranla tesadüf eseri tanışan ve bir daha kopamayan Çıtlak, “Sadece…



İzleyicileriniz sohbetlerinizden dolayı sizi tanıyor ancak hakkınızda çok fazla şey bilmiyorlar. Öncelikle bize biraz kendinizden soz eder misiniz?

- Çok ozel bir çocukluk ve gençlik çağı yaşadığımı iddia edemem. Lakin çok renkli, insan tanımak açısından zengin bir donemdi. Ailem ve bilhassa anne- babam çok aktif ve sosyal faaliyetleri olan insanlardı.

Çocukluğum ve gençliğim İstanbul-Fatih'te geçti. Bizim ev hocaların, alimlerin, komşuların sık sık ziyaret ettiği, her turlu sosyal icraatın ifa edildiği bir merkez gibiydi.

Misafir gelmediği akşamlar "Acaba ne oldu? Niye kimse gelmiyor?" diye duşunurduk. Çocukluktan gençliğe geçişimde kırılma ve ayrılma noktalarını en çarpıcı şekilde hissettim. İnsanların siyasi çekişmeler yuzunden nasıl birbirine duşman olduklarını gordum ve galiba siyasetten nefret etmemin tohumları da o çağlarda atıldı.

Kendi çocukluk ve gençlik hatıralarımın bir kısmını kitap olarak da kaleme aldım.

Ama şu kadarını soyleyebilirim ki yaşadığım çevredeki tum farklılıkları kendi çapımda, biraz da derinlemesine diyebileceğim şekilde yaşadım.

Bu bana ne kadar katkı sağladı, değerlendirmesini kendi kendime yapmam bana doğru gelmiyor.

Ama şu andaki insan ilişkilerime farklı bir boyut kazandırdığını duşunuyorum.

Peki televizyon hayat ınız nasıl başladı?

- 1997 senesinde bir ozel televizyonda program yapan arkadaşımız "Benim din ve kultur programıma konuk olur musun? Programa uyabilirsen hep konuştuğumuz mevzuları belki ekran karşısında da konuşabiliriz seninle" dedi. Ben de o arkadaşın samimiyetine guvenerek "peki" dedim, çıktık.

Benimle sohbet kısmı yarım saat, tamamı ise bir saat surmesi gereken program 1 saat 45 dakika surdu. Yayın sonrası arkadaşım "Sen benimle dalga mı geçiyorsun Fatih Hoca?

Gerçekten senin ilk programın mı bu?" diye sormuştu. Birkaç kere orada çıktım.

Bu arada sesli yayıncılıkla alakalı bant tiyatrosu, şiir, enstrumantal muzik gibi alanlarda supervizorluk, yonetmenlik de yapıyordum.

Şoyle kabaca bir hesap yaptığımda radyo ve televizyon olarak 5000'e yakın programda yer almışım.

Huzur
vakti

SADECE RAMAZAN 'DA PROGRAM YAPILMAMALI

◊ Yeni program ınız "M.Fatih Çıtlak ile Huzur Vakti" hayırlı uğurlu olsun. Bu sene Kanal D ekranında izleyicilerinizle buluşuyorsunuz. Neler soylemek istersiniz?�

- Sadece Ramazan'da program yapıyor olmak bilhassa ahlaki ve dini konuların işlendiği sahalarda bazı dezavantajlar oluşturuyor. Sanki sadece Ramazan'da bir dini hayatımız ve hassasiyetimiz var gibi bir yanlış anlamayı bile beraberinde getiriyor bu duzensizlik. En azından haftada bir seyircimizle buluşmamız insanımıza guzel şeyleri aktarmayı daha uygun kılıyor. İşte "Huzur Vakti" programıyla bunu başarabileceğimizi umuyorum.

Bize biraz program ın içeriğinden de bahseder misiniz?

- "Huzur Vakti"nde izleyicilerimizin kendi maddi ve manevi dunyalarına ait birçok guzelliği rahatlıkla keşfedebileceğini duşunuyorum.