/Paylas.io

[bikotbitisort] Hadi hemen hemen hepimizin izlediği Unorthodox'u inceleyelim 4 bölümlük mini diziyi 4 günde bitirdim Çünkü bu tarz bi

2020-04-06 13:20:31 | URL | durum_leyla




Özet (TL;DR) @ Hadi hemen hemen hepimizin izlediği Unorthodox'u inceleyelim. 4 bölümlük mini diziyi 4 günde bitirdim. Çünkü bu tarz bir özgürlüğü kısıtlayan, baskı içeren şeyleri normalde izleyemezken bu süreçte çok daha kötü etkilendim. New York gibi bir şehirde, bir kadının, hatta hiçbir insanın yaşamaması gereken esaretten, özgürlüğe, Berlin'e kaçan Esty'nin hikayesi beni çok yaraladı. Bizim ülkemizdeki bi çok kadın da benzerini ne yazık ki yaşıyor. Hiçbir dil, din, ırk, töre, adet bir insanın özgürlüklerini, en temel yaşamsal haklarını elinden almamalı, alamaz. Geçmişte yaşanan felaketin acısını hala atlatamayan cemaat mensupları, baskı altındaki kadınlar, adamlar o kadar gerçek, o kadar da tanık olduğumuz şeyler ki, kahrolmaktan izleyemedim bi çok kez ara vermek zorunda kaldım. Hangi din olursa olsun, cahillik ile birleşen bağnazlık başta kadınlar olmak üzere her üyesini bi esaret altına alıyor işte. Oyunculuklar, sahneler mükemmel. Berlin'i ve New York'u ne kadar özlediğimi anladım izlerken. Bizim için hayatın en temel şeyleri olan jean giymek, birisiyle öpüşmek, bisiklete binmek, yüzmek, müzik dinlemek bile Esty için hayatı boyunca mahrum kaldığı şeylerdi. Dünyanın her yerinde, her ülkesinde, her şehrinde Esty gibi kadınlar var ne yazık ki. Bunları düşündükçe daha da üzüldüm, daha da bi kötü oldum. Gerçekleri yüzüme tokat gibi vura vura beni mahvetti dizi. Siz ne düşünüyorsunuz, neler hissettiniz izlerken, buyrun sohbete..



View this post on Instagram

Hadi hemen hemen hepimizin izlediği Unorthodox'u inceleyelim. 4 bölümlük mini diziyi 4 günde bitirdim. Çünkü bu tarz bir özgürlüğü kısıtlayan, baskı içeren şeyleri normalde izleyemezken bu süreçte çok daha kötü etkilendim. New York gibi bir şehirde, bir kadının, hatta hiçbir insanın yaşamaması gereken esaretten, özgürlüğe, Berlin'e kaçan Esty'nin hikayesi beni çok yaraladı. Bizim ülkemizdeki bi çok kadın da benzerini ne yazık ki yaşıyor. Hiçbir dil, din, ırk, töre, adet bir insanın özgürlüklerini, en temel yaşamsal haklarını elinden almamalı, alamaz. Geçmişte yaşanan felaketin acısını hala atlatamayan cemaat mensupları, baskı altındaki kadınlar, adamlar o kadar gerçek, o kadar da tanık olduğumuz şeyler ki, kahrolmaktan izleyemedim bi çok kez ara vermek zorunda kaldım. Hangi din olursa olsun, cahillik ile birleşen bağnazlık başta kadınlar olmak üzere her üyesini bi esaret altına alıyor işte. Oyunculuklar, sahneler mükemmel. Berlin'i ve New York'u ne kadar özlediğimi anladım izlerken. Bizim için hayatın en temel şeyleri olan jean giymek, birisiyle öpüşmek, bisiklete binmek, yüzmek, müzik dinlemek bile Esty için hayatı boyunca mahrum kaldığı şeylerdi. Dünyanın her yerinde, her ülkesinde, her şehrinde Esty gibi kadınlar var ne yazık ki. Bunları düşündükçe daha da üzüldüm, daha da bi kötü oldum. Gerçekleri yüzüme tokat gibi vura vura beni mahvetti dizi. Siz ne düşünüyorsunuz, neler hissettiniz izlerken, buyrun sohbete..

A post shared by Bi kot Bi tişört 🐍 (@bikotbitisortmag) on


Devamını oku